Dinleme türlerini bilme üzerine-2
Allah(CC), insanı mükemmel bir varlık olarak yaratmıştır. Dünya hayatında işini kolay tutmak adına yaratılışta genlerine birçok yeti ve yetenek kodlanmıştır. Kur'an'da: "Biz insanı en mükemmel bir şekilde yarattık" ilahi fermanının altında da birçok sır yatmaktadır. İnsan, meçhul bir varlık, ancak tanınıp bilindikçe malum bir varlığa dönüşmekte ve ilahi bir sanat olduğu anlaşılmaktadır. O, yeryüzüne gönderildikten sonra genlerine kodlanan yeti ve yetenekleri sergileme istidadı göstermektedir.
Mesela insanın merak, yeniliği arama ve anlamlılık genleri vardır. O, bu meraklarını okuyarak, dinleyerek, yazarak ve gezip görerek tatmin etmektedir. Zaten öğrenme de bir çeşit merakla başlamıyor muydu? Ayrıca insan dışında hiçbir canlı "hayatın anlamı" sorusunu sormuyor. "Ben kimim? Niçin yaşıyorum?" sorularını insan dışında kendine soran bir başka varlık var mıdır?
İnsan bilgi ve bilinç sahibi bir varlık olması hasebiyle kimi nasıl dinleyeceğini de iyi bilmektedir. Ancak iyi bilebilmesi için de iyi bir eğitimden geçmesi gerekmektedir. İnsan, bünyesinde birçok ham maddeyi barındıran bir toprak misalidir. Bu topraktan istifade etmenin yolu da onun doğru işlenmesine bağlıdır. O, yaratıkların en şereflisi olup Allah'ın halifelik vazifesini yeryüzünde icra etmek için gönderilmiştir. İnsanın bilgi ve bilinç sahibi olması onu yeryüzünde diğer varlıklardan üstün kılmaktadır.
Müslüman, Kur'an'ın sesine kulak verip dinleyen, Allah ve Resulü'ne itaat eden; yani ön yargılarından sıyrılıp Allah'a(CC) doğrudan teslim olan kişidir. Müslüman, Allah'ın kelâmını dinlerken seçici davranmayan, tuzak kurmayan ve yüzeysel dinlemeyip Kur'an'ın her hakikatine canı gönülden iman eden kişidir. O ki, Kur'an deryasında boğulmayıp, yarın için ağları hazırlayan ve şairin deyimiyle 'ya nasip' deyip ağlarını denizlere serpip kaderine razı olan kişidir.
Malumuz olduğu üzere insanın sinir sistemi her şeyi dinlemeye uygun değildir. Bu yüzden beyin dinlerken seçici davranır. Seçici davranmak zorundadır da; çünkü beyin ve sinir sistemi çabuk yorulur. Bu durum hem çocuklar, hem yetişkinler için geçerlidir. Beden yorgunluğu çabuk geçer ancak zihin yorgunluğu öyle değildir. Örgün eğitim sisteminde, yani okulda öğrencilerin "Ben şunu dinleyeyim, şunu dinlemeyeyim" deme şansları yoktur.
Bunun için seçici dinleme konusunu okul dışı ortamlarda dengede tutmak gerekmektedir. Her zaman ilgilendiğimiz konuları dinlemek, ilgilenmediğimiz konuları dinlememek de doğru olmaz. Bazen ilgi duymadığımız konuları dinlemek de işimize çok yarayabilir. İşte anlatmaya çalıştığım dinleme türü seçici dinlemedir.
Tuzak kurucu dinlemeye gelince: Bazı insanlar, konumları ya da kişilikleri gereği karşısındaki insanların açıklarını ararlar; yani tuzak kurucu dinlerler. Hâlbuki Müslüman kişi açık arayan değil, açığı kapatandır; tuzak kuran değil tuzakları bozandır. Günümüzde bu dinleme türünü daha çok kullanan siyasetçilerdir. Bu tür dinleyiciler, konuşmanın iyi yönlerini göremezler, onların dikkati tamamen konuşmada verilecek açıkta ve yapılacak yanlıştadır. Aslında temiz ve İslam'ın ruhuna uygun yapılan bir siyaset bunun dışındadır. Tuzak kurucu dinleme türünde meselenin özünde üzüm yemek değil, daha çok bağcıyı dövmek amacı bulunmaktadır.
Bir diğer dinleme türü ise yüzeysel dinlemedir. Çok açık olduğu gibi derinliğine inemeyen, sadece sözcük düzeyinde kalan bir dinlemedir. Evet, dinlerken "Bu konuşmanın konusu ve iletisi nedir?" gibi sorulara yanıt aramayan kişinin, konuşmanın derinliğine inmesi de mümkün değildir.
Ayrıca bu tür dinleme türü çok yüzeysel kalacağı için bir yararı da olmayacaktır. Elhasıl dinlemeyi engelleyen nedenlerden biri de yüzeysel dinlemedir. Aslında doğru bir dinleme, anlatılan konunun derinliğine inilerek yapılan bir dinlemedir.