Dünya dediğimiz ne ki? (1)
İmtihan diyarı olan dünyamızın zemmi hakkında varid(ulaşan, yetişen, gelen, erişen)olan nice ayet ve misaller vardır. Bu ayet ve misaller insanları dünyanın bataklığından döndürüp ebedi hayatın gülistanına yöneltmeye sevk eden kilometre taşlarıdır. Kaldı ki bütün peygamberlerin gayesi de budur? Zaten Peygamberler ancak bu maksatla gönderilmişlerdir. Hani bu meselede konuyu uzatmamak adına, Kur'an-ı Kerim'den delil getirmek yerine bu hususta bize ulaşan bir kısım haberlerle yetinsek diyorum... Amacımız bize ayrılan köşede okuyucu kardeşlerimize vaaz etmek falan değildir. Çünkü vaizler bu işi bizden daha iyi yapmaktadırlar.
Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v) ölü bir koyun leşinin yanından geçerken şöyle buyurmuşlardı:
"-Siz şu leşi, ehlinin gözünde kıymetsiz olarak mı görüyorsunuz? Zaten kıymetsizliğinden dolayı sahipleri onu mezbeleliğe atmış!...
-Nefsimi kudret elinde tutan Allah(cc.)'a yemin ederim ki dünya Allah nezdinde, şu leşin sahipleri nezdinde kıymetsiz olduğundan daha kıymetsizdir. Eğer dünya Allah katında bir sivrisineğin kanadına eşit olsaydı Allah(cc.) o dünyadan hiçbir kâfire bir yudum su dahi içirmezdi."
Dostlar, dünya dediğiniz ne ki? Çoğu gitti azı kaldı ömrümüzün... Allah Resulü, dünyanın tanımını yaparken mezbelenin üzerinden çürümüş bir paçavrayı ve çürümüş bir kemiği eline alarak:
"Ey ashabım! Gelin dünyaya bakın! İşte bu dünyadır!
Peygamber (a.s) dünyanın zihnimiz ve gönlümüzdeki yerini belirlemek için bir paçavra et ve çürümüş kemik somut örneğinden yola çıkarak uğruna dövüştüğümüz, savaştığımız ve öldüğümüz dünyanın gerçeğini gözümüze sokuyor adeta. Çünkü gözlerin gördüğünü zihin daha kolay kavradığından dolayı bu yönteme başvuruyor. Alın görün, haraç mezat satılık dünya bu işte... Hangi biriniz bu paçavraya veya çürümüş kemiğe fiyat biçecek? Hem mazlum insanlarla paylaşmadığınız ve zindana çevirdiğiniz bu dünyanın, gün gelecek içindeki ziynetlerle birlikte bir paçavra gibi çürüyüp un ufak olacağını söylüyor aziz önderimiz.
Dahası o süs ve ziynet içerisinde görünen iskeletler öldükten sonra çürümüş kemiklere dönüşecek... Söyle ey dost, kim bunun önüne geçebilir? Kimler geldi geçti bu dünyadan...Nice divaneler otağ kurdu ziynetleri uğruna... Kimin eline ne geçti? Üstelik 'harîk-i hânümansuz'; yani evi barkı yakan, kül eden ve yangın yerine çeviren hazin hikâyeler bırakarak ayrıldı aşıkları. Hasılı aşıklar maşukuna vasıl olamadan teslim-i can ettiler buralarda... Aşık Ruhsatî de bu hakikati ifade etmek için haykırmış olmalı:
Daha senden gayri âşık mı yoktur
Nedir bu telaşın ey deli gönül
Hele düşün devr-i Adem'den beri
Kimler geldi geçti say deli gönül.
Mevlâ'm kanat vermiş uçamıyorsun
Bu nefsin elinden kaçamıyorsun
Ruhsatî dünyadan geçemiyorsun
Topraklar başına vay deli gönül.
Doğrusu üzerinde yaşadığımız dünya bir miktar tatlı ve yeşil olsa da orada vazifeli bir halife olduğunu unutma. Nasıl hareket edeceğini bil ve yolu şaşırma! Hududullah dairesinde hareket et ve eğlen, helal dairesi geniştir; sen her dem helalle yetin, harama tevessül etme ve hudutları taşırma! Pusulan Kitabullah, rehberin ve önderin Resulullah olsun!
Bu meseleyle alakalı Peygamber İsa(as.) ne güzel buyurmuşlardır:
"Sakın dünyayı ilah edinmeyin ki o da sizi köle edinmesin! İsraf edip zayi etmeyen bir kimseye hazinelerinizi emanet ediniz. Zira dünya hazinesinin sahibi için afetten korkulur. Allah Teâlâ'nın hazinesinin sahibi için ise afet söz konusu değildir.
Ey Havariler! Ben sizler için dünyayı yüzüstü yere yıkmış bulunuyorum. Benden sonra onu canlandırmayınız! Zira dünyanın habasetinden biri de onun içinde Allah(cc.)'a isyan edilmesidir. Başka bir habaseti de ahiret ancak onu terk etmekle elde edilir. Dikkat ediniz! Dünyayı bir geçit edininiz! Onu ahiret gibi tamir etmeyiniz! Biliniz ki her hatanın kökü dünya sevgisidir. Çoğu zaman bir anlık şehvet uzun bir zaman üzüntüyü icap ettirir."
Yine şöyle demiştir: "Dünya sizin için yayıldı. Siz onun sırtına oturdunuz! O hem talip hem matluptur. Bu bakımdan dünya ahiret talibini arar ki o rızkını dünyada tam manasıyla alsın. Dünya talibini ise ahiret arar. Ta ki ölüm onun yakasına yapışıncaya kadar."
Rabbim bizleri, ahiretini kazanmak için dünyayı bir geçit edinenlerden eylesin...