• DOLAR 34.548
  • EURO 36.208
  • ALTIN 2972.642
  • ...

İbadetiyle, takvasıyla, ihlası ve samimiyetiyle nice değerli Müslümanlara denk geldik. Maalesef şeytan ve nefisleri tarafından kendilerine telkin edilen vesveselerine yenik düşerek bu güzel sıfatları kaybettiler. Kendilerini toplumdan soyutladılar. Dinimizin en önemli ibadetlerinden biri olan namazı dahi terk eder duruma geldiler. Asıl dertleri “ibadeti en güzel şekilde yapma” olan bu kardeşlerin zamanla ibadetleri terk etmeye dahi gidebileceklerini söyledik. Bir yandan biz, bir yandan şeytanları ve nefisleri söyledi. Dedik ki; böyle yapmayın! Allah (cc) hiçbir kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez, kendinize haksızlık etmeyin! Dediler Tamam. Fakat tek başlarına kaldıklarında kendilerine söylediklerimizi tekrardan unuttular, bedenlerine, anne babalarına, eşlerine, çocuklarına, komşularına, iş arkadaşlarına haksızlık ettiler, zulmettiler. Çok anlattık, çok söyledik, ama nafile…

İbadet ve itikad gibi kulun Allah (cc) ile olan ilişkisine halel getirmek için şeytan tarafından kullara aktarılan vesvese geçmişten günümüz birçok Müslümanın müptela olduğu ve yenik düştüğü musibetlerden biridir. Öyle ki bu büyük musibete yenik düşen kimi Müslümanlar zamanla kâinatın yaratıcısıyla ilgili şüphelere girmiş, ona olan kulluk görevini ifa etmede kusurlu davranmıştır.

İki türlü vesvese vardır; biri ibadî diğer ise itikadîr. İtikadî olan; kişinin Allah (cc) veya sıfatlarından biriyle ilgili şüpheye düşmesidir. İbadî olan vesvese ise ibadetlerle ilgili bir hususun yerine getirilip getirilmediği veya gerektiği gibi yapılıp yapılmadığı hususunda yahut diğer sorumlulukları yerine getirmede aşırı derecede şüpheye kapılarak aynı uygulamayı defalarca tekrarlamadır. Akaidle ilgili olan vesvese direk imana taalluk ettiği için daha tehlikelidir… Vesvese her Müslümanın başına gelebilecek bir musibettir. Sadece imanı zayıf olanlar değil, salih ve âbid kullarda da bulunabilir. Fakat itikatla ilgili olan vesvese çoğunlukla imanı zayıf olan kişilerde bulunurken ibadetlerle ilgili olan vesveseler ise genelde âbid ve salih kullarda bulunur.

Vesveseden sakınmak vaciptir. Özellikle kişiyi küfre götürme ihtimali bulunan itikadî vesveseyle ilgili her türlü önlemi almak Müslümanın başlıca sorumluluklarındandır. Şeytanın ve nefsin vesveselerinden korunmak için Müslüman kardeşlerime şu tavsiyelerde bulunuyorum;

1- Her şeyden önce kişi, vesvesenin hiçbir şekilde hayır getirmeyeceğine ve şerrin kapısı olduğuna kanaat getirmelidir. Bununla ilgili de vesveseli olan kişilerin içine düştüğü durum göz önüne getirilmeli ve bundan ibret alınmalıdır. Özellikle ibadetlerinde vesvese taşıyan salih ve âbid kullar, hassasiyet gösterdikleri abdest, namaz, hac ve diğer ibadetlerin vesvese musibetiyle geçersiz sayılabileceğini ve zamanla ibadetleri terk etme tehlikesinin bulunabileceğini idrak etmelidir.

2- Vesvese musibetinin en kuvvetli ilacı daima Allah'a sığınmaktır. Allah (cc) şöyle buyuruyor: Şüphe yok ki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah'ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar. (A'raf 201) Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) dua ederken şeytanın vesveselerinden Allah'a sığınırdı. Özellikle imanî konularda kalbinde herhangi bir vesvese hisseden kimse “euzu billahi mineşşeytanir racim" demelidir. Aynı şekilde Fatiha, Ayetul Kursî ve muavvizeteyn sureleri olan Felak ve Nass'ın okunması da kişiyi şeytanın ve nefsin vesveselerinden koruyan ayetlerdendir.

3- Kalp daima hayırlı ve mubah şeylerle meşgul olmalıdır. Vesvese hastalığı bulunanların en büyük düşmanı tek kalmaları ve farklı şeylerle meşgul olmamalarıdır. Zira kalp helal ve mubah fiillerle meşgul olmazsa şeytan kendisine haramları telakki eder. İmtihan gereği kalp iyi ve kötüyü almaya uyumlu bir şekilde yaratılmıştır. Eğer iyiliklerle meşgul olunmazsa kötülükler ve vesveseler insanı çepeçevre kuşatır.

4Şeytanın ve nefsin en azılı düşman olduğuna ve buna karşı alınması gereken tüm tedbirleri almak gerekir. Allah (cc) şöyle buyuruyor: Hakîkaten şeytan (öteden beri) size düşmandır. Siz de onu düşman edinin! Çünkü o, avanesini cehennemlik olmaya çağırır. (Fâtır 6) Bir başka ayette Allah (cc) 'Şeytana itâat etmeyin. O size açık bir düşmandır' diye size öğüt vermedim mi ey Âdemoğulları? (Yasin 60) diye kullarına şeytanın hilelerine karşı dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor.

5- Şeytan hileleriyle insanları yoldan çıkarmaya çalışır. Haramlarla yoldan uzaklaştıramayacağı kişileri bazen ibadetler hususunda vesvese vererek kandırabilir. Bu bakımdan kişi vesvesenin, şeytanın bir hilesi olduğunu açık bir şekilde anlamalıdır.

Vesvese ciddi bir psikolojik hastalıktır. Sadece ibadetler için değil toplumsal manada da herkesi ilgilendiren önemli bir musibettir. Bunun tedavisine vesile olmak Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarından biridir.