Bu Tehlikeden Kurtulmak İmkânsız!
Batılılar “Müellefe-i Kulüb” müessesini tersinden işletiyorlar. Petro/dolar sahibi küresel emperyalizmin kuklaları İslam ülkelerinde dağıttıkları dolarlarla Müslümanların kalplerini kendilerine ısındırıyorlar. Küfre ve Siyonizme karşı duyulması gereken buğzu, kini, nefreti farklı İslam mezhep ve meşreplerine kanalize ediyorlar.
“İnsan ihsanın kölesidir” kuralını acımasızca aleyhimize işletiyorlar. Gözlerimizin önünde bizim göz bebeğimiz gibi gördüğümüz medreselere “ihsanda” bulunup köleleştiriyorlar. Şuursuz basiretsiz ancak “alet” ilimlerinde mahir olan “saray mollalarını” emperyal amaçlarına alet ediyorlar. Nasıl ki bir FETÖ`cüye karşı çıktığında “hayra” “hizmete” “iyiliğe” karşı çıkmakla itham ediliyor idiysen şimdi de bunlara karşı çıktığında “ilme” “âlime” karşı çıkmakla itham ediliyorsun.
FETÖ`nün “himmet” adı altında gasp ettiği paralarla yetiştirdiği zeki, yoksul ve gariban çocukları mankurtlaştırıp halkının üzerine saldırttığını artık biliyoruz. “Hoca” maskesi düşmüş, “imam” adlı ajanların kimlerle, kimlere karşı iş tuttuğu gün gibi açığa çıkmıştır. Bu himmet paraları ile satın alınan Batılı akademisyen, yazar, çizer ve politikacıların nasıl da milli iradeye saldırtıldığını gördük, anladık.
Aynen bunun gibi Suudi ve yandaşı körfez ülkeleri de İslam ülkelerinde özellikle medrese faaliyeti yapan sözde âlim yetiştiren kurumları ahtapot gibi sarmışlar. İlme ve âlime destek görüntüsü altında onlara “himmette!” bulunuyorlar. Öğrencilerine burs vb. destekler vererek ülkelerine götürüp çok iyi Arapça bilen ama dünyaya bakış açısı ümmetçiliğe muhalif olan âlim(!)ler yetiştiriyorlar. Allah rızası için verilmiş gibi gösterilen dolarlarla mollalar mihnet altında bırakılıyor, Onlar da “hizmetlerinin” güçlenmesine katkılarından dolayı Petro- Dolar sahibi zalimlere hizmette kusur etmiyorlar.
Gerici ve işbirlikçi Arap rejimleri bol bol ihsanda bulundukları âlimlerin yanı sıra çok sayıda yazar ve akademisyeni de köleleştiriyorlar. Bu sayede Siyonizmle işbirliklerini gizlemeyi başarıyorlar. İsrail`e, Sisi`ye Abbas`a milyarlarca dolarlık desteklerini ümmetin nazarından kaçırırken İsrail`in canına okuyan, onların korkulu rüyası haline gelenleri “tehdit ve tehlike” gösterebiliyorlar.
Mesela İhvanı Müslümin`e her türlü vahşeti reva gören Sisi`nin zulmü çoktandır onların gündeminden çıkmıştır. Halbuki Sisi`nin zulmü kesintisiz devam ediyor. Gazze muhasarası tüm şiddetiyle sürerken her gün tutuklama ve kurşunlamalarla Hamas kan kaybediyor. Ümmetin bir kısım beldeleri kâfirler tarafından harabeye çevrilirken ihsanın köleleri “ABD neden AntiSuud/Antiemperyalist bir İslam ülkesini harabeye çevirmiyor” diye hayıflanıyorlar.
Bakmayın bunların zaman zaman ABD ve İsrail karşıtı söylemlerine, Zira bunlar Suud üzerinden Siyonizm ile RABITALIdırlar. Siyonistler MOSSAD ve CİA marifetiyle bunların tasmalarının kendi kölelerinin elinde olduğunu çok iyi bilirler.
Cemaatlerin tarikatların para ihtiyaçları asla bitmez. Çünkü onlar da FETÖ modeli gibi Türkiye ile yetinmiyor dünyanın her yerine yurtlar medreseler okullar açmaya çalışıyorlar. Holdingleşme arzularını frenleyemiyorlar. Petrol şeyhlerinde de para bitecek gibi görünmüyor. Bu şartlarda kâfirlerin gözümüzün içine baka baka kurdukları tuzaklarından kurtulmamız mümkün gibi görünmüyor. Olup bitenin farkında olanlar maalesef “fitne çıkar” korkusu ile sessizliği tercih ediyorlar. Ancak bu gidişle fitne ateşi söner mi yoksa ileride onları da içine alarak söndürülemeyecek kadar büyür mü? bilemiyorum.
Bir yandan sözde İslami kurumlara akıtılan birkaç damla petrol, âlim şeyh ve kanaat önderlerini saraylara köle etmeye yetiyor. Öte taraftan silah tüccarlarına sel gibi akıtılan petrol ve o petrolü kullanarak ABD üslerinden havalanan uçaklar aynı petrol paraları ile ürettikleri bombaları ümmetin üzerine bırakıyorlar. Bu çelişkili durum ne zaman bitecek? Mesela başta Suudi olmak üzere körfez ülkeleri silah alımlarında bulunmasalar silah sektörü krize girmez mi? Neden kola içmeyi boykot ediyoruz da onların silahlarını almayı boykot etmiyoruz. Ya da neden körfezde en yüksek ve en çok katlı binalar yapımında yarışıyoruz da kendi silah teknolojilerimizi yarıştıramıyoruz.
İşbirlikçi Suudi ve Ezher uleması! İle onların yetiştirdiği yeni yetmelerin aklı bu işlere erer mi? Merhum Mevdudi ne güzel söylemiş: “Bu devirde kâfirlerin hile ve tuzaklarının farkına varmaktan büyük KEŞİF, Onlara karşı gerekli önlemleri almaktan daha büyük KERAMET olamaz.” Bu keşif ve keramete sahip olanı bilen var mı?