• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Biliyorum can sıkıcı bir konu. Hele de Cumhurbaşkanı karşıtlarının yegâne umudu haline gelmişken darbeyi konuşmak yanlış anlaşılmaya da müsait olabilir.

Türkiye`de darbeler genellikle İslam`ın yükselişe geçtiği dönemlerde olmuştur. İslam`ın yükselişi de içerisinde mutlak surette israil düşmanlığını barındırıyordu. israil`e düşmanlık kaçınılmaz olarak onun düşmanlarına dostluğu gerektiriyordu. israil`in kendi emniyeti için sakıncalı bulduğu yönetimlere karşı ABD vasıtasıyla darbe yaptırdığı herkesin malumudur. Bu sadece sözde demokratik yönetimler için değil krallıklar için de böyledir.

Darbenin dış şartları oluştuktan sonra içeride zemin hazırlanır, darbe şartları olgunlaştırılır. Sonrası malum! Bir sabah darbeyle uyanmak kaçınılmaz olur. Şu sıralar darbenin dış şartları mevcut mudur? Kanaatimce henüz değildir. Zahiren İslam yükselişte ama içerisinde israil düşmanlığı barındırıyor mu? İçerisinde israil karşıtlığını barındırmayan bir İslam ne kadar gerçekçidir o da ayrı bir bahis. “Yükselen İslam” israil karşıtlarıyla bir yakınlık içerisinde midir?

Bu sorularıma olumlu cevap verenler olacaktır. “One minute” ile israil karşıtlığının zirve yaptığı ve halen ilişkilerin normale dönmediği iddia edilebilir. Siyonist lobinin ABD seçimleri öncesinde yönetimi Türkiye aleyhine kışkırttığı ve bu kışkırtmaların gerginliğe neden olduğu da izlenmektedir. İşte Cumhurbaşkanı aleyhtarlarını umutlandıran da bu görüntüdür.

Ancak, bir internet sitesinde verilen bilgiler bizi farklı sonuçlara götürüyor. (Video kaydı da var.) “İsrail Gizli Servisi MOSSAD Eski Başkanı Ami Ayalon, 2012 yılında verdiği bir mülakatta Ortadoğu`da bugün yaşananları harfiyen planladıklarını ortaya koyuyor.

Emekli Amiral ve İsrail Gizli Servisi MOSSAD Eski Başkanı Ami Ayalon, 2012 yılında Carlie Rose`a verdiği röportajda İsrail`in bugün izlediği politikayı ve sebeplerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Ayalon röportajda, İsrail`in bölgede dengeleri kurmak için İran`a karşı kendisine müttefik oluşturmak zorunda olduğunu dile getiriyor. Müttefik olabilecek ülkeler arasında en güçlü adayların sünni yapıya sahip Türkiye, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan olduğuna dikkat çekiyor.

……

Ayalon “fazla zamanımız yok” diyerek uygulanması gereken politikaları şöyle özetliyor..

” Eğer biz Amerika`nın ya da bölgede başka ülkelerin desteğini almadan İran`a karşı koyarsak sadece basit bir tepkiyle karşılaşmaz çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalırız.

Ancak belli ülkeleri Sünni koalisyon gibi bir güç birliği kurmaya yönlendirir ve böyle bir koalisyonun parçası olabilirsek, bu durum ABD`nin de dikkatini çeker ve uluslararası tepkileri de bertaraf ederiz.

Temel problemin bölgede lider bir ülke olabilecek Şii İran`ın olduğunu kabul ettirebilirsek o zaman istediğimizi yaptırabiliriz. Böyle bir koalisyon için en uygun ülkeler Sünni yapıya sahip Türkiye, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan`dır.”

Son dönemde yaşanılanlara bakılınca İsrail`in planı tutmuş görünüyor…

Aralarında diplomatik temas bulunmayan İsrail ve Suudi Arabistan`ın defalarca gizli toplantılar yaptığı basına yansıdı.

İsrail Dış ilişkiler Direktörü Dore Gold ile Suudi Arabistan`ın hükümet danışmanı Enver Eşki`nin 2014`ten beri 5 kez gizlice masaya oturduğu doğrulandı.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu`nun Roma`da İsrail Dışişleri Direktörü Dore Gold ile gizli bir görüşme yaptığı doğrulandı.

Geçtiğimiz haftalarda yapılan müzakereler sonucunda; Suudi Arabistan liderliğinde, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu ülkeler ‘Teröre Karşı İslam İttifakı` adıyla yeni bir koalisyon kurdu. 3 milyon askerin yer alacağı koalisyonda İran, Irak ve Suriye yok.

Türkiye bu koalisyona asker göndereceğini açıkladı.

Türkiye ve israil arasında sıcak mesajlar verilerek, iki ülke liderleri tarafından “birbirimize ihtiyacımız var” tespitlerinde bulunuldu.”

Bu açıklamalar ışığında reelde Türkiye`nin nerde durduğu hakkında keskin bir şey söylemek mümkün değilse de bir darbe ihtimalinin zayıf olduğu söylenebilir.