• DOLAR 34.747
  • EURO 36.576
  • ALTIN 2955.737
  • ...

Tarsus'un merkezinde olan Küçük Minare Camisi (Kuşlu Cami) önünde bulunan büyük meydanıyla, birkaç yıl öncesine kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapardı. 1873 yılında inşa edilmiş olan Cami, 1960'lı yıllardan sonra, şalvarının cebine bir tomar para koyan, toprak ağaları tarafından yanına, sağına, soluna, üstüne, altına hatırat olarak yapılan eklerden dolayı ucube bir hal alıp eski halinden bir eser kalmayınca, yeniden eskiye dönüş kararı alınıp, restorasyon çalışmalarına başlandı.

Restorasyon çalışmaları, müteahhitlerin yedi günde bina dikmesine benzemediğinden, iğneyle kuyu kazmak misali ağır ilerliyor.

1990'lı yıllarda çeçen cihadına destek mitingleri, Filistin intifadası basın açıklamaları, başörtüsüne özgürlük eylemleri, zengin ailelerin cenaze törenleri bu meydanda yapılırdı.

Çok iyi hatırlıyorum 9-10 yaşlarındaydım. Şehrimizin Cumhuriyet dönemi vurguncularından bir ailenin torunu Pozantı inişinde aracıyla uçuruma yuvarlanıp, arkadaşları ile ölmüştü.

Arabada bir tekel büfesinin raflarını dolduracak, alkol şişeleri bulunmuştu. Cenaze namazını kıldıran memur, eline mikrofonu alıp konuşmaya başlamıştı.

Gençlerin şehrimizde birçok aileye iş ve aş veren hayırsever işverenlerin çocukları olduğunu belirtip, onları cennette Hz. Hamza ve Hz. Musab ile kapı komşu etmişti.

Daha cümlesini bitirmeden, gençlerin dedesi yerinden fırlayıp; Hoca Hoca dur Allah aşkına, başımıza taş mı yağdıracaksın, benim torunlarım sarhoş öldüler demişti.

Caminin üzerindeki çatıda hangi hayırsever günah defterini sıfırlamak için yaptıysa, güvercinler için büyük bir yaşam alanı yapmıştı.

Şehir halkı ve dışarıdan gelen ziyaretçiler, güvercinlere kutsallık atfeder, meydanda satılan buğdaylardan alıp, dileklerini mırıldanıp, kuşlara atarlardı.

Evli çiftler düğün öncesi, öğrenciler sınav arifesinde, hacı adayları yolculuk öncesi gelip dualar eder, dilekte bulunurlardı.

Urfa'nın balıklı gölü varsa, bizim de anlı şanlı kuşlu camimiz vardı.

Kuşların Allah tarafından korunduğuna inanıp, onları ürkütmemeye çalışan, bir kaç sarhoşun gece kümese girip bir kaçını kesip, afiyetle midelerine indirip, meydanda sızıp sabahladığını gören vatandaşlar hızlıca alandan uzaklaşıp, gökten taş yağmasını beklemişlerdi.

Sarhoşlar Güneşin yakıcı ışığında uyanıp, sallana sallana gidip, gökten de taş yağmayınca kuşların karizması oldukça çizilmişti.

Caminin yanı başındaki altı ok partisinin binasının altında, altılı ganyan bayisi vardı.

Altılı Ganyan bayisinde, 40 ile 90 yaş arası, hepsi kürdan gibi zayıf, göz altları çökmüş, inatçı ve umut dolu gözlerle ellerindeki kuponlarla, at yarışlarının gösterildiği ekrana kilitlenmiş, üzerlerinde ütüsüz kıyafetler bulunan, koşan atlara çılgınca talimat veren adamlar bulunurdu.

Ganyancılar: Saatlerce ellerindeki bültenlerle ders çalışır gibi bayide oturan, sonu bitmeyen dedikoduların, bol bol sigara dumanı ve günün sonunda eşinin, kızının tarla, temizlik işlerinde kazandığı parayı kaybeden, kendi en yakın akrabasının adını sorsan bilmeyen, atların yedi göbeğini bilen hasta, tedavisi olmayan adamlardı.

Ülkemizde düzenli at yarışları kuşlu caminin yapımından 17 yıl önce İzmir'de yapılmıştır.

Atatürk'ün 'at yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır' sözünden sonra ivme kazanan at yarışlarından, Devlet milyarlarca lira vergi almakta ve at yarışlarını yaygınlaştıracak yatırımlar yapmaya devam etmektedir.

Kuşlu Camiyi restore eden de Diyarbakır'daki hipodromu yapan da aynı devlettir.

Kuşlu Camide hutbede kumarın haram olduğunu söyleten, yan tarafta camiye bitişik altılı ganyan bayisinde kumar oynatan sisteme Laik sistem denir.