• DOLAR 34.612
  • EURO 36.693
  • ALTIN 2904.649
  • ...

Beni yadırgamaz ve bunamış demezseniz, Yusufların Mısır'a sultan oluşunun yakın olduğunu  size Yakub'i bir enin ve ahla haber verecektim. Çünkü baharların habercisi zindanlar cennet kokulu Yusuflar solumakta. Darağaçlarına gönderilen yiğitler, mübarek kanlarıyla baharların gelişini ve zaferin muştusunu sunmakta. O Yusuflar ki, Kenan diyarında, aha da şuracıkta, neredeyse kulağımızın dibinde kuyulara atıldı amma, Allah dilemediği için uzun zaman onlardan haberdar edilmedik. Allah'ın kanunu böyledir; Hz. Yakub (a.s) daha ilk gün oğlunun kuyuya atıldığı yeri bilseydi belki de imtihan sırrı bozulurdu. 

Sâdi-i Şirâzî Hz. Yakub'a: "Ne için Mısır'dan gelen Yusuf'un gömleğinin kokusunu işittin de yakınında bulunan Ken'an Kuyusundaki Yusuf'u görmedin?" diye sorulduğunda;

"Bizim halimiz şimşekler gibidir; bazen görünür, bazen saklanır. Bazı vakit olur ki, en yüksek mevkide oturup her tarafı görüyoruz gibi oluruz. Bazı vakitte de ayağımızın üstünü göremiyoruz." Demişti.
Yusuf (a.s)'ın babasına kavuşmadan önce kokulu gömleğini göndermiş olmasının bir hikmeti vardır: O, babasına adeta " Ya ebi! Ben hayattayım, buradayım, daha  ölmedim, Mısır'da iktidardayım; hem istikametimi kaybetmedim, atalarım İbrahim, İshak ve Yakûb geleneği üzere, tevhid esaslarına bağlı kalarak icraatlarımı  istikrarla sürdürmekteyim" der gibiydi. 

Mısır ve diğer İslam coğrafyalarında Yusuflarımızı zindanlara atanlar, davalarını engellediklerini düşünmüş olabilirler. Hâlbuki Allah ne dilerse o olur; hem İslam düşmanları bilmiş olsunlar ki, hiçbir karşı planla Allah’ın stratejisini alt edemezler. Kendi amaçları için devreye soktukları ve kendi amaçlarına hizmet edeceğine inandıkları birçok vasıtanın da sonunda kendi aleyhlerinde işlediğini ve ilahi amaca hizmet ettiğini er veya geç anlayacaklardır. 
Zalimler, Mısır'da İhvan Hareketi mensubu gencecik masum bedenleri darağacına göndermekle en köklü tedbiri aldıklarını düşünedursunlar. Onlardan intikam alarak zindana gönderen Sisi keferesi, aslında gelecekte o azizlere Mısır'ın yöneticisi olma fırsatını sağlamış olmaktadır. 

Doğrusu Allah'ın yüceltmek isteği kimseyi düşürmek için tüm dünyanın birleşse de başarılı olamayacağı bir hakikattir. Diktatörlerin, Yusuflarımızı "halletmek" için, başvurdukları "zindana atmak" ve  “idam etmek” gibi korku ve tedhiş yayan sözüm ona "güvenilir ve etkili" vasıta ve yöntemleri kullanmaları dahi, zalimler için hazırlanan sonu değiştirmeyecektir.  

" O zulmedenler yakında nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini  göreceklerdir." (Şu'ara:227)

Allah elbette ki Yusuflarımızı aziz, zalimleri de rezil etmeye kadirdir. Hem Allah Yusufların başarısını, zalimlerin de alaşağı olmasını dilerse bunu kim engelleyebilir? Allah zalimlerin düşüşünü dilemişse hiçbir etkili vasıta bunu durduramaz. Hatta bu vasıtaları kullanan zalimlerin, kullandıkları vasıtalar bile onların düşüş ve çöküşlerini daha bir hızlandıracaktır. 

Hz. Yusuf'un kıssasının bize öğrettiği diğer bir ders de şudur: Hakikat ve adalet adına gayret gösterenler, Allah'a güvenenler ve tüm işlerinde O'nu vekil bilen Müslümanlar, O'nun yardımına müstahak olup teselli bulurlar. Bu durum kendilerine, düşmanları karşısında cesaret ve güven bulmalarını da sağlamaktadır. Müminler, güçlü düşmanların korkunç vasıtalarıyla burun buruna geldikleri vakit dahi, moralleri bozulmaz. Vazifeyi ilahiye karışmadan, görevlerini korkusuzca yerine getirir ve işlerinin sonucunu da Allah'a havale ederler.

Evet Yusuf'um, bu zemheri mevsiminde kiminiz zindanda işkenceler altında yürüdü Rabb'ine. Kiminizin, katil cellatların Allah adına aldatmasıyla kalemi kırıldı. Dün Kerbela'larda Yezidler, din adına Hüseyin'lerimizi baği ilan ederek hunharca katletmişlerdi. Bugün yine din adına, aynı metodla münafıklık yaparak katlettiler bizi. Evet Yusuf'um, Musa'nın Firavun'a başkaldırdığı coğrafyada; yani Yed-i Beyda ülkesinde, Mısır'da, Seyyyid Kutupların, El Bennaların ve Udehlerin düştüğü yerde, hem Yusufların düştüğü Zavira zindanlarında, evet evet...tam da tarif ettiğim noktada, başımızı göğe, sakalımızı yele, boynumuzu bir daha ipe verdik. Biz bu firavunların elinden ölümlerden çok zulüm gördük Yusuf'um! 

Bunca acılardan geriye tertemiz ahlâkınız, iffetiniz, sabrınız, davanız ve dostlarınıza olan güzel vefanız kaldı. Geriden gelen kardeşleriniz, umarım kanınızın bereketi ve Allah'ın yardımıyla, arzulanan ikbal merdivenlerini bir bir tırmanacak ve Mısır'ın devrimi tamamına erecektir inşallah!