• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bir zamanlar bir gurup insan gemiyle yolculuk yapacaklardı. Geminin alt ve üst katlarında kimin yolculuk yapacağını belirlemek için aralarında kura çektiler. Böylece bir kısmı alt katta, bir kısmı da üst katta yolculuğa hak kazandı. Denize açıldıktan sonra, temizlik vs. gibi işleri için suya ihtiyaç duydular. Üst kattakiler rahatlıkla suyu alıp kullanıyorlardı. Alt kattakiler ise önce üst kata çıkıp denizden su almak, sonra da suyu tekrar alt kata taşımak zorunda kalıyorlardı. Bu işi yaparken hem gürültüleriyle hem de yerlere döktükleri sularla üst kattaki yolcuları rahatsız ediyorlardı.

Üst kattakilerin bu durumdan rahatsız olduğunu gören alt kat yolcularından birisinin aklına bir fikir geldi. Diğer alt kat yolcularının da onayladığı teklife göre, en iyisi geminin tabanında küçük bir delik açmak ve suyu doğrudan ordan almaktı. Alt kattakiler daha önce hiç gemiyle yolculuk yapmadıkları için, böyle bir hareketin neyle sonuçlanacağını tahmin edemiyorlardı. Ve buldukları bir baltayla geminin tabanını delmeye başladılar. Bir iki darbeden sonra, üst kattakiler gürültüyü merak ederek aşağıya indiler. Gördükleri manzara karşısında dehşete düştüler. "Siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına!" diye atıldılar.

Alt kat yolcuları sakin biçimde cevap verdiler: "Biz su ihtiyacımızı görürken sizi rahatsız ediyorduk, halbuki suya muhtacız. Şimdi sizi rahatsız etmeden suyu bu şekilde elde edeceğiz. Korkmanıza gerek yok, çünkü deldiğimiz sizin değil bizim kendi yerimiz, size zararı olmaz."

Üst kat yolcuları bu durum karşısında ikiye ayrıldı. Bir kısmı şöyle diyordu: "Elbette canım, adamlar kedilerine ait olan kısmı deliyorlar, bizi ilgilendirmez ki. Hem, denizden su taşırken o kadar gürültü yapıyorlar ki insan rahatça uyuyamıyor. Bırakalım ne istiyorlarsa yapsınlar!"

Aklı başında olanları ise doğacak vahim durumu anlatmaya çalışıyorlardı: "Arkadaşlar, evet biz üst kattayız, siz alt kattasınız; ama hepimiz aynı geminin içindeyiz. Sizin yolculuk yaptığınız yeri delmeniz, geminin su almasına ve sonuçta sadece sizin değil hepimizin boğulup vefatına neden olur. O yüzden kesinlikle böyle bir şey yapmayın. Sizin alt kata su taşırken bizi rahatsız etmeniz geminin batmasının yanında çok masum kalır. Biz o küçük rahatsızlığa razıyız, yeter ki hepimizin toptan denizin dibine ğark olmasına neden olmayın."

Akla yatkın ikna edici bu açıklamaları duyunca, alt kat yolcuları da gemiyi delmekten vazgeçtiler ve hep birlikte gidecekleri limana sağ salim ulaştılar.

KISSADAN HİSSE: Allah(cc.)'ın emir ve nehiylerine giren meseleleri uygulayan -yalakalık yaparak göz yumma ve gevşeklik göstermeyen salih- kimseler ile yasakları işleyen kimselerin durumları, bir gemiye binip kura çekerek, geminin alt ve üst katlarına yerleşen yolculara benzer. Öyle ki, alt katta oturanlar, su ihtiyacını giderirken üsttekilerin yanından geçip onları rahatsız ediyorlardı. Alttakiler bu duruma son vermek için bir balta alarak geminin dibini delmeye başlasalar, üsttekiler hemen gelip: "Yahu ne yapıyorsunuz?" diye sorunca alttakiler: "Biz su ihtiyacımızı görürken sizi rahatsız ediyorduk, halbuki suya muhtacız, şimdi sizi rahatsız etmeden yerimizi delerek bu şekilde su elde edeceğiz" deseler ve üsttekiler bu işte onlara mani olsalar hem kendilerini kurtarırlar, hem onları kurtarmış olurlar. Yok, yaptıkları işte serbest bıraksalar hem onları helâk ederler hem de kendilerini...

Hülasa, hepimiz aynı gemide yaşıyoruz, birilerinin gemiyi deldirerek su almasına ve bu geminin batmasına neden olan keyfi uygulamalarına seyirci kalamayız. Biz bir vahdet hareketiyiz. Zindan ve şehadetlerle bedel ödemişiz bu diyarda... Hem bu diyar Müslümanların ortak diyarıdır. Binecek devemiz de diyarımız da burası... Kaldı ki rengimiz, dilimiz farklı olsa da bu topraklar üzerinde aynı kaderi paylaştığımız yadsınamaz bir hakikattir. Her şeyden önce biz bir ümmetiz/milletiz; Muhammed (s.a.v)'in ümmeti ve atamız İbrahim'in milletiyiz. Hepimiz kardeşiz; rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir ve memleketimiz bir.... Bir, bir, bir... Bir çizgi üzerinde bin yüz on bir kuvvetindeyiz.

Daha nice birlerimiz vardır bizim... Öyle ise bu birliği, dirliği ve iriliği bozmayacağız, cennetasa bu diyarda birlerde karar kılıp birlikte yaşayacağız bi iznillah... Ne devemizden ne de diyarımızdan vazgeçmeyeceğiz; çünkü deve de bizim diyar da... Bunun için deveyi ve suyunu kesip bozgunculuk yapanların ve memleketi ABD emperyalizminin kucağına itenlerin, kaos, kargaşa ve fitne çıkaranların yanında durmayacağız. Biz, bize benzeyenlerin yanında duracağız evvel Allah!