HDP, Atatürk`ün CHP`sinin Kürtçesidir
Her ne kadar bu konularda yazmak istemesek de, şartlar bizi buna mecbur ediyor.
Çünkü Kürtlerin dört bir yandan ve birçok güç tarafından düşünsel, zihinsel, fiziksel ve kısaca çok yönlü bir şekilde kuşatılmışlığını… Kürtlerin değerleriyle savaş halinde olanların bir Kürtlerin temsilcileri gibi iddialarla bir yandan Kürtlere kin, düşmanlık ve şiddet aşılarken diğer yandan söylem ve eylemleriyle on binlerce Kürt gencine hendeklerde, dağlarda ve emperyalistlerin hizmetinde ölmeyi ve öldürmeyi reva görmelerini… Bütün bunlar olurken Kürtlerin bir kısmının hala düşmanlarının kendilerine biçtikleri rolün farkında olmayışlarını… Ve kimi Kürtlerin de akıl, basiret ve ferasetle değil, duygularıyla hareket ediyor olmalarını gördükçe susmak zül geliyor insana.
Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunda harcı olan bir CHP ve diğer tarafta PKK`nın siyasi uzantısı olan bir HDP. Diğer bir ifade ile bir tarafta Atatürk`ün partisi ve diğer tarafta Öcalan`ın partisi.
İlk bakışta birbirinden çok uzak, birbiriyle ilgisi olmayan ve hatta bir mıknatısın iki ucu gibi birbirine zıt gibi görünseler de, aslında benzerlikleri farklılıklarından çoktur. Örneğin, her ikisi İslam hakkında aynı düşünür ve dünya görüşleri de temelde birbiriyle örtüşür. Atatürk solcu muydu veya sosyalist miydi, ayrı bir konu, ama bu iki partinin yöneticilerinin kendilerini solcu-sosyalist olarak tanımladıkları bilinmeyen bir şey değil.
Birbirinden farklı göründükleri konu ise, Kürt sorununa yaklaşımlarıdır. Neden “farklı göründükleri” diyoruz. Çünkü her ikisinin de bu soruna yaklaşımları çözmekten çok, istismar amaçlıdır.
Önce CHP`yi ele alalım. Kürtlerin inkârı, Kürtçenin yasaklanması ve Kürtlere yönelik kıyımlar ve katliamların hepsi CHP iktidarlarında olmadı mı? Hakikat böyle iken, CHP bugüne kadar yarım ağız bile olsa bir özeleştiri yapmış mıdır? Hayır!
Hatırlanacağı gibi, rejimin inkâr ve asimilasyon politikalarına resmiyette de olsa son vermek ancak Sayın Erdoğan`a nasip oldu. CHP bunu bile içine sindiremedi. “Muhafazakâr bir ailenin devrimci, Atatürkçü ve dahi solcu çocuğu” Sayın Muharrem İnce, bir miting konuşmasında diyor ki, “seçilirsem, Anadil eğitimi konusunu pedagoglara tartıştıracağım.”
Böyle bir kafanın Anadil eğitimine izin vermesi mümkün mü?
HDP`ye gelince…
Evvela bu partinin İslam`a yaklaşımına bakalım. Marx dine nasıl bakıyorsa, PKK-HDP de öyle bakıyor. Ancak Kürtlerin ezici çoğunluğunun Müslüman olmaları nedeniyle Öcalan yıllar önce bir “Din Açılımı” yaptı. Ve düşüncelerini, “Din sorununa devrimci yaklaşım” adında bir kitapçıkta yayınladı. Öcalan özetle, “Katı devrimci düşüncelerle Kürtlerin arasında tutunamayacaklarını, dolayısıyla militanlarının İslam`a düşman bir görünüm vermekten kaçınmalarını” belirttikten sonra, “İslam`ın bazı devrimci özelliklerinden yararlanmak ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti`nin 70 yıldan beridir (bundan yaklaşık 30 yıl önce idi) dini kullandığı gibi kendilerinin de dini kullanmaları gerektiğini” sözlerine ekliyor.
Görüp yaşadıklarımızdan hareketle HDP hakkında vardığımız sonuç şu: HDP için bir Kürt`ü İslam inancından koparmak, Kürtlerin bütün sorunlarını çözmekten daha önemli ve önceliklidir!
Çünkü bütün icraatları bu yöndedir. Örneğin, HDP, “Yeni Yaşam için LGBTİ Çalıştayı” yapmıştır. Ama dilinden düşürmediği Anadil konusunda kapsamlı bir çalışması olmamıştır! HDP parti programlarında LGBTİ`ye yer verdiği kadar Anadilde eğitim konusuna yer vermemiştir! Çünkü dillerini doğru dürüst bilemeyen Kürt gençlerine ateizmi dikte etmeyi onlara Kürtçeyi öğretmekten daha elzem görüyor. Ve HDP maalesef Kürt gençlerini hendeklere, dağa ve malum güçlerin tetikçiliğine özendirdiği kadar onlara içinde yaşadıkları toplumla barışık olmayı ve sorunlarını barışçı yöntemlerle çözmelerini salık vermiyor.
Uzun sözün kısası, HDP Kürtlerin ne temsilcisidir ve ne de Kürtlerin haklarını savunan bir parti. HDP, en fazla Atatürk`ün CHP`sinin Kürtçe versiyonudur. Dolayısıyla CHP Kürtler için ne yaptıysa, HDP`nin de şimdiye kadar yaptıkları aynıdır ve bundan sonra yapacakları da aynı olacaktır.
Kürtlerin her halükarda görünür olmak istemeleri normal. Ama en önemlisi de hangi özellikleriyle görünür olduklarıdır. Kimisi bunu hemen kavrar, kimisi de düşe kalka. Allah biz kullarına basiret, feraset ihsan etsin.