Geçen yüz yıl boyunca rejimin ötekileri idik, bir de payandası olmayalım
Geçen yüz yıl boyunca rejimin ötekileri idik, bari payandası olmayalım artık!
Cumhuriyetin yüzüncü yılının içindeyiz ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk hükümeti ve ilk muhalefeti için seçime gidiyoruz.
Siyasilerin söylem ve eylemlerinden de anlaşıldığı gibi, mücadele, statükodan, yani mevcut rejimden yana olanlarla statükoya kısmen ve köklü eleştirileri olanlar arasında geçmektedir.
Geçen yüzyıldaki en büyük sorunumuz, rejim ve dolayısıyla anayasa olageldi. Üzerinden yüz yıl geçtiği halde insanlık suçlarıyla malul olan bu rejimi hala tartışamıyor ve sorgulayamıyor olmamız da en büyük sorunumuzun rejim olduğunun ispatıdır!
Rejimi hala köklü bir şekilde tartışamıyor olmamızın nedeni de şudur: Ne iddia ettikleri gibi hâkimiyet milletindir ve ne de yönetim şekli Cumhuriyettir. Aksine, hâkimiyet, anayasayı yapan azınlığın ve rejim de teokrasidir. İçinde değiştirilemeyen ve değiştirme teklifinin bile yapılamayacağı maddelerin bulunduğu bir anayasa, siz de takdir edersiniz ki, ya teokratiktir veya despotik…
Bu rejimin diğer bir alametifarikası da insanlık suçlarıyla malul olmasıdır. Milliyet, renk, dil ve din ayrımı yapmaksızın bütün vatandaşları eşit görmesi gerekirken, onları dini ve etnik aidiyetleri üzerinden ötekileştirmiş ve ötekileştirdiği vatandaşları da bazı temel haklarından mahrum bırakmıştır. Rejimin ötekileştirici ve inkâr edici politikalarının tahribatının ne kadar büyük olduğu ayrı bir tartışmanın konusudur.
Rejimin ötekileştirdiklerinin ve inkâr ettiklerinin kimler olduğuna baktığımızda, karşımıza dini aidiyetleri bakımından Müslümanlar ve etnik aidiyetleri bakımından Kürtlerdir. Ki bu da toplumun %99una tekabül etmektedir.
Peki, hazır seçime gidiyorken ve bu rejimi kısmen de olsa insanileştirmek ve bu despot statükoyu biraz da olsun yumuşatma imkânı doğmuş iken, rejimin ötekileri, yani dini aidiyetleriyle Müslümanlar, etnik aidiyetleriyle Kürtler ve etnik-mezhebi aidiyetleriyle Aleviler seçimlerini hangi yönde yapacaklar?
Bir tarafta kadim kardeşliğimizde fetret dönemi açan bu rejimin kurucusu olup, kendisini hala bekçisi gören ve her ne kadar değiştiğini ve helalleştiğini iddia etse de, hala Atatürk dönemindeki halini koruyan CHP ve diğer tarafta bütün eksiklik ve aksaklıklarına rağmen bu rejimi kısmen de olsa insanileştirme yönünde çaba sarf edenler…
Rejimin ötekileri olarak her ne kadar ezici çoğunluğu oluşturuyor olsak dahi, bu rejimi insani yönünde değiştirmek ve özü adalet olan bir anayasayı yapacak bilinç ve birliktelikten uzak olduğumuz da bir gerçektir.
Ama en azından bu rejimin payandası olmayacak kadar bir gücümüz var. Böylece Cumhuriyetin ikinci yüzyılında da rejimin ötekileri olmayı kabul edip etmediğimizi de söylemiş oluyoruz.
Kullara kulluğun olmadığı bir dünyada yaşamanın özlemi, bilinci ve çabası içinde olmamız dualarıyla bayramımız kutlu olsun.