• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Türkiye’deki FETÖ mağduru kitlelerin, cemaat ve yapıların mağduriyetleri daha nihayete ermemişken bu mağduriyet konusunda tekel oluşturmaya çalışan bir kesim var ki neredeyse her konuda ön plana çıkarak rant devşirmeyi başarıyor.

Uzun bir süre FETÖ ile kol kola girerek İslami kesimlere darbe üstüne darbe vuran Kemalist Ergenekoncular, yıllardır iddia ettikleri mağduriyetin rantını yemeye devam ediyorlar.

Oysa cezaevlerinde hala 28 Şubat ve FETÖ mağdurları bulunuyor.

Onların mağduriyeti sürdüğü gibi hasbelkader cezaevlerinden tahliye edilen diğer kesim de tepelerinde sallanan ‘Demoklesin kılıcı’nın etkisini enselerinde hissetmeye devam ediyor.

FETÖ ile iktidar savaşına girişen Ergenekon yapılanması yıllardır, FETÖ mağduriyeti üzerinden mevcut iktidara baskı uyguluyor ve kazanım yelpazesini daha da genişletmenin yollarını arıyor.

Oysa Ergenekon davası başladığında ortaya dökülen deliller ve bu yapılanmanın hedefleri hiç de öyle anlatıldığı gibi masum işler değildi.

1966 yılında Polis Koleji’ne giren emekli polis müdürlerinin kutlama gecesine "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı damga vuruyor.

Bu sloganlar kısa bir süre önce önceden kurgulanmış ‘Teğmenler’ hadisesini hatırlattı.

Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, sosyal medya hesabı X'ten polis gecesine ilişkin bir video paylaşıyor.

Videoda emekli polis müdürleri hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atıyor.

Bundan da ilginç olanı Emin Arslan’ın kendisiyle ilgili yaptığı açıklamalar.

“... yapılan araştırmalarda, kumpasların izlerinin bulunduğunu anlatan Arslan önleme, dinleme bahanesiyle ve sahte gerekçelerle dinlendik. Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevindeyken İBDA-C, 2009 yılında ise Hizbullah üyesi olarak dinlendiğini ifade eden Arslan, 2009 yılı sonunda uyuşturucu dosyasına adının karıştırıldığını, 2011 yılında da Ergenekon sanığı yapıldığını” ifade ediyor.

Emekli emniyet müdürleri gecesini gazinoda kutlayan Emin Arslan, İBDA-C ve Hizbullah isimleriyle etiketlendiğini en sonunda da Ergenekon’dan 8 ay cezaevinde kaldığını belirtiyor.

Anlaşılan o ki; FETÖ, herkes için birbirinden ilginç ve bir o kadar absürd iftiralarla dosyalar tertip ederek bünyesindeki kolluk ve yargı gücüyle bu insanları cezaevlerine atmış veya orada tutmaya çalışmış.

İlginç olan, bahsi geçen cemaatlerden birilerinin hala cezaevinde asılsız isnatlarla tutulması buna karşılık Ergenekon’dan yargılanan herkesin aklanıp tazminatla zengin edilmelerinin yanı sıra rütbelerinin geri verilmesi ve ekranlara çıkma yolu açılarak istedikleri ideolojik tesir imkanının tanınmasıdır.

Yani aynı FETÖ yapılanmasının bahsi geçen İslami Cemaatleri hedef tahtasına koyduğu ve onlar hakkında da absürd iftiralarda bulunduğu aşikar olmasına rağmen neden hala yargılanıyorlar? Diye sorulmaması ilginç değil mi?