Ali Nesin’lere
“80 yılda bu halka neler yapmış olmalıyız ki, 20 yıllık iktidar yıpranmasına, ekonomik krize ve felaketlere rağmen ilk turda kazanamıyoruz? Aklı olan bir de bu açıdan düşünsün.”
Yukarıdaki sözler Sayın Ali Nesin’e ait.
Nesin, sormasına soruyor, ama cevabını da hepimizden çok iyi bildiği şüphesizdir. Dolayısıyla üzerinde düşünüp tartışacaklarına da pek ihtimal vermiyoruz. Ama bu soruyu kamuoyu ile paylaşıp üzerinde düşünme ve düşündürme erdemini göstermiştir, biz de anlamalarına katkıda bulunalım…
Nesin’ler, eğer gerçekten halkın neden şeytandan kaçar gibi kendilerinden kaçtıklarını bilmek istiyorlarsa, CHP’nin kanlı tarihine gitmeleri gerekmez, sadece CHP’nin ve bileşenlerinin bu seçim sürecindeki sözlerine ve eylemlerine bakmaları yeterlidir.
Mesela seçimin ilk turunda hayal ettiğiniz zaferi elde edemeyince, ikinci turu dahi beklemeden aslınıza rücu ettiniz. Bir kuruşu bin göstererek depremzedelere yaptığınız yardımları bile başlarına kakacak kadar insanlıktan uzaklaştığınızı gösterdiniz.
En önemlisi de, aylardır dilinizden düşürmediğiniz helalleşmenin içinin boş olduğunu bizzat kendiniz göstermiş oldunuz.
Bir de CHP olarak bugününüze rahmet okutan kanlı bir geçmişiniz ve kanlı bir tarihiniz var!
Bildiklerinizin bir tekrarı olacak, ama iktidarın onca yozlaşmışlığına rağmen bu halkın hala şeytandan kaçar gibi sizden kaçmasının nedeni de özetle şudur:
CHP, halkın iradesine rağmen halka tahakküm demektir! Nitekim Mustafa Kemal’in yaptığı anayasalar ve anayasaya yaptığı ekleme ve çıkarmalar da halka rağmendir! CHP’nin tarihi, halkın değerlerine karşı savaşmanın tarihidir. CHP, vatandaşları dini ve etnik aidiyetleri üzerinden ötekileştirmenin ve onları “mürteci” ve “bölücü” diye hedef göstermenin diğer adıdır. CHP, ülkemizde meydana gelen katliamların ve sürgünlerin faili ve Kürtlere yönelik inkâr, imha ve asimilasyon politikalarının mimarıdır. Ve CHP, sağından soluna kadar İslam’a karşı olanların ve Müslümanlara hayat hakkı tanımayanların sesi ve kanlı elidir.
Bu saydıklarımızın her biri birer insanlık suçu olduğu halde, bugüne özür dilemek yerine hala savunuyorsunuz. Helalleşme maskenizi çıkarmadığınız bugünlerde bile inancınızdan olmayanlara her türlü sözlü ve fiili saldırıda bulunmaktan geri durmuyorsunuz
Geçen yüzyıllık siyasetinizin, sanatınızın, tiyatronuzun, şiirinizin, gazeteciliğinizin fıkralarınızın, öykülerinizin ve hikâyelerinizin özünü ve harcını da halkın inancına ve değerlerine olan hakaret ve saldırılarınız oluşturur. Yani hayat tarzınızı her daim aşağıladığınız halka tahakküm ve onun inancından yaşantısına kadar her şeyine saldırı üzerine kurmuşsunuz.
Son olarak bilmeniz gereken diğer bir gerçek de şudur: Bu halk sizin dininize ve hayat tarzına zorla müdahale etmezken ve “sizin dininiz size, benim dinim bana” derken, sizler bu halkın değerlerine karşı savaşmayı, giyimine müdahaleyi ve istediğiniz gibi ona hakareti bir hak biliyorsunuz.
Anlayacağınız, bu halk, mevcut iktidarın her türlü haksızlığına karşı olduğu ve direndiği gibi, sizlerin kesintisiz devam eden zulümlerinize de karşıdır ve direniyor. Halkın kararlılığından da anlamış olmalısınız; dün teslim olmadığı gibi bugün de teslim olmayacaktır.