İSLAM’IN SABİTELERİ DOKUNULMAZDIR
İslam’ın sabiteleri ile oynanması İslam’ın özüne dokunulması kabul edilir bir şey değil.
İslam alimleri 1400 yıldır bu sabiteler konusunda bir tartışmaya gitmemişken günümüzde oldukça sinsi/kirli sayılabilecek vurgularla DİN’i yorumlayan bir anlayış ortaya çıktı.
Ne yazık ki bu insanlar ilk defa bulduklarını iddia ettikleri tespitleriyle asırlardır İslam düşmanlarının arayıp ta bulamadıkları (ya da ellerinde bulunup ta hiçbir etkisi olmayan) argümanları avuçlarına koyuveriyorlar. Bunu da İslam’a hizmet adı altında yapıyorlar ki insanı asıl üzen de budur doğrusu.
Bu nifak amel zincirinin son halkası İ. Eliaçık isimli kişiden geldi. Namazın dinin direği olmadığını, Kurban Bayramı'nda kurban kesmenin Kur'an-ı Kerim'de olmadığını savunan Eliaçık, şimdi de alkol konusunda fetva vermeye kalktı.
Gezi olaylarında Taksim’de çadır kurdurup Cuma Namazı kıldıran, güvenliğini Gezici gençlerin yaptığı, basında “Gezi İmamı” diye tanıtılan Eliaçık’ın ifadeleri basına şu şekilde düştü:
“İ. Eliaçık, "İçkinin Kur'an'da cezası yok." dedi.
Kur'an'da 4 hakiki cezanın olduğunu ifade eden Eliaçık, "Öldürmek (Bakara; 178), çalmak (Maide; 38), zina (Nur; 2) iftira (Nur; 4) ve mecazi olan Kenz-kendine servet yapmak- (Tövbe; 34-35). İçki cezası nerede geçiyor, hadi onu da siz gösterin." dedi.
Bu iddialara karşı delillerle uğraşmak dahi bu tarz insanların popülaritesini artıracağından Diyanet’in İslam’da İçki Yasağı konusundaki açıklamasına kısaca bakarak görmeyen gözlere arz edelim:
"Sarhoşluk veren içkiler hakkında dört âyet gelmiştir. Bunlardan ikisinde içkinin yanında kumar da zikredilmiştir. Mekke döneminde gelen ilk âyette, içkinin dinî hükmüne temas edilmeksizin insanların hurma ile üzüm suyundan hem içki hem de tatlı yiyecek olarak yararlandıklarına dikkat çekilmiş, bu iki meyveyi yaratıp veren Allah’a karşı minnettar olmaları telkin edilmiştir (Nahl 16/67). Medine’ye hicret edildikten dört yıl sonra sarhoşluk veren içkilerin bu maksatla kullanılması yasaklanmıştır. Bu yasaklama da birden olmamış, önce “sarhoş iken namaz kılmak” men edilmiş (Nisâ 4/43), sonra “içki ve kumarın bazı faydaları bulunmakla beraber zararının daha büyük olduğu” bildirilmiş ve böylece insanlar kesin yasaklamaya hazırlanmış; nihayet “İçki, kumar... şeytan işi iğrenç şeylerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” (Mâide 5/90) buyurularak içki ve kumar Müslümanlara kesin olarak haram kılınmıştır. Başta Hz. Ömer olmak üzere birçok sahabenin çeşitli sebeplerle içki ve kumarın hükmünün açıklanmasını istemeleri, ilgili açıklamalar peşi peşine geldikçe daha fazla açıklama talep etmeleri içki ve kumarı yasaklayan, yasaklama gerekçelerini sıralayan âyetlerin iniş sebepleri arasında zikredilir (Buhârî, “Eşribe”, 2-21; Müslim, “Eşribe”, 3-12)."
Asıl mesele “İslam’ı Protestanlaştırma Projesidir” diyebileceğimiz bu akımın İslam’a ve Müslümanlara en büyük zararı ve Sünnetin-Hadisin olmadığı sadece Kur’an’ın olduğu “Peygambersiz bir İslam” modeli sundukları bilinen bir gerçektir.
Şunu kesinlikle bilmek gerekir ki bu zihniyetin anlatımlarından etkilenip büyük günahlara yol arayanlar günahtan kurtulmadıkları gibi işlenen günahın bir vebali de İslam’ı bu şekilde yozlaştırmaya çalışanlaradır.
Bir kez ip koptu mu, savrulmanın nereye varacağı belli olmuyor!