• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Ak Partiden en çok nefret eden, onlara karşı öfke dolu olanlar kimler diye sorsam herkesin aklına haşhaşiler/Paralelciler gelir değil mi? hayır şimdilerde onlardan çok daha büyük bir öfke ile dolu olanlar var. Bunlar PKK`lı, solcu Marksist falan da değil. Geziciler, LGBTİ`li ve ya azınlıklar da değil. Ya kim bunlar? Bunlar bildiğimiz Müslümanlar. Böyle deyince aklınıza hemen Ak Parti muhalifi İslami kesimler de gelmesin, mesela bunlar Saadetçiler, Büyük Birlikçiler, Hüda Par`lılar falan da değil.

Bu öfke dolu kesim, halis muhlis Ak Partililer. Sakın bunları partiden nemalanamamış, kendilerine ihale verilmemiş, vurguncu talancılar olarak da düşünmeyin. İstedikleri makamlara getirilmemiş ya da makamları elinden alınmış küskünler hiç değil.

Peki, öfke dolu bu Ak Partililer kim ve niçin bu kadar öfke dolular? Bunlar,  doğu ve güneydoğu illerimizde yaşayan özellikle dini inançları örf ve adetleri itibariyle PKK`ya hiç yakın olmamış, üstelik onları hiç sevmeyen onlardan ve selefleri CHP`den nefret eden eski Demokrat partili, sonra Selametçi bilahare ANAP`LI ve Ak Parti kurulduğundan itibaren de bu parti için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan dindar muhafazakâr Müslümanlardır.

Öfke nedenleri, süreç adı altında kendilerinin düşmanlarının insafına Ak Parti tarafından insafsızca terk edilmeleridir. Bunlar şimdi hayatta kalabilmek için izzetlerinden şereflerinden inançlarından kısaca insanlıklarından taviz vermek zorunda bırakılmışlardır. Korucuların, güvenlik güçlerinin dahi PKK`ya karşı kendilerini korumaktan aciz bırakıldığı bir ortamda bunlar Budistlerin elindeki rohingya müslümanlarından daha aciz bir konumdadırlar. 

Bir arkadaşım anlattı, Van`da kayınbiraderinin yolunu bir gurup yüzü maskeli çapulcu kesiyor ve “yakacağımız araba geldi” diyorlar. Arabanın içinde çoluk çocuk bütün aile var. Kendinizi bu adamın yerine koyun, ne yapabilirsiniz? Hemen 155`imi ararsınız. Ararsanız ne diyeceklerini çok iyi biliyorsunuz değil mi? “Gelirsek provokasyon olur “şehit!” verebiliriz başınızın çaresine bakın” diyeceklerini çok iyi biliyorsanız siz olsanız arar mısınız? Adam, acele arabadan iniyor “ ben de sizdenim, yapmayın etmeyin” diye yalvarmaya başlıyor. İşte zillet hali.. Bir başka kamu görevlisine uyuşturucu işi yapan ayyaş komşusu gelip “komite senin AKP bildirisi dağıttığını, cezalandırılman gerektiğini söyledi, ben araya girdim komşum öyle şeyler yapmaz” dedim deyip adama dehşet ve korku salıyor. Şimdi devlet memuru kendi canından çok üç çocuğunun hayati tehlikesinden endişe içindedir. Bu insanlar her PKK baskısına, şiddetine maruz kaldıkça Ak Partiye öfkeleri patlama noktasına geliyor. Zira Ak partinin bütün güvenlik güçlerini adeta felç ettiğine inanıyorlar ve neyi özlüyorlar biliyor musunuz, “olağanüstü hal” günlerini. Hiç değilse zulüm aleni idi ve umumi idi. Onurlu insanlar, ayak takımına kopuğa sapığa ezdirilmiyordu. Geçmiş yazılarımdan birinde OHAL, BUHALDEN iyiydi demiştim. Yine yol kesmeler üst aramaları ve ilaveten gasp yapılıyor demiştim.

Dikkat ettiyseniz, PKK zulüm yapıyor, mazlumlar AK Partiden nefret ediyor. Bir şey daha oluyor. Batıdaki AK Partili seçmen de zalim PKK`dan değil bu mazlum Kürtlerden nefret ediyor, onlara öfke duyuyor. Onlar da sanki PKK bir oya 1000 TL ceza kesmiyor, parayı ödeyemeyenlerin çocuklarını dağa kaldırıp öldürmüyor da sırf muhabbetten oylarını HDP`ye vermiş gibi düşünüyorlar. Kendi seçmenleri olan Kürtleri, Ak Partinin yaptığı bunca hizmete yatırıma ihanet etmiş gibi görüyorlar. Sanki yıllardır Kürt olduklarının farkında değillermiş de şimdi ırkçılık damarları kabarmış da! Ak Partiyi kavmi duygularla satmışlar.    

Ak Partinin bu gaflet veya ihanetini açılan kız İmam Hatip Liseleri ile perdeleyenler, görmezden gelenler ne zaman uyanırlar biliyor musunuz? Şimdi tek tek ailelerden koparıp dağa kaldırdıkları kızları bırakıp İmam Hatip Kızlarını topluca belediye otobüsleriyle pikniğe! Diyerek kırsala, oradan da dağa kaldırdıklarında uyanırlar. O zaman iş işten geçmiş olacak. MEDya savunma alanlarına götürülen ZEHRAlara AZADİ diye feryat edecekler ama artık ÖZE DÖNÜŞ mümkün değil. Muhtemelen aileler de çocuklarının can güvenliği için “biz de sizdeniz” demek zorunda kalacaklar. Böylece can, mal, namus gittiği gibi İMAN da gidecek.

Suruç`taki patlamadan sonra baskılar daha da şiddetlenerek devam edecektir.