• DOLAR 34.615
  • EURO 36.384
  • ALTIN 2925.073
  • ...

İnsanlık tarihinde ‘Lanet’le anılan bazı topluluklar vardır.

Hz. Lut’un kavmi (Sodom ve Gomora) gibi, İtalya’daki Pompei halkı gibi...

Bir de Yahudilerden önemli bir kısım var ki yüce Allah bunları lanetlemiş ve üzerlerine aşağılık damgası vurmuş.

“Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.” (Al-i İmran 112)

“İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.” (Maide-78)

Bütün Yahudilerin lanetlendiğini iddia edemeyiz. Nitekim Yahudi olan ama (İşgal rejiminde yaşamayan) Siyonizme karşı eleştiri getiren Yahudi düşünürler de var.

Ancak ne hikmetse işgalci terör rejiminde yaşayan hiçbir Yahudi’den bir yıldır bu tarz bir açıklama işitilmedi.

Tam aksine işgal rejiminde kime mikrofon uzatılsa ya Gazze’nin dümdüz edileceğini söylüyor ya da bir süre sonra Gazze’de zafer kutlamaları yapacaklarına dair konuşuyorlar.

Yani vahşice katledilen bebeklerin, çocukların kadın ve yaşlıların durumuyla ilgili hiçbir vicdani duygu ya da vicdani emare göstermiyorlar.

Sebebini merak eden oldu mu hiç?

Her hafta Tel Aviv’de katil Netanyahu karşıtı gösteriler yapılmakta.

Dünya basını da bu gelişmeyi “israillilerin protestosu” başlığı şeklinde sunuyor.

İşgalci terör rejimindeki insanların lanetlenmiş ve aşağılanmış Yahudi tıynetine bürünmeleri oldukça ilginç değil mi?

Mesela başka ülkelerde yaşayan bir kısım Yahudi’nin bu fasit daireden uzak durduğunu görmek mümkün.

Uluslararası Siyonizm Karşıtı Yahudiler Örgütünden Haham Yisroel Dovid Weiss, "Bizde öldürmek ve çalmak açıkça yasaktır. (israil devleti) Onlar ise devletlerini Araplardan çalarak kuruyor. Bu yüzden biz de Filistinlilerle beraber ağlıyoruz." diyebiliyor.

Oysa işgal rejimine gasıp bir yerleşimci olarak yerleşen Yahudilerin, Kur’an-ı Kerim’in tarif ettiği özellikleri kazandıkları görülüyor.

‘İşgal Rejimi’nde sivil yok!

Çifte vatandaş Yahudiler orada ne yapıyor?

Bunlar geri dönünce işleri bitecek mi?

Siyonist işgalcilerin Kanal 12 televizyonunda haber sunuculuğu yapan Danny Kushmaro, isimli sözde Gazetecinin üzerinde kurşun geçirmez yelek ve kaskla, Lübnan’da işgal askerleriyle bir binayı patlayıcıyla nasıl havaya uçurduğunu ekranlarda yayınlıyor.

İlginçtir ki bu durum Batı Dünyasında sessizlikle geçiştirildiği gibi işgal rejiminde de gayet normal bir durum olarak görülüyor.

Samir Kassir Vakfı'nın SKeyes Medya ve Kültürel Özgürlük Merkezi'ne göre işgal güçleri geçtiğimiz yıl içinde dokuzu Eylül ayından bu yana olmak üzere en az 12 Lübnanlı gazeteciyi öldürdü.

Hatırlanacağı üzere Gazze’de son bir yıl içinde 182 gazeteci kasıtlı ve planlı bir şekilde katledildi.

Gazze ve Lübnan’da işlenen barbarca cinayetlerin dünyaya servis edilmemesi için gazetecileri öldürmeye kimisi gazeteci kılıklı olan SİVİL Yahudi teröristler gidiyor.

Bu yetmezmiş gibi siyonist basın, ‘Okulların açılacağını ve ordunun yedek asker sıkıntısı çekeceğini’ vurgulayarak işgal rejimini uyarıyor.

Ne kadar trajik bir hadise değil mi?

Şu anda katiller ordusunda bulunan yedek askerlerin aslında toplumun her kesiminden gelen siviller olduğu ve aslında israil’de sivilin bulunmadığını ifşa eden bir olgu.

Madem işgalcinin sözde ordusunda bulunan gazeteci, hekim, esnaf...vs her biri bir asker ve istihbaratçı gibi çalışıyor ve bunların bir kısmı da ikinci vatandaşı bulundukları ülkelere geri dönecekler, bu ülkelerin kendilerine dikkat etmesi gerekmez mi?

İşgal çetesi saflarında ölmeye ve öldürmeye koşan bu şahısların bulundukları her yerde bir ajan gibi hareket edecekleri net bir şekilde ortada değil mi?