• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Denilir ki, Büyük İskender hâkimiyetine geçirdiği ülkeleri elinde tutmak için Aristo`ya haber gönderir. “Ele geçirdiğim ülkelerin ileri gelenlerini, sürgün mü etsem, hapse mi tıksam yoksa toptan öldürsem mi? İyi olur.” Aristo her üç çözümün de işe yaramayacağını söyler. Çünkü sürgün etse, sürgünde örgütlenir daha güçlü ve örgütlü mücadele ederler, hapse tıksa diğer mahkûmları da örgütlerler, öldürse çocukları intikam ateşi ile büyür başa bela olurlar.

 

Aristo`nun önerisi şudur: Onların arasına fitne ve fesat sok, onları birbirlerine düşür, sonra da onları barıştırmak için aralarında hakemlik yap.  Fakat barışa giden yollarını tümünü tıkamaya çalış. Ancak bu şekilde hâkimiyetini sürdürebilirsin.

 

ABD uzun yıllardır bu taktiği sürdürmektedir. Mesela önce Irak`ı İran`a sonra Kuveyt`e saldırttı, daha sonra içeride Kürtlere saldırttı. Sonra da hakem olarak aralarına girdi. Kürtlerin ve başta Suudi olmak üzere diğer körfez ülkelerinin ricası ve finansal desteği ile meseleyi kökünden çözdü. Saddam`ı yedi yuttu. Irak halkını perişan edip geleceğine ve zenginliklerine el koydu.

 

Mısırı Camp David Sözleşmesi ile Arap âlemiyle karşı karşıya getirdi. Bu sayede İsrail`in Filistin`de elini güçlendirdi. İsrail`in işgal ettiği toprakları iskâna açması karşısında hakem sıfatıyla her seferinde “bu son! bir daha buna izin verilmeyecek” diye diye nerdeyse işgal topraklarının tamamını İsraillilerin iskânına açtı.

 

Şimdi de Suriye üzerinden çok daha büyük bir lokmayı yutmak için Türkiye ve İran`ı karşı karşıya getirmeye sonra da hakemliğe hazırlanıyor. Ancak İran İslam Cumhuriyeti bu tuzağa düşmeyecektir. Aksine bu tuzağa tuzak kuranların en büyüğü bu kez büyük şeytanı düşürecektir.

 

ABD, halkını bu güne kadar hep güvenlik politikalarıyla daha doğrusu ABD`yi teröristlerden koruma bahanesiyle uyuttu. Halk bu uyutma politikası için çok ciddi bedeller ödedi ve hala da ödüyor. Binlerce gencini bu kirli savaşlarda kaybetmesinin yanında eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe ve işsizliğe yatırılması gereken milyarlarca dolar silah tüccarlarının kasasına gitti. İki üç İslam devleti talan edildiği halde refah düzeyinde beklenen sonuç sağlanamadı. Üstelik bu güne kadar ABD`nin tahrik ve komplosuyla oluşan bir iki eylemden başka terör eylemleri de görülmedi. ABD halkının refah düzeyi dibe vurmak üzeredir.  İşsizlik,  evsizlik çığ gibi büyümekte, halk topyekûn isyan etme noktasına doğru gitmektedir. Bu kez ABD baharı dünyanın gündemine girecektir.

Bunu nerden mi biliyorum. İşte craigroberts.org sitesinden dünya bülteni için çevrilen yazıdan bir bölüm: “İç Güvenliğin 750 milyon atımlık mühimmat siparişi verdiğine dair haberler “sarıklıların” katledilmesinden keyif alan muhafazakârların bile kafasını karıştırıyor. İç Güvenlik, her Amerikalıyı 2,5 kez öldürmeye yeterli mühimmata niçin ihtiyaç duyuyor? İç Güvenlik kendisini niçin tam vücut zırhıyla donatıyor? İç Güvenlik sizden 50 metre uzakta sizin hakkınızda her şeyi bilen yeni lazer teknolojisini ne yapacak? Sivil Kargaşa Operasyonları hakkında yeni yayınlanan elkitapçığı, protestoları bastırmak, silahlara el koymak ve vatandaşları öldürmek için  ordunun ülke içinde nasıl kullanılacağını izah ediyor.

Polis devleti “özgürlük ve demokrasi” içerisinde inşa ediliyor şimdi. Amerika`nın tarihte emsali yok. Tek teröristin FBI`ın kandırdığı terörist olduğu bir zamanda polis devletinin amacının Amerikalıları Müslüman teröristlerden korumak olmadığı açıktır. Polis devletin amacı, Amerikan vatandaşlarını terörize/tedhiş etmektir.

Askerileşen de sırf İç Güvenlik değil. Amerikan yönetimi, Meteoroloji Servisinin de çaplı mühimmat siparişi verdiğini açıkladı ve sonra bu bilgi Balıkçılık Bürosu olarak düzeltildi. Peki, Sosyal Güvenlik idaresinin 174.000 atımlık oyuk uçlu çekirdek mermi sipariş etmesine ne dersiniz?

İç Güvenliğin mühimmat sipariş listesini online görebilirsiniz. Bu mühimmat atış talimi için değil insanları öldürmek için. Oyuk uçlu çekirdek mermiler askeri tüfekler ve M-16`lar için; 308 keskin nişancı tüfekleri için mermiler; 12 çapında saçmalar; 357 magnum ve 40 kalibrelik tabancılar için mermiler. 11 Eylül`den bu yana ABD`de terör eylemi olmadığından dolayı ( FBI`nın organize ettikleri hariç) bu devasa ateş gücü satın alımı açıktır ki Amerikalıları Müslüman teröristlerden koruma amaçlı değildir. O halde niçin?

Gray State adlı film, devletlerine çok güvenen Amerikalılar için neyin saklandığını izah ediyor galiba. Savaş karşıtı göstericiler ve Amerikan yönetimini eleştirenler “ülke içi aşırılar” olarak yeniden tanımlanıyor; ABD`nin düşmanlarına yardım ve yataklık etmekten dolayı tutuklanabilirler. Eğer Amerikalılar Washington onları III. Dünya Savaşına sürüklerken ekonomik, politik ve sosyal bakımdan yoksun bırakıldıkları gerçeğine uyanırsalar, gösteri yapmak için cadde ve sokaklara aktıkları vakit aşırı askeri güçle karşı karşıya gelecekler.

            ABD adım adım kendi baharına yani iç savaşına yaklaşıyor. Önce kendi halkını terörize edecek sonra da silahlandırdığı iç güvenlikle şiddet yoluyla ayaklanmaları bastıracak. Bastırabilirse. İŞTE BUNA TUZAK KURUCULARININ EN BÜYÜĞÜNÜN TUZAĞINA DÜŞME DENİR.