• DOLAR 34.656
  • EURO 36.5
  • ALTIN 2955.429
  • ...

Bir soru ile giriş yapalım konuya: Sigaradan kaynaklı ölümler mi daha fazladır, uyuşturucudan kaynaklı ölümler mi?

Elimde İnsani Yardım Vakfı’nın “Madde Bağımlılığı ve Bağımlılıklarla Mücadelede Sivil Soplumun Rolü” başlığıyla yeni yayınladığı bir rapor var. Sevgili Osman Atalay’ın imzasını taşıyan bu rapor 2018-2020 yılları arasında sahada yapılan çalışmalardan oluşmaktadır.

Üç yıl boyunca birçok resmi ve sivil kurum ve şahsiyetlerle yapılan çalışmalar, sahada gözlemler ve bu maddelerin bağımlıları ile yapılan görüşmeler bu raporda özetlenmiştir. Bu vesile ile bu raporun hazırlanmasında emeği geçen herkesi İHH’nın şahsında tebrik ediyor bu çalışmalarının devamını diliyorum.

Evvela hepimiz biliyoruz ki, hem sigara içimi ve hem de uyuşturucu madde kullanımı yeryüzündeki bütün insanları tehdit eden evrensel bir sorundur. Zaten dünyanın bütün ülkeleri de bilaistisna bu sorunu kabul ettikleri içindir ki, bu maddelerin kullanımını önlemeyi amaçlayan politikaları ve ilgili birimleri vardır. Fakat bugüne kadar hiçbir ülke bu mücadelede arzuladığı sonucu elde edememiştir. Diğer bir ifadeyle, aldıkları önlemler bu maddelerin kullanımından beslenen şirketlerin baskılarını aşmaya yetmemiştir.

Türkiye örneğinden gidelim. Türkiye de anılan maddelerin kullanımına karşı ciddi bir mücadele veren ülkelerdendir. Hele hele Başkan Sayın Erdoğan’ın sigaraya karşı verdiği mücadele her türlü takdirin üstündedir. Uluslararası ilgili kurumlar eğer politik davranmasalardı, Erdoğan’ın bu çabalarını mutlaka bir madalya ile ödüllendirirlerdi. İşte sigara ve uyuşturucuya karşı en üst düzeyde teyakkuzda olan Türkiye’nin bile bu maddelerin tüketilmesinden gelir elde eden şirketlere karşı yapabildiği tek şey, onların ürünlerine koyduğu vergiyi arttırmak ve fiyatlarını yükseltmek olmuştur. Bütün bunlar da gösteriyor ki, tütün tüketimi ve uyuşturucu kullanımı küresel bir sorundur. Ve şimdiye kadarki tecrübeler de gösteriyor ki, bildik politika ve yöntemlerle bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değildir.

Öyleyse hükümetlerin bu maddelere yönelik politikalarını ve uygulamalarını da mercek altına alıp sorgulamak gerekiyor. Örneğin, sigara tüketimini ele alalım. Bildiğimiz kadarıyla dünyanın neresinde satılıyorsa satılsın, bütün sigara paketlerinin üzerinde “sigara öldürür” uyarısı vardır. Bundan daha büyük bir çelişki ve dahi yalan olur mu? Uyuşturucudan çok daha fazla öldürücü olmasına rağmen sigaranın dikkat çekmemesinin nedeni, kurbanlarını zamana yayarak sessiz bir şekilde öldürüyor olmasıdır.

Şahsen bana öyle geliyor ki, bu türdeki uyarılar sigara tüketimini azaltmamakta, aksine özendirmektedir. Ve Türkiye’de eğer sigaranın terk edilmesinde bir artış varsa, bu, kendilerini buna adamış insanların ve kurumların çabalarının eseridir. Örneğin, bir şahıs olarak Erdoğan’ın ve hakeza bir kurum olarak İHH’nın bu bağlamdaki çabaları paketlerin üstündeki “sigara öldürür” etiketinden çok daha etkili ve caydırıcıdır.

Sigara ve uyuşturucu tüketiminin birer sağlık sorunu olduğu kadar güvenlik sorunu olduğu gerçeğini de unutmayalım ve üzerinde düşünelim. Nitekim raporda da belirtildiği gibi, bu zararlı maddeler bizi kuşatmış durumdadır. Bu maddeler öldürücü olduğu kadar toplumu da ifsat edici, ahlakını bozucu ve fakirleştiricidir. Başta devlet olmak üzere herkes üzerine düşen yükümlülükleri ivedilikle yerine getirmelidir. Aksi halde neleri yaşayacağımız malumdur!