• DOLAR 34.541
  • EURO 36.477
  • ALTIN 2879.199
  • ...

Sözlükte "hayvanı ehlileştirmek, atı terbiye etmek" anlamına gelen "siyaset" kelimesi Kur'an'ı Kerim’de doğrudan geçmemekle birlikte Efendimiz(s.av)'in hadislerinde çoğunlukla sözlük anlamıyla yer alır. İslami literatürde siyaset; "İnsanların işlerini ıslah edip düzene koymak suretiyle dünyada ve ahirette kurtuluş ve iyilik yoluna götürmek", "adalet ve istikamet esaslarına göre hususi bir topluluğun işlerini düzene koymak suretiyle yönetmek" gibi çeşitli şekillerde tanımlanmıştır.  

Siyaset ile yönetim eş anlamlı olarak kullanıldığı gibi, zaman zaman yönetim kuralları oluşmuş bir kurumun işleyişini sağlama anlamında, siyaset ise onu da içerecek şekilde kuralları belirleme ve temel kararları almayı yahut insanların düşünce, irade ve duygularını belirli bir doğrultuda yönlendirmeyi ifade etmek için kullanılır. Günümüz siyaset biliminde de farklı bakış açılarına göre çok sayıda siyaset tanımı yapılmıştır. İslam, hem dünya hem ahiret hayatımızı tanzim etmek için gönderilmiş bir kanunlar nizamnamesidir. Resulü Ekrem(s. a. v), Risalet vazifesini yerine getirirken İslam Daveti çerçevesinde ortaya çıkan Müslüman Ümmetin hem dini hem siyasi liderliğini de üstlenmiştir. 

Kur'an-ı Kerim'de siyasetin ana hatları ve temel yönetim ilkeleri veciz ifadelerle veya örnek tarihi hadiseler üzerinden verildiği gibi, Hz. Peygamber de bir devlet başkanı olarak örnek yaşayışıyla siyaset ve yönetim esaslarını ortaya koymuştur. Hak ve adaleti ayakta tutmak, her işte olduğu gibi yönetim işlerinde de takva üzere olmak, mülkün gerçek sahibi Allah'a gönülden itaat edip onun koyduğu kurallara riayet etmek, yeryüzünde iyiliği yayıp kötülüğün her çeşidini önlemek, çatışma, kavga, kaos yerine; birliktelik, barış ve düzeni sağlamak, Allah yolunda uzlaşmak ve birleşmek, mütecaviz zalimlerin saldırılarına karşı Müslümanların varlığını ve haklarını korumak, insan haklarına riayet etmek İslam'ın öngördüğü bir siyasettir.  

Nitekim siyaset, yalan konuşmak, adam kayırmak, rüşvet alıp vermek, birilerine iltimas geçmek ve kul hakkına geçmek değildir. Bu meyanda temiz siyaset ilkesini benimseyip insanı merkeze alan, "önce insan, öncelik adalet!" sloganıyla Türkiye'de temiz siyaset ilkesiyle siyaset sahnesine çıkıp yönetime talip olan HÜR DAVA PARTİSİ' bunun en güzel örneğidir. Kirli adaylarla kazanmak yerine, doğru adamlarla kaybetmeyi göze alan, hem bir devletin dininin adalet olmasını gür seda ile dile getiren bir partidir HÜDAPAR. Parti programı enine boyuna irdelendiğinde hükümranlık ve yönetim yetkisi mülkün gerçek sahibi Allah'ın olduğuna atıf yapılmıştır. Tam bir medeniyet inşasının ilkeleri ortaya konulmuştur bu partide... 

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "De ki: Mülk ve saltanatın sahibi Allah'ım! Sen mülkü ve saltanatı dilediğine verir, dilediğinden de çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz, dilediğini alçaltıp zelil edersin. İyilik yalnız senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye kadirsin." (Al-i İmran,26) 

 Siyaset yönetim sorumluluğuna işaret eden bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Hepiniz birer yöneticisiniz ve her biriniz yönetimdekilerden sorumludur. Devlet başkanı yöneticidir ve eli altındakilerden sorumludur. Erkek evinin yöneticisidir ve eli altındakilerden sorumludur. Kadın kocasının evinin yöneticisidir ve eli altında bulunan her şeyden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının yöneticisidir ve eli altında bulunan şeylerden sorumludur. Kısacası hepiniz birer yöneticisiniz ve her biriniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz." (Müslim) 

İslam Siyaset Düşüncesinde yönetimler adalet, velayetin kapsamı ve konusu gibi çeşitli açılardan sınıflandırılmaktadır. Mesela yönetirken siyasetin dayandığı değerler bir Müslümanı fazlasıyla ırgalar. Bu değerlerin gözetilmesi bakımından adil/zalim yönetim yahut siyasetten bahsedilebilir.  Adil yönetim, takvayı esas alan, insanlar arasında iyiliği ve sulhu yayan, kötülük ve fesadı ortadan kaldırmaya, hata ve bozuklukları ıslah etmeye çalışan, yönetilenlerin yönetime katılım ve rızasını sağlamaya önem veren yönetim tarzıdır. İslam'da hatasız ve kusursuz bir yönetim mümkün olmakla birlikte, bu yönetimde yöneticilerle yönetilenler Allah'ın rızasını kazanmayı temel hedef edinirler. Nitekim, İslam'ın rengini verdiği bir yönetim sisteminde fertler yekvücut olup vatanlarına karşı sadık ve birbirlerine karşı vefalıdırlar, hep birlikte kötülüğün önüne geçip iyilik üzre yardımlaşırlar. Fertler dünyalarını abad ederken ahiretlerini berbat edecek bir siyasetin içinde de olmazlar. Bu meyanda şair Abdülhak Hâmit; 

 "Ukbâda pâye almağa sâî (çalışan)olan kişi, 

Dünyada doğrulukla görür bence her işi." Der. 

(...devam edecek.)