• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Kurban Bayramı`nın son iki gecesi yaşanan olaylar herkesin malumudur. Olup bitenleri burada tekrar edecek değiliz. Asıl üzerinde durulması gereken husus olayların gerçek nedenlerini doğru tespit edebilmektir.

İnsanlık tarihi İslam tarihi ile eş zamanlıdır. İlk insan Hz. Âdem`in çocukları arasındaki olaydan bu tarafa kâfirler Müslümanlara saldırıyı vazife kabul etmişlerdir. Bu saldırıların hepsinin ortak noktası kâfirlerin azgınlığı ve Müslümanların zayıflığı olmuştur. Müslüman`a saldırmak onu yok etmek ya da kendi dinine döndürmek kâfirin tabiatının bir parçasıdır. Kâfir güçlü iken bunu yapmıyorsa onun küfründen şüphe etmek gerekir. Kâfir Müslüman`a saldırmıyorsa bunun bir tek açıklaması vardır. O da Müslüman en az kâfir kadar güçlü ya da ondan daha güçlüdür de ondan.

Tarih boyunca kendilerini güçlü zannederek Müslümanlara saldırıp ağır hezimet yaşayan kâfirler bundan hiç ders almamışlardır. Müminlerin Allah tarafından görünmeyen ordularla desteklenmiş olmasını ne anlayabilir ne de kavrayabilirler. Her yenilgilerini bir sebebe ya da tesadüfe bağlayarak aynı hatayı tekrar ederler.

Bu gün İslam dünyası özellikle içinde bulunduğu fitnelerden dolayı bir zafiyet tablosu sergiliyor. İçimizde Müslüman görünümlü ancak münafık olanlar tabiatları gereği kâfirlere gönüllü taşeronluk yaparak talandan pay kapma peşindedirler.

Dünkü olayların bir taşeron örgüt tarafından organize edildiği, çok iyi bilinen bir gerçektir. Taşeronun patronları israilden ABD`ye tüm haçlılardır. Haçlı taşeronu bu örgüt, Aziz İslam toprakları üzerinde İslami şiarları,(sakal, çarşaf) şahısları, yapıları, kuruluşları camiler dâhil içinde Allah`ın adı zikredilen her yeri yakıp yıkıp talan etmeye çalışıyor.  Ancak hemen bir şeyi hatırlatmakta yarar var, Haçlıların taşeronlarına yaptıkları hatırımızdadır. İran`ın Şahı, Irak ve Libya`nın diktatörlerinin akıbetleri ortadadır. Bunlar da aynı sondan kurtulamayacaklar.

Onları aldatan iki şey vardır, biri patronlarının çok güçlü görünmesi, ikincisi karşısındakilerin desteğinin gözle görünür olmaması. Rojava, Kobani Suriye Irak bütün bu bölgeler de çatıştırılan kukla devlet ve örgütler aslında topyekûn Müslümanları zayıflatmaya giderek yok etmeye çalışıyorlar. Ancak, Allah (CC) tuzak kuranların en hayırlısıdır. Onlar bu tuzaklarına düşmekten kurtulamayacaklardır.

Müslümanlar için canını malını cennet karşılığında satmak için pazar kurulmuştur.  İçinde nifak bulunmayan hiçbir Müslüman bu alışverişten kaçmayacaktır. Zira böyle bir fırsat her zaman ele geçmez. Bizi bu alışverişten alıkoymak için sağdan yaklaşanları yakından tanıyoruz. Sabrın muallimlerine kimse sabırdan bahsedemez.  Cihat sabrın bir şubesidir ve şimdi cihat zamanıdır. Aksi zillettir ve zillet bizden uzaktır.

“Dinle ilişkisinin olmadığını, Tanrıdan koptuğunu, tanrıyı aştığını, Allah`la çok pençeleştiğini “söyleyen birine Kâfir denilmeyecek ise o zaman adama sormazlar mı kâfir kimdir diye. Küfründe zerre kadar şüphe olmayan birinin uğruna ölümü göze alan ateşin çocuklarının dünyamızı cehenneme çevirmelerine izin verilmedi, verilmeyecektir. Normal şartlarda devletin görevi halkın canını malını korumaktır. Ancak devlet haydutlarla pazarlığa oturmuş ise “nefsi müdafaa” evrensel hukuk kaidesi devreye girecektir. Kardeşlerimizin bundan asla şüphesi olmamalıdır.

Basiretsiz yöneticilerimizin bunları şımartmış olması yetmezmiş gibi, numaradan yaralarla IŞİD`n önünden kaçan taşeron örgütün firarileri burada halkın içine gizlenerek korkakça ve kalleşçe insanlarımızı katlederlerse bunun hesabı bu dünyada sorulmasa da Mahkeme-i Kübra`da o ferasetsizlere sorulacaktır. Ferasetli Müslüman kime merhamet edeceğini bilen Müslüman`dır. Kurt ile kuzuyu ayıran Müslüman`dır. Kurda merhametin kuzuya zulüm olduğunu bilen Müslüman`dır.

Zalimlere, kurtlara, çakallara merhamet yoktur. Onları ne muhkem kaleleri, ne yasaları, ne tanrıları ne de çok güvendikleri Haçlı dostları koruyamayacak kurtaramayacaktır. 

ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM