Tasma takmak da bir tercihtir, tasmaya direnmek de
Gazzelilere selam ve soykırımcılar ile işbirlikçilerine lanet ile gireyim söze…
Geçen gün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, soykırımcı israil hakkında yalın bir dil kullandı. Özetle şunları söyledi: "Sahipleri, israil'in tasmasını ellerine almalı! Bölge daha fazla israil provokasyonunu kaldırabilecek durumda değildir, bunun altını çiziyorum. İsrail’in yaptığı her türlü kötülüğü ABD temizliyor, bu kabul edilebilir değil."
Zerre kadar insanlığı olup ta bu sözlerin altına imza atmayacak bir kimse var mı?
Sanırım sizler de takdir edersiniz ki, dünyadaki liderler içinde israil’in işleyegeldiği insanlık suçlarına karşı en cesur sözleri sarf eden kişi de Sayın Erdoğan’dır… Hatta Erdoğan, “İsrail’in bir terör devleti olduğunu” defalarca söyleme cesaretini bile gösterdi.
Buraya kadar her şeyimizle amenna…
Ancak ne yazık ki, söylenen sözlerle yapılan işlerin birbiriyle örtüşmediğini görüyoruz. Süreci hatırlayalım: İlk başta israil ile ticareti sürdürdüler, ta ki toplumdan gelen baskılar artıncaya kadar. Vicdan sahibi insanlar da nihayet geç de olsa böylesine hayırlı bir adımın atılmasına sevinmesine sevindiler, ama sevinçleri kursaklarında kaldı. Çünkü görüyoruz ki, Türkiye israil ile olan ihracatını durdurmuş ama neredeyse aynı miktarı olmayan Filistin Devleti’ne yapmaya başlamıştır. Demek ki, Yunanistan üzerinden israil ile ticaretin maliyeti ağır gelmiş olmalı ki, kâğıt üzerinde bir adres değişikliği yapılmıştır.
Hükümet, 3 Mayıs itibariyle israil’e ihracatı tamamen yasakladığını ilan etti, ama bakıyoruz ki, Türkiye’nin Temmuz 2023 yılında Filistin’ ihracatı 9.3 milyon dolar iken, Temmuz 2024’te %1180 artış ile 119.7 milyon dolara çıkmıştır.
Kim bilir, bu ihracatçıların içinde kaç tane abdestli Siyonist vardır.
Tasma ile başladık, tasma ile devam edelim.
Şunu biliyoruz ki, israil’in ve bütün güçleriyle israil’in yanında olanların Gazze’yi haritadan silinceye kadar duracakları yoktur. Dolayısıyla israil’in tasmasını elinde tutanlardan medet ummak da beyhudedir. Kaldı ki, kimin tasması kimin elinde veya kim kimin boynuna tasmayı takmış yahut her birinin tasması diğerinin elinde mi, o kadar karışık ki…
Kişi ona hazır olursa, elbette ki, tasma takmak isteyenler çok olur. Ama inanıyoruz ki, bir kişi eğer tasmaya rıza göstermiyorsa, onun boynuna tasmayı geçirecek hiçbir güç yoktur!
Bunun taze ispatı Gazze’dir. Bunun taze ispatı Yemen’dir… Ve bunun taze ispatı ikiyüzlülüğe yeltenmeden israil’e karşı civan merdane duranlardır!
Sonuç olarak soykırımın bir insanlık suçu olduğunu bildiğimize göre, bu soykırıma karşı aktif bir şekilde durmayan her bireyin, her liderin ve her ülkenin de bu insanlık suçuna ortak olduğunu biliyoruzdur. Geriye kaldı kendimizi yoklayıp, boynumuzda tasma olup olmadığından ve boynunda tasma olanlarla yan yana olup olmadığımızdan emin olmak…
Ne mutlu ve selam olsun başları dik ve tercihlerini özgürlükten yana yapanlara…