• DOLAR 34.659
  • EURO 36.442
  • ALTIN 2952.135
  • ...

Her ne kadar İran ve Türkiye, Afganistan'ın komşuları olsa dahi, Afganlıların Türklere-Türkiye'ye muhabbetleri daha fazladır. Bu nedenle Türkiye için Afganistan'ın uzaktaki komşusu veya Afganistan için Türkiye'nin uzaktaki komşusu demek hiç de abartı değildir.

Özellikle İran ve Pakistan'ın Afganistan politikalarını gözden geçirmeleri ve küçük, bölgesel, mezhepçi ve nüfuz eksenli düşünmeyi bırakmaları, bunun yerine teorik iddialarıyla örtüşen değerleri esas almaları gerekir. 

Bugüne kadarki Türkiye'nin Afganistan politikası ile İran ve Pakistan'ın Afganistan politikası arasında önemli farklar var. Türkiye toplumunun Afganistan'a olan ilgisi ve dahi Afganlılarla olan ilişkileri devletin Afganistan'la olan ilişkilerinden daha önde gitmiştir. Bunda Türkiye toplumunun Müslüman oluşu ve buna karşılık rejimin laikliği belirleyici olmuştur.

AK Parti döneminde de Afganistan ile olan ilişkiler ne yazık ki Amerika'nın ve NATO'nun gölgesinde kalmıştır.

Peki, Afganistan'da yeni bir dönem başlıyor ve yeni bir sayfa açılıyorken ve Amerika, Çin ve Rusya gibi ülkeler Afganistan politikalarında köklü değişiklikler yapmışken, Türkiye'nin Afganistan politikasında "yeni" adına neler vardır? Soruyu biraz daha cesur soralım; Türkiye kendi politikasını hem bölgede olması gerektiği ağırlıkta ve hem de Afganlıların kendilerine olan muhabbetlerini ve kendisini diğer ülkelere öncelemelerini her alanda azami iş ve güç birliğine dönüştürecek şekilde yeniledi mi, yeniliyor mu?

Örneğin, Afganlılar sözlerini hiç eğip hükmeden, "biz Çin, Rusya, İngiltere ve diğer gayrimüslim ülkelerden önce Türklerin gelmelerini istiyoruz, hatta Türklerin kâfirlerini bile onlara tercih ediyoruz" diye haykırıyorken, Türkiye de en az Çin kadar heyecanlanıyor mu?

Yetkililerin cevaplamaları gereken bir soru da şudur; Afganistan'da Türk girişimciler mi devletin önünü açıyor yoksa devlet mi girişimcilerinin önünü açıyor?

Afganistan'ın İran ve Pakistan nezdindeki önemi elbette ki çok daha büyüktür. Özellikle güvenlik bakımından her iki ülkenin de yeterince ders çıkarmış olmaları ve Afganistan'ın güvenliğini kendi güvenlikleri gibi görmeleridir. Bunun da yolu etnik ve mezhebi aidiyetleri birer çatışma ve nüfuz etme aracından çıkarıp kendi zenginlikleri olarak görmekten geçiyor. Ancak o zaman hep birlikte daha barışçı, daha müreffeh ve daha güçlü olma yolunda yürürler.

İran, Pakistan ve Türkiye'nin ana hatlarıyla ortak bir Afganistan politikası güdüp Afganistan ile birlikte Afganistan'ın zenginliklerini adil bir şekilde değerlendirmeleri ise ideal olanıdır.

Bu ülkeler bunu yapabilecek kapasitededirler, yeter ki küçük ve büyük şeytanlara "HAYIR" diyebilsinler.