• DOLAR 34.542
  • EURO 36.505
  • ALTIN 2878.064
  • ...

Ey bir damla kandan yaratılmış, bin endişe taşıyan insan! Bir gün öleceksin ve kabrinde bir süre bekledikten sonra kıyamet saatinde diriltileceksin. Sonra Mahkeme-i Kübra'ya varıp dünyadaki söz ve davranışlarından dolayı hesaba çekileceksin. Solunda sunulunca amel defterlerin dehşetten divaneye dönüp kendinden geçeceksin. Yok, sağında takdim edilirse eğer defterlerin, sevinç ve sürur içinde bağ-ı cinan olan cennetlerine gireceksin. Mücrimler kabrinden kıyam edip iki şerefli yazıcıyla mizanların kurulduğu mahşer yerine şimşek hızıyla yol alırken, bir diğer şerefli yazıcının refakatinde de sizler huzura geleceksiniz. Her şeyi bilen rabbimiz amellerinizi bildiği için hesabı seri vereceksiniz.  

"O gün her insan, yanında biri kendini mahşer yerine götüren, diğeri hakkında şâhitlik edecek olan iki melekle yüce divana gelecek." (Kâf:21) 

Kıyamet günü sûrun sesiyle mezarlarından irkilerek kalkan insanları derhal iki melek gelerek kendi hükmü altına alacak, biri onu Allah'ın mahkemesine doğru çekerek götürecek, diğeri ikisi de onun amel defterini taşıyacaktır. Hainlik, yalancılık, iftira atmak gibi kötü özelliklerden arınmış melekler, kimseye iltimas geçmezler. İnsanın yapıp ettiklerini artırmadan ve eksiltmeden olduğu gibi yazarlar. Şerefli yazıcılar yaratılış itibarıyla yazma ve kaydetme işinde unutmamak, fark etmemek, hataya düşmek gibi kusurlarla alil değildirler. Yanlış anlaşılmasın, meleklerin maddi bir bedenleri ve dolayasıyla kalem tutacak elleri, yazı yazmaları için bizim yazdığımız kalemler gibi kalemleri yoktur. Rabbimiz, meleklerin yaptığı görevleri insanın anlayabilmesi için, onun yazıyla birtakım olayları kaydetmesine benzeterek somut örnekler üzerinden açıklamıştır.  

 

Onların uzaklaştıkları böyle bir zaman diliminde kayda geçmeyen ve yazılmayan bir söz ya da fiilin olması düşünülemez. Şerefli yazıcılar, sorumlu oldukları insanın sözlü veya davranış haline dökülen bütün eylemlerine sadece şahitlik yapmakla kalmaz, aynı zamanda bunları anında kayda da geçirirler. Yani şahit oldukları olay ve durumları yazıyla da kayıt altına alıp muhafaza ettiklerini, bu belgelerin mahşerde insanın karşısına çıkarılacağını hem Kur'an hem de Efendimiz(s.a.v) beyan etmektedir. Şu hâlde zalimlerin cinayetleriyle dolup taşmış dosyalarının bir katakulliyle sümen altı edileceğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Nitekim o gün adil şahitler olan Allah(cc.)'ın meleklerinin refakatinde Mahkeme-i Kûbra'da hesaba çekilen zalimler için huzurda idam cezası verilecektir; “İla cehenneme zümera!” ‘Zalimler için yaşasın cehennem!’ sesleriyle arşı ala titreyecektir.

Filistin topraklarını işgal edip Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı kana bulayan, her ramazanda Gazze'yi bombalayıp kendince direniş güçlerinin azmini kırmaya çalışan Siyonist katillerden hem bu dünyada hem ahirette intikam alınacaktır. Siz ey batı! Ukrayna için bütün imkânlarını seferber etmiş batı ve dünyanın diğer devletleri, Müslümanlara reva görülen zulümler söz konusu olunca üç maymunları oynamaktan utanmıyorsunuz. Ey batı ve ey uygar dünya(!) sizler bu çifte standart ve ikircikli tavırlarınız yüzünden mazlum dünyanın nezdinde bir karşılığınız olmayacağı gibi hep nefret ve lanetle anılacaksınız.

Zenginliklerimizi ABD Emperyalizmi ve dörtyüzlü, sömürgeci batılı devletlere peşkeş çeken, onlara siyasi fahişelik yapan, Siyonist devletle normal-leşme ilişkilerini başlatan; Sudan'ın darbeci generallerinden tutun, Fas'ın iradesiz ve aciz idarecilerine,  darbecileri finanse eden BAE'nin krallarına, Tunus'un diktatör Kays'ından tutun Mısır'ın Firavunlarına kadar, hepsinden hesap sorulacaktır. Mısır'da seçimle işbaşına gelmiş ilk ve tek meşru Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'yi demokrasi ve insan hakları havarisi(!) batılı devletlerin desteğiyle devirip zindana tıkayan ve zindanda şehit eden, binlerce Müslümanın üzerine tankları sürüp katleden, mesnetsiz delillerle zindanda tuttukları binlerce İhvan mensubu Müslüman'ı idama mahkûm eden, yüzlercesinin infazını gerçekleştiren Sisi'den, sakal, cübbe ve sarıklarıyla diktatörlerle aynı fotoğraf karesinde arzı endam eden tekirci Selefi Nur Partisi'nin belam yöneticilerinden elbette ki hesap sorulacaktır. 

Yemen'in mazlum Müslümanlarına karşı orantısız güç kullanarak şehirlerini bombalayıp harabeye çeviren, ekonomik ve siyasi ambargoyla bu ülke insanını tecrit edip dünyayla irtibatını kesen, Yemen'de taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayan, milyonlarca Yemenli çocuğu aç ve biilaç bırakan, milyonlarcasını bulaşıcı hastalıklarla duçar eyleyen İbni Suud rejiminin yaptıklarından da Allah haberdardır.  

Ey birader, misafir olarak konakladığın virane ve köhne dünya hanında hangimiz mukimiz ki? Cümle dostlar bu hane-i eflakta seferde değil miyiz? Öyleyse ey dost! Sakın ola ki Allah'ın rahmetinden ümidini kesme. Hasılı kelâm, ahiret yurdunda hesaba çekilirken, her şeyin mutlak adalete göre cereyan ettiğini anlaman ve bilmen için yaptığın tüm işler -gizlisi saklısı ne varsa- karşına konulacaktır.