• DOLAR 34.59
  • EURO 36.26
  • ALTIN 2999.347
  • ...

Batı, kendi ihtilaflarını saklama; başkalarının ihtilaflarını ise teşvik etme ve olduğundan büyük gösterme konusunda oldukça maharetlidir.

Ukrayna`da özü itibari ile bir mezhep savaşı yaşanıyor. Ama ne Batı basınında ne de daima Batı basını ile uyum içinde çalışan İslam âlemi basınında Ukrayna`daki bu savaşın mezhep yönüne değiniliyor.

Batı, Hıristiyanlığın mezhep savaşlarından çok çekti. Batı`da farklı mezhep tercihi olanlara yaşam hakkı tanınmadı, mezheplerini değiştirenler diri diri yakıldı. “Otuz Yıl Savaşı”nda olduğu gibi Hıristiyanlar arası Katolik- Protestan mezhep savaşları aralıksız on yılları buldu.

Ukrayna`nın da içinde yer aldığı Doğu Avrupa ise bugünkü Polonya topraklarına kurulu eski Lehistan ile Rusya Çarlığı arasındaki Katolik-Ortodoks savaşlarının ana üssüdür.

Tarih uydurma ve tarihten silme konusunda oldukça yetenekli olan Batı, bu kanlı tarihi gözlerden kaçırıyor. En son doksanlı yıllara kadar süren İrlanda`daki Katolik-Protestan çatışmaları ve ardından Katolik Hırvatistan-Ortodoks Sırbistan savaşı ile yüzleşen Batı, Ukrayna`daki savaşın mezhep temelli olduğunu saklamanın yolunu arıyor.

Batı basını, mezhep savaşlarını İslam dünyasına ait gibi göstermeye ve bunun üzerinden İslam`a zaafiyet atfetmeye çalışıyor. Mezhep savaşları anlamında “sectarian wars” diye arama yaptığınızda karşınıza Suriye ve Irak`ı anlatan, oradan Yemen`e uzanan yüzlerce makale, binlerce sayfalık haber çıkıyor. Ama Ukrayna ile ilgili üç-beş sayfa bile yok. (Batı basınında bu savaşın mezhep farkı yönünü anlatan bir tek makale bulabildim. O da Forbes dergisinde yayımlanmış 2014 Mayıs tarihli kısa bir yazıydı.)

Batı, kaynağı kendisinde olan bir belayı bize satmaya çalıştı. Bugün bir daha kendisi o belayla yüz yüzedir. Belanın ne olduğu belli. Ama Batı, Hıristiyan dünyanın başka yerlerinde bilinmesin, başka noktalarına sıçramasın diye belanın adını koymuyor. İslam aleminde başka sebeplere dayansa da her tür çatışmayı mezhep savaşı diye adlandıran Hıristiyan dünyası, kendi içindeki mezhep savaşına ad koymaktan özenle kaçıyor.

Ukrayna nüfusunun yaklaşık yüzde onu Katolik, yüzde ikisi ise önemli bir bölümü son yıllarda misyonerlik faaliyetiyle mezhep değiştirmiş Protestanlardan oluşuyor.

Çoğu Batı Ukrayna`da yaşayan Katolikler, Batı yanlısı blokun bel kemiğini oluşturuyor ve özellikle Almanya`dan destek oluşturuyor. Protestanlar ise Amerika ile bağın kurulmasında önemli bir rol oynuyor.

Sunday Adelaja Nijeryalı bir siyahi, son dönemde Amerikan Protestanizminin klasik bir din adamı portresi… İyi bir vaiz… Çalışmaya teşvik ediyor. Kolej kuruyor. Protestanlık üzerinden iş adamlarına ticaret alanı; kolej mezunu öğrencilere de kadro buluyor. Bu kez adı çok anılmasa da daha önce Turuncu Devrim`in ana aktörleri arasındaydı. Devrimi (!) yapanları meydan ayini ile takdis edecek kadar rolünü açığa vurmuştu.

Ukrayna`da savaş, günden güne kızışıyor. Dünya basını bugüne kadar belki Hıristiyan dünyanın morali bozulmasın diye yaşanan vahşetleri ve ölü sayısını saklıyordu. Ama gelinen noktada bunu saklamak ve bunun mezhebî yönünü gözden kaçırmak mümkün görünmüyor.

“Ukrayna`daki mezhebi nüfus bölünümü, çatışan taraflara tam denk gelmiyor” gibi bir yorum yapılabilir. Doğrudur. Ama Irak ve Suriye`deki çatışma da yüzde yüz mezhebi bölünmeye denk gelmiyor. Suriye`de pek çok Sünni Şafii, özellikle başkent Şam çevresinde hâlâ Esad`la birlikte hareket ediyor. Benzer bir durum Irak`ta da ilk yıllarda çok belirgindi. Bugün de özellikle başkent Bağdat çevresinde önemli bir Sünni kitle, Irak hükümeti ile birlikte duruyor. Batı, bunu Rus-Ukraynalı çatışması diye gösterse de Ukrayna`daki durumun bundan farkı yok.

Batılı sosyal mühendisler, birkaç yıl öncesinin yoksul-zengin; işçi-patron ve kavim ayrımı üzerinden yürüttükleri projeleri “Medeniyetler Çatışması” tezi ile din-mezhep farkına kaydırdılar.

Din farkı üzerinden Batı`yı İslam dünyasına karşı birleştireceklerinden, (Batı`daki mezhep çatışmalarının küllenmiş gibi görünmesinden aldıkları cesaretle) mezhep çatışmaları üzerinden ise İslam dünyasını parçalayabileceklerinden emin oldular.
Hesap tutmadı, İslam dünyasında kaynağı ne olursa olsun çıkan her çatışmaya “mezhep savaşı” yakıştırması yapılarak kızıştırılan ateş, onlara da sıçradı. Şimdi bu ateşi Rusya`yı zayıflatacak şekilde yönetmek istiyorlar. Becerebilirler mi?
Yeryüzünün Rabbi, onlar değil, Allah`tır. Sadece O`nun hesapları eksiksiz tutar. Beşerden kim ona karşı rablik taslamışsa eninde sonunda kul olduğunu anlamak durumunda kalmıştır.