• DOLAR 34.541
  • EURO 36.534
  • ALTIN 2894.598
  • ...

 Üniversiteye gittiğimiz ve harıl harıl siyer okuduğumuz yıllardı. Ilımlı grupların savaştan ve kılıçtan soyutladıkları bir peygamber profili ile diğer İslami çevreler üzerinde fırtınalar kopardıkları yıllardı…

  Vatandaşın biri, Elazığ’ın meşhur İzzet Paşa Cami’sinin arka sokaklarındaki bir kitapçıya uğrar. Kitapçı da vatandaşa merhum Munir Muhammed Gadban’ın “Nebevi Hareket Metodu” adlı eserini verir. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra vatandaş geri gelir ve; ”Allah senden razı olsun. Vallahi ömrüm boyunca ilk kez içime su serpen ve insan fıtratı ile çelişmeyen bir peygamber profilini yansıtan bir kitap okudum.” Diyerek teşekkürlerini iletir.

 Öyle ya gül dikensiz, bal arısı da iğnesiz olmazdı, olmamalıydı. Bu yüzden; “Kurda merhamet kuzuya zulümdür” denilmiştir.

  Bu yüzden Resul-i Ekrem, nerde nasıl davranması gerekmişse öyle davranmıştır. Kendi askerlerine hesap sorması gerektiği yerde de gerektiği gibi hesap sormuştur. Hz. Usame bir yerde öyle uyarılmıştır ki; Resul-i Ekrem’i bu kadar üzdüğü için çok ızdırap çekmiştir. Öyle ya! Bizler sadece Hz. Musa’nın(a.s) Firavuna yumuşak söz ile gittiğini okumayacak ve bunu birbirimizin nefislerini incitmek için gerekçe olarak sunmayacaktık. Aynı zamanda Yahudilerin içine düştüğü yanlışlardan dolayı, sorumluluk makamında olan Hz. Harun’un(a.s) yakasına yapışan ve onu azarlayan bir Musa(a.s) profiline de şahit olacaktık. Yerine göre ve adamına göre nasıl gerekiyorsa öyle! Sürekli çiçek böcek profili çizmek bir peygambere hakaretlerin en büyüklerinden biridir. Efendimiz(a.s.v) çok büyük bir ahlak üzereydi. Ve bunun için mazlumları zalimlerin emellerine terk etmemek ve toplumsal düzeni ifsatçılara kurban etmemek amacıyla; “Rahmet peygamberi olduğu gibi, aynı zamanda savaş peygamberi olduğunun” da altını çizecekti.

  Bu yüzden sadece ordulara eşlik etmemiş, aynı zamanda ifsatta çok aşırı giden kışkırtıcılara da özel operasyonlar düzenletmiştir. İlginçtir bir iki tanesi hariç düzenlenen operasyonların hepsi Yahudi şair ve dilbazlarına yönelik olmuştur. Onlar o zamanın en büyük medyatikleriydi. Kullandıkları dilin ustalığı ile toplumu birbirine katıp, düşmanları aleyhte galeyana getirebiliyorlardı. Müslüman bayanların iffetlerini dillerine dolayıp, ağız dolusu küfürler edebiliyorlardı. Efendimiz artık bunlardan bunalmıştı. Evs kabilesinin yiğitlerinden Muhammed b. Mesleme’yi büyük bir dilbaz ve fitnebaz olan Kab b. Eşref’i ortadan kaldırmak üzere görevlendirdi. Onlar da birkaç kişilik birlikle bazı oyunlarla düşmanı pusuya düşürüp cehenneme odun olarak gönderdiler. Evs ve Hazreç daha önce birbirleriyle savaşmakta yaraşırken, şimdi hayırda yarışır olmuşlardı. Bu yüzden Hazreçli yiğitler de Efendimiz’den müsaade isteyerek Yahudilerin büyük fitnebaz ve dilbazlarından Ebu Rafi’yi ortadan kaldırmak için müsaade istediler. Verilen emir sonucu o alçak da cehenneme odun yapıldı. O da yetmedi, bazı sahabiler başkomutandan izin almadan bazı Yahudi fitnebazlarını kaldırdılar. Bunların içinde bayan bile vardı. Hafız olan Umeyr b. Adiy’in kılıçla delik deşik ettiği Asma binti Mervan bunlardandır. Efendimiz(a.s.v) Umeyr’i kınamamış ve aksine; “Kim Allah’a ve Resulüne gizlice yardım eden birini görmek istiyorsa Umeyr’e baksın.” Demiştir. Diğer taraftan Salim b. Umeyr(r.a) 120 yaşlarında olan ve yine Yahudilerin dilbaz ve fitnebazlarından olan Ebu Afek’i cehenneme yuvarlamıştır. Belazuri’ye göre bu operasyonun Hz. Ali(r.a) tarafından gerçekleştirildiği de söylenir. Konu biraz tafsilatlıdır. Detaylarına siyer kitaplarından bakabilirsiniz.

  El hasıl; Başkomutan Resul-i Ekremin operasyon düzenlettiği bu alçakların hemen hemen hepsi dillerini çok iyi kullanan şairlerden, yani fitne ve fesatta aşırı giden zamanın medyatik şerefsizlerinden oluşmaktaydı.

  Öyle ya bazen yumuşak karınlı olmak ahlaklı olmaktan çıkıp bir topluma zulme dönüşüyordu. Efendimiz de bunu iyi bildiği için tüm ithamlara rağmen onların gözlerinin yaşına bakmamıştır.

  Selam ve dua ile.