• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Doğruhaber`e yazmaya başlarken ilk yazımın, aylardır sık sık muhatap olduğumuz ve İttihadul Ulema üyesi seydalarımızla birlikte uzun süre araştırıp müzakere ettiğimiz adı malum “güvensiz” şirketle ilgili olmasını istemiştim. Fakat öncesinde şer`î meselelerle ilgili sorumluluklarımız ve e-ticaretle ilgili bazı mukaddimelerin yapılması gerektiği kanaati bende oluştuğundan bu yazıyı bu güne ertelemek durumumda kaldım. Daha fazla gecikmenin daha fazla mağduriyetlere ve belirsizliklere sebebiyet vermemesi için bu şirketle ilgili kanaatimi şu şekilde izah etmek istiyorum;

Farklı paketleri bulunan bu şirketin hesabına ilk önce para yatırıyorsun, sonrasında ise günde on saat bilgisayarını açık tutarak para kazanıyorsun.  Yatırdığın paranın çokluğuna göre belli bir zamandan sonra senin hesabına para yatırılıyor. Yani ilk altı ay hiçbir şey elde etmiyorsun. Şirket özetle bu şekilde kendisini tarif ediyor. Şimdi bu şirketi birkaç açıdan değerlendirmek istiyorum;

Öncelikle fıkhi olarak gerçekleşen bu gelirin izahı yapılmalıdır. Verilen para niçin veriliyor, gelen para nereden geliyor? Elde edilen bu kazanç; aldım verdimden oluşan alışveriş mi, kâr payı (kırad/mudaraba) ortaklığı mı yoksa normal şirket ortaklığından mı geliyor. Aldım verdimden oluşan ticaret olmadığı ortada. Zira alışverişlerde ya para alan olursun ya da para veren. Burada ilk önce para veriyorsun, ardından da para alıyorsun.

Eğer kar payı ortaklığı ise bunun şirket tarafından açıklanması ve akdin ona göre yapılması gerekir. Ayrıca kâr payı ortaklığında şirket tarafından çalıştırılan bu sermayenin nerelerde değerlendirildiği, helal ve haram hususuna dikkat edilip edilmediği para veren kişi veya kişilerce kontrol edilmelidir. Acaba şirket bu konuda yeterince şeffaf mıdır? Üyeler yatırdıkları paraların nerelerde çalıştırıldığını biliyor mu? Eğer faiz veya islam tarafından haram kılınan bir şekilde değerlendiriliyorsa alınan kâr da haram sayılır. Fakat gayet açıktır ki bu muamele kâr payı ortaklığı da değil. Kar payı ortaklığında sermaye sahibi sadece yüzdeliğini alır. İşe herhangi bir hizmette bulunmaz. Burada ise zorunlu olarak her gün on saat bilgisayarın açık tutulması talep ediliyor. Dolayısıyla bu açıdan da malum şirketin meşru bir kazanç yapmadığı görülmektedir.

Fıkıh kitaplarında bey`ul garar (aldatma) veya cehâlet olarak adlandırılan belirsiz ticaret, Hanefi fakihi Serahsî tarafından akıbeti bilinmeyen alışveriş olarak tarif ediliyor. Aynı durum tam olarak hangi tür bir akitle para kazandığını ve kazandırdığını açıklamayan bu şirket için de geçerlidir.

“Parası olup zamanı olmayan” sloganıyla adını duyuran bu İngiliz şirketinin sözde Türkiye dâhil 190`dan fazla ülkede bayisi var. Fakat Gümrük ve Ticaret Bakanlığının sitesinde de geçtiği üzere bu şirketin Türkiye`deki çalışması sadece sosyal medya ve internet ortamı gibi değişik iletişim platformlarından ibaret olup hiçbir yasal dayanağı bulunmuyor. Bununla birlikte iddia ettikleri gibi şube, acente, bayi, ortaklık vb. adlarla herhangi bir temsilcilikleri burada bulunmuyor. Ayrıca bazı büyük araba firmalarının güvelik işini aldıklarını duyurarak müşterilerinde referans güvencesi oluşturmaya çalışan bu şirket, aynı firmalar tarafından yalanlandı. Bundan da bu şirketin güvenlik iddiasıyla harddisk üzerinden talep ettiği GB talebinin sadece hayalden ibaret olduğu anlaşılıyor.

Şer`î olarak hiçbir şekilde meşru bir yanı bulunmayan İslam düşmanı İngilizlerin hızlı bir şekilde yaydığı, ticaretten öte hile/desise güden ve maalesef birçok kardeşimizin bilerek veya bilmeyerek üye olduğu bu şirkete karşı su-i zanla yaklaşmamız gerekiyor. Bu bakımdan yukarıda zikrettiğim hususlardan dolayı bundan para kazanmayı hedefleyenler biran önce bu düşüncesinden vazgeçmeli, paket alanlar ise daha fazla gecikmeden yatırdıkları parayı en kısa sürede geri almanın yolunu bulmalıdır.