• DOLAR 34.592
  • EURO 36.282
  • ALTIN 2989.333
  • ...

Bir ellerinde tasma, diğerinde kılıç…

Dünya halklarını kan ve zulüm üzerine kurdukları düzenlerine teslim olmaya zorluyorlar.

Birey olsun, dernek, cemaat, parti ve devlet olsun, herkesi; ama herkesi boyunduruklarının altına almaya ahdetmişler.

Kısaca dedikleri şu: “Boynunuza tasma takmamıza direnirseniz, boynunuzdan olursunuz.”

Gerçi boyunduruklarına aldıkları da hiçbir zaman güvende olmamıştır. Çünkü canları istediğinde onları öldürmekten geri durmamışlardır. Ki tarihlerinin büyük bir kısmı da bu vahşetlerinden oluşuyor.

Bu politikalarında bugüne kadar genel olarak başarılı da olageldiler. Denebilir ki, karşılarındaki tek engel uzun süre Müslümanlar oldular. Ama Müslümanları da yenmeyi başardılar. Çünkü inançlarından uzaklaşmışlardı. Ve bugün devletleri olsun veya olmasın, iki milyar Müslüman da yer yer direniyor olmakla birlikte ya doğrudan ya da dolaylı olarak onların işgalinde ve etki alanındadır.

Ve şimdiyse sağladıkları egemenliklerini ve başarılarını pekiştirerek ve katlayarak sürdürmek istiyorlar.

Tabii, ağızlarında hak, adalet, eşitlik, demokrasi, barış, toplumsal refah ve dünya kardeşliği gibi kavramlar da düşürmeden…

Kendi halklarına da bu değerlerden az çok tattırdıkları için, onları da büyük ölçüde kendilerine inandırdıkları söylenebilir.

Artık işlerini yoluna koyduklarına tam da inanmışlardı ki, en zayıf bildikleri bir yerden çıkan bir dirençle neye uğradıklarını şaşırdılar.

Evet, o yerin adı, 70 küsur yıldır işgal ve 15 yılı aşkın zamandır kuşatma altına aldıkları Gazze’dir.

Hepsi işgalci İsrail ile bir oldular, bütün imkânlarını onun hizmetine sundular ve o gün bugündür karadan, denizden ve havadan Gazze’ye ateş yağdırıyorlar.

Dünyaya mesajları yine aynı: Size çizdiğimiz sınırların dışına çıkarsanız, Gazzelilere yaşattığımızı size de yaşatırız.

Bu amaçla Slovakya Başbakanına ve İran Cumhurbaşkanına yaptıkları, sadece iki örnek…

Birleşmiş Milletler zaten pençelerinde, Uluslararası Adalet Divanı’nı da açıktan tehdit etmekten geri kalmıyorlar.  

Fakat bedeli ve sonucu sürgün, işkence ve ölüm bile olsa, onurlarını korumayı onların boyunduruğunda yaşamaya tercih edenler direniyorlar.

İslam dünyasında hala ölüm rüzgârı esiyor olsa da Avrupa’da ve Amerika’da onurlu yaşamayı aşağılık bir hayata tercih edenler ayakta.

Doğruyu söyleyen herkese karşı kullandıkları “antisemitizm Yahudi karşıtlığı” silahları da artık kar etmiyor.

Her milletten ve inançtan insanların artık söyledikleri şudur: Eğer Semitizm işgal ise, eğer Semitizm çocuk öldürmekse, eğer Semitizm kadın öldürmek ise, evet, Antisemitisiz!

Sonuçta bu, izzet ile zillet, iyi ile kötü, özgürlük ile kölelik ve zulüm ile adalet arasında bir tercihtir.

Biz mi, tabii ki, teslim olmuyoruz ve direniyoruz. Bedeli ne olursa olsun, biz tercihimizi izzetten, iyiden, özgürlükten ve adaletten yana yapıyor ve Gazze’den başlayarak dünyanın dört bir yanında direnenlere selam diyoruz…