• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Haklı olarak, "israil nere, Orta Asya nere, böyle bir şey mümkün olur mu?" diye soruyorsunuzdur.

İlk bakışta zor gibi görünüyor, ama gücün oyunu bozduğu ve hayatın boşluk tanımadığını bildiğimiz bu dünyada mümkündür.

Türkiye'de maalesef yeterince tartışılamadı, ama önce Eylül 23'te Hindistan'da gerçekleştirilen G-20 Liderler Zirvesi'nde, Hindistan-Ortadoğu- Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) adıyla alınan karara bakalım... Buna göre, Hindistan'dan gönderilen doğalgaz ve diğer ticari mallar BAE, Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, israil ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacak. Bunun için denizyolu ve demiryolu kullanılacak.

Ticaretin birinci şartı eğer tek taraflı veya karşılıklı daha fazla kar yapmaksa, daha ucuz, daha güvenli ve çeşit bakımından da çok daha zengin güzergâhın Hindistan- Pakistan- İran- Türkiye ve Balkanlar üzerinden Avrupa olduğunda herkes müttefiktir. Bu kararlarının bizce iki önemli nedeni var. Birincisi: Hem stratejik ve jeopolitik konumları ve hem de İslam Dünyasının güçlü ülkeleri olmaları nedeniyle Pakistan, İran ve Türkiye'nin evvela devre dışı bırakılmaları ve gerek görüldüğünde ise, elleri daha zayıf bir şekilde koridora dâhil edilmeleri... İkincisi: israil'in başaktörlerden biri sıfatıyla oyuna dâhil edilmesi... Çünkü israil, hem Batı'nın kendisidir ve hem de Batı'nın sopası ve jandarmasıdır. Biliyorsunuz, böyle bir projeye yamanması için israil'in illa buralarla sınırının olması da gerekmiyor.

İsrail'in olduğu yerde de ne yazık ki, güven yoktur. Filistin'i dünyanın en büyük açık hava hapishanesi yapmış olması, her gün kan dökmesi ve her gün yeni yerler işgal etmesi de bu dediklerimizin ispatıdır.

İsrail'in ve dolayısıyla Batı'nın hâlihazırda kullandığı en yaygın silah milliyetçilik ve mezhepçiliktir. İsrail bir de hem Ortadoğu ve hem de Orta Asya için buralarda yaşayan Yahudilerden hareketle yalandan yeni bir tarih oluşturuyor...

Toparlamamız gerekirse... Emperyalistlerin amaçları belli; bu zenginlikleri olabildiğince ucuza gasp etmek... Hele hele bu zenginliklerin sahipleri Müslüman iseler, gözleri daha bir dönüyor ve vahşette sınır tanımıyorlar.

Bugün IMEC'i dayatanların yakın bir zamanda Orta Asya'daki zenginlikleri de Avrupa'ya taşımak için yeni bir koridor dayatmaları sürpriz olmayacaktır. Buna da şu veya bu şekilde israil'i dâhil edeceklerini öngörmek gerekiyor. Hatta kendilerine daha pahalıya mal olmasına rağmen nasıl ki, Hindistan-Avrupa Hattında Türkiye'yi dışarıda tuttularsa, Orta Asya-Avrupa Hattında da Türkiye'yi dışta tutabilirler. Böylece hem Türk Devletlerinin giderek güçlenen ilişkilerini akamete uğratmış olacaklar ve hem de zenginliklerimizi bir çeşit gaspla daha ucuz elde etmiş olacaklar.

Bölge ülkelerinin bilmeleri gereken gerçek şudur: Dün Ukrayna'yı kendi çıkarlarına kurban edenler, bugün veya yarın yeni kurbanlar bulmada zerre tereddüt etmeyecekler. Dolayısıyla İslam ülkelerinin önünde iki seçenek var; ya birbirileriyle her alanda adalet eksenli anlaşmalar yapıp, güvenli, barışçı ve müreffeh bir dünya oluşturmak için çalışacaklar ya da bütün zenginlikleriyle birlikte sömürüleceklerdir.

Mesela, Türk Devletleri Teşkilatı, irili ufaklı şeytanların aralarına girmemesi ve ilerideki muhtemel fitneleri bertaraf etmek için, İran'ı da içine alarak, Zengezur Koridorunu ilk aşamada kendi aralarında bir Barış Koridoruna dönüştürebilirler.

Girişte de dediğimiz gibi, hayat boşluk kabul etmiyor. Ya insaniliği, adaleti ve kısaca evrensel değerleri esas alıp yarının güvenli dünyasını inşa edecekler ya da zaaflarına yenik düşüp, Ukrayna'dan sonraki kurbanlar olacaklardır.

Bakalım, yöneticilerimiz hangi yönde adım atacaklar...