• DOLAR 34.608
  • EURO 36.707
  • ALTIN 2901.55
  • ...

Kudüs’ü de kendi başkenti yapan israil, işlediği ve bundan sonra işleyeceği bütün insanlık suçlarını ve yeni işgalleri normal gördürme çabalarını sürdürmektedir.

Önce dünya kamuoyunun aklıyla alay etmek ve kendisinden olmayan herkesi gerçekten de aşağılamak anlamına gelen “normalleşme” kavramı üzerinde duralım.

Sözü eveleyip gevelemeye gerek yoktur! Normalleşme dedikleri şey, sadece işgalci israil’in bugüne kadar işleye geldiği insanlık suçlarını ve Kudüs’ün de onun başkenti olduğunu onaylamak değil, aynı zamanda bundan sonra işleyeceği insanlık suçlarına ve yeni işgallerine de rıza göstermektir.

İsrail, “İbrahim Antlaşması-Abraham Accord” adını verdiği bu antlaşmalarla normalleşmiyor, aksine muhataplarına diz çöktürmüş oluyor. Çünkü bu Nemrutça içerikteki antlaşmaları imzalayanlar, hem Kudüs’ü israil’in başkenti olarak tanımış oluyorlar ve hem de israil’in bundan sonraki işgallerini meşru görmüş oluyorlar. 

Buna rağmen altı tane İslam ülkesi israil ile bu antlaşmaları yapmış bulunmaktadır. Türkiye de dayatmalara boyun eğerek bu ülkelerin yedincisi olacak mı, göreceğiz.

İsrail’in bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerine dikkat ederseniz, hepsinin merkezinde Türkiye karşıtlığı vardır. Türkiye’nin bilmesi gereken diğer bir gerçek de şudur: İsrail ile “normalleşmek”, onun Yinon Planı’na da onay vermek demektir!

Çünkü normalleşen bir israil yok, aksine “İbrahim antlaşmaları” adı ile muhataplarına diz çöktürmeye çalışan bir israil var. Çünkü Kudüs’ü israil’in başkenti olarak ilan etmekle kalmayan ve bunun tasdikini dayatan bir israil var. Çünkü sadece şimdiye kadarki işgallerini değil, bundan sonra yapacağı işgalleri de peşinen onaylatmak isteyen bir israil var. Çünkü uluslararası hukuka saygı duyan bir israil yok, aksine BM’nin kararlarını her defasında ayaklarının altına alan bir israil var.

Dolayısıyla bizim duamız, arzumuz ve çağrımız, kalbinin “Kudüs” diye attığından şüphe duymadığımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün 29 Ocak 2009’da Davos’ta Şimon Perez’in yüzüne haykırdığı gerçekleri, bugün de Beştepe’de İsaak Herzog’un yüzüne haykırmasıdır.

Türkiye’nin sergileyeceği duruşa göre, israil daha bir azgınlaşacağı gibi, zulümlerinde biraz frene de basabilir.

Dikkat ederseniz, israil’in zulümlerinin son bulacağından söz edemiyoruz. Çünkü Müslümanlar olarak sayımız iki milyarı bulmuş olsa da kuşandığımız şey İslam’ın izzeti değildir. Ve bu zillet halimiz, kendimizi iyi yönde değiştirinceye kadar böyle olacaktır!