HDP-YSP bu ikinci altın fırsatı da tepecek mi?
Açılım süreci bir ve yeni anayasa iki!
Açılım süreci genelde Türkiye ve özelde Kürtler için ne kadar önemli idiyse, yeni bir anayasanın yapılması da genelde Türkiye ve özelde Kürtler için ondan çok daha önemlidir. Çünkü bu gasıp rejimin inkâr politikalarının kadim Türk-Kürt kardeşliğinde yol açtığı fetret dönemini sona erdirmenin ve hangi milliyetten, dinden, dilden ve mezhepten olursa olsun herkesin temel insani haklarıyla yaşayabileceği barışçı, güvenli ve müreffeh bir Türkiye’nin inşası, zihnimize ve bedenimize vurulan bu prangaları kırdığımız ölçüde mümkündür.
İlk sözümüz ve çağrımız, hangi din ve ideolojiden olursa olsun, Kürtleredir… Kürtleri temsil makamında olanlaradır… Ve Kürtler adına konuşanlaradır!
Sizlerin bu zorba, inkârcı ve gasıp rejimden zerre kadar bir rahatsızlığınız varsa… Irkçılıkla ve insanlık suçu ile malul bu darbe anayasasından zerre kadar bir rahatsızlığınız varsa… Sadece Kürt oldukları için bazen birer, üçer, beşer ve bazen de toplu katliamlarla öldürülenlerin aziz ruhlarına zerre kadar bir saygınız varsa… Hala bugün bile sadece Kürt oldukları için bazı temel haklarından mahrum bırakılan insanlara daha insani bir gelecek sunmak ve kısaca herkesin temel insani haklarıyla birlikte yaşayabileceği bir Türkiye’nin inşası konusunda zerre kadar samimiyetiniz varsa… İdeal olmasa bile, en azından mevcut anayasadan daha iyi bir anayasanın yapılması yönünde samimiyetinizi, dürüstlüğünüzü ve insaniliğinizi ispatlamanın tam zamanıdır.
İkinci sözümüz ve çağrımız da doğrudan ve sadece HDP-YSP’yedir!
Kapalı kapılar ardında pişmanlığınızı dile getirdiğiniz ve sizi ümit olarak gören milyonlara karşı günah çıkardığınız Çözüm Sürecini akamete uğrattığınız halde, milyonlar size olan güvenlerini yitirmediler ve şimdiye kadarki hatalarınızı da ihanetlerinizi de hayra yorarak, şans üzerine şans verdiler...
İşte bugün önünüzde kendinizi affettirebileceğiniz, samimiyetinizi ispatlayabileceğiniz ve insanlık adına tarihe bir not düşebileceğiniz yeni bir fırsat var; yeni ve tabii ki, şimdikinden adil bir ANAYASA!
Haktan ve adaletten yana olan herkesin bugün sizlerden beklediği ve sizlere çağrısı şudur: Dün bedenini taşın altına koyan Sayın Erdoğan ile birlikte olmanız ve o iyi yönde bir adım attığında, sizin kendisine iki, üç ve beş adım daha attırmanız gerekirken, CHP’den de daha aşağı bir derekeye düşmekle Türkiye’ye neler kaybettirdiğinizi düşününüz ve bugün yeni anayasa konusunda da dünkü derekeye düşmeyiniz.
Elbette ki, Erdoğan’ın veya diğer birinin sundukları anayasa taslaklarını elinizin tersi ile itebilirsiniz, ama mevcut anayasadan daha iyisini yapmak yönünde çalışmakla yükümlü olduğunuzu da unutmamalısınız!
Bu yükümlülüğü yerine getirmediğiniz takdirde, başta seçmeniniz olmak üzere Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmış olacağınızı da böylece hatırlatmış olalım!
Şimdi HDP-YSP’nin, adil bir anayasayı yapmanın neresinde durduğuna baktığımızda, ne yazık ki, ümit verici bir duruş göremiyoruz.
Çünkü AK Parti’ninkinden daha iyi, yani daha adil bir anayasa taslağı ile kamuoyunun önüne çıkacağına, inkâr politikalarının mimarı ve katliamların faili olan CHP gibi davranmaktadır. Ancak suçüstü olmamak için Kürtleri, LGBTİ renkleriyle süslediği “Türkiyelileşmek”, “Toplumsal Lozan”, “Demokratik Cumhuriyet” ve “Halkların Kardeşliği” gibi masallarla sürekli olarak avutmaktadır.
HDP-YSP’nin “Türkiyelileşme” stratejisinin de Kürtlere kurulmuş bir tuzak olmaktan öte bir şey olmadığı ve amaçlarının bir yandan Kürtlerin kanını dökerken, diğer yandan Kürtleri değerlerinden koparıp “Mustafa Kemal’in Askerleri” yapmak olduğu şüphesizdir. Nitekim Öcalan’ın akıl hocalarından olan Yalçın Küçük’ün ve PKK’den HDP-YSP’ye kadar yetkili ağızların demeçleri de bu iddiamızı ispatlamaktadır.
Hülasa, son seçimlerde milyonlarca seçmeninin iradesini hem CHP’ye feda etmek ve hem de Ümit Özdağ’ın ayaklarına paspas yapmak suretiyle onlara travma yaşatan HDP-YSP, seçmenlerine yeni bir travma yaşatmak istemiyorsa, hem istisnasız bütün partilerle diyaloğa açık olmalı ve hem de diğer partilerin anayasa taslaklarından daha iyisini sunup, hepsinin kamuoyu önünde tartışılmasına çalışmalıdır. Bu yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, Siyasi Partiler Mezarlığına lanetlerle gömüleceği günlerin yakın olduğunu bilmelidir.
Bizim arzumuz, tabii ki, HDP-YSP’nin aklıselimi elden bırakmaması ve CHP gibi toplumun değerleriyle kesintisiz bir savaş yerine, o değerlerle barışmasıdır! Yani daha barışçı bir Türkiye’yi birlikte inşa edebiliriz. Yeter ki, bizden olmayanları yok etmek zihniyetini bırakıp, “sizin dininiz size ve bizim dinimiz bize” anlayışı içinde karşılıklı saygıyı esas alalım.