HİCRETİMİZ KİME VE NEYE?   

“Kimin hicreti Allah’a ve Resulü’ ne  yönelik ise, onun hicreti Allah’a ve Resulü’nedir. Kimin de  hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı ise onun hicreti, Hicret ettiği şeyedir.” (Buhari) 

Peki neydi bu Hicret?  

Hicret, İsmaillerimizden vazgeçebilmenin adıdır.  

Hicret, zevk’u sefa sarayından, Zavira zindanlarına  göç etmektir Yusuf misali...  

Hicret, gönlünün sultanı Hacerleri ve en aziz İsmaillerini Allah namına, bırakıp gitmenin adıdır.  

Hicret, Medinelere, medeniyet inşa etmek için, öz yurdunu Allah için terk etmektir.  

Hicret, bir kaçış değil, bir tarafı firak, diğer tarafı vuslat olan, Allah ve Resulüne güzel bir varıştır.  

Hicret, günah ve cehalet bataklığında, iman ve İslam gülistanına göçmektir.  

Hicret, nefis ve şeytanın köleliğinden, Rabbin özgürlük dergahına uçmaktır.  

Hicret, hakikati derk edip, batıl ideolojileri,  cahiliye adet ve anlayışları,  terk etmenin adıdır.  

Hasılı her birimiz birer muhaciriz şu fani dünyada...  

 Güneş, ay ve yıldızlar, dahi her an bir hicret ve hareket halindeler.  

Ağaçlar, çiçekler, böcekler, kuşlar kainattaki her şey olmak, olgunlaşmak için bir hicret halindeler.  

Hayatımızın tamamı her dem bir hicret halindedir.  

Çünkü olması gereken budur.Hakeza  nasıl ki, hareketsiz durağan bir su kokmaya, mahkumsa, hareketsiz hicretsiz  bir insanda, nefis ve şeytanın bataklığında batmaya, kokmaya mahkumdur.  

Öyleyse misk gibi kokmak için, arı misali çiçek çiçek hicret edip, tüm güzellikleri bağrımızda toplayalım ki, sonucu bal gibi gönüllere şifa vesilesi olabilelim. 

Evet, kardeşlerim! Belki çoğumuz farkında, olmasak da, her an hicreti yaşıyoruz iliklerimize kadar.  

Doğumdan, çocukluğa, çocukluktan, gençliğe, gençlikten, ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan, ölüme, ölümden kabre, kabirden, haşre haşirden, cenneti cinana ve rızayı ilahiye kavuşuruz inşallah...  

Fakat, hicretimizin böyle güzel bir vuslatla son bulması için, yürüyüşümüz her dem Allah ve Resul’üne doğru olmalı...  

Gelin bizler de zulümden, adalete, isyandan, taate, ataletten, faaliyete doğru bir hicret yapalım ki, kurtuluşa ermenin, Allah yolunda muhacir olmanın hazzını yaşayabilelim.  

Öyleyse gelin bir kez daha şöyle bir gönüllerdeki niyetlerimizi analiz edelim.  

Bizim hicretimiz mala, makama, paraya, kasaya ya da nisaya mı?  

Yoksa Allah ve Resul’üne mi?  

Ey Rabbim hicretimiz her daim Sana  ve Resul’üne olsun!  

Bizi başka yolların ve  niyetlerin muhaciri eyleme! (Amin)  

Allah yolunun tüm muhacirlerine selam olsun!