Müslüman topluma domuz, at ve eşek eti yedirmenin ve alkol içirmenin cezası var mı?
Bazen kimi kasapların at, eşek veya domuz eti sattıkları, bazen kimi firmaların anılan hayvanların etlerini içeren ürünleri imal edip sattıkları, bazı firmaların insan sağlığını tehdit eden ürünler ürettikleri ve bazı ürünlerin alkollü maddeler içerdikleri gibi haberler yeni değildir. Hakeza piyasada ve raflarda hileli ürünler, tarihi geçmiş ve içerdikleri maddelerden dolayı insanın sağlığını doğrudan tehdit eden ürünler de az değildir. Peki, müşterilerine at, eşek ve domuz eti yedirdikleri tespit edilen kasaplara ve firmalara ne yapılır? Sahi ne yapılır? Bugüne kadar bunlara hak ettikleri cezanın verildiğine dair bir haber duyduk mu? Hayır! Belki kendilerine cüzi miktarda bir ceza veriliyor. Ama bu cezayı da bir günlük veya birkaç günlük kazançlarıyla zaten telafi ediyorlar.
Geçen gün yine konu ile ilgili bir haber vardı. Bir gazete haberi şöyle vermiş: “Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hileli ürünler listesini duyurdu!”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2012 yılından beri yaptığı kontrollerde gerek insan sağlığını tehdit eden ve gerekse inancına aykırı olarak üretim yapan 1283 firma ve bu firmalara ait 2816 ürün tespit edilmiştir.
Bakanlık sağlıksız kategorisinde gördüğü 618 firmanın adını ve bu firmalara ait 1211 parti-çeşit ürünü kamuoyu ile paylaşmıştır. Dikkat edin, 3,5, 10, 50 veya 100 değil, 618 firma ve 1211 ürün. Ki bunlar neredeyse günlük olarak tükettiklerimizdir.
Diyelim ki, bir ürünün tarihi geçmişse, onu bilme imkânınız var. Son kullanım tarihine bakar öğrenirsiniz. Ama yediğiniz etin hangi firmaya ve ne eti olduğunu bilmeniz, hele hele insan sağlığını tehdit eden özellikler veya maddeler içerip içermediğini öğrenmeniz neredeyse imkânsızdır. Çünkü ya peşinen güveneceksiniz veya elinizde bakanlığın yayınladığı firmaların listesi ve ürünlerin adı olacak ve her hangi bir ürünü almadan önce bu listedekilerle karşılaştıracaksınız.
Vatandaşlarının sağlığını ve güvenliğini kanunlarının, politikalarının ve uygulamalarının merkezine alan ülkelerde bir firmanın insan sağlığını tehdit eden ürünleri çıkarması oldukça enderdir. Bu firmalar tespit edildikleri an hak ettikleri cezalara çarptırılırlar.
Ama insanın güvenliğini ve sağlığını pek de önemsemeyen ülkelerde bu gibi firmalar adeta dokunulmazlar. Zaman zaman kendilerine verilen cezalar da onları daha bir güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. Bunun nedenlerinden biri de bu firmaların bürokrasiden siyasete ve hükümete kadar satın aldıkları ve para ile besledikleri adamlarının olmasıdır. Sözün burasında ben “Türkiye de bu ülkelerden biridir” demek yerine, bunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Adı geçen bakanlığın bu denetimleri yapması ve insanlıktan nasibini almamış bu cani firmaları kamuoyu ile paylaşması elbette ki güzeldir. Ama bu bunları hak ettikleri cezalara çarptırmadıkları sürece bu gibi paylaşımlar onların reklamını yapmaktan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Dolayısıyla bakanlığın kanunları, uygulamaları ve önlemleri caydırıcı olmalı. Aksi halde ne yediğimiz etlerin helal olup olmadığından ve ne de yediğimiz ve içtiğimiz ürünlerin sağlımızı tehdit edip etmediğinden emin olamayacağız.