Özgür gençlik!
Müslüman gençliğin özgür olmadığına, baskı altında tutulduğuna dair sürekli bir propaganda var. “Propaganda” pek nazik bir kelime aslında… Müslüman gençliğe yönelik işletilen bir yalan mekanizması var. Kökü tam anlamıyla dışarıda, dalları içeride olan bir yalan mekanizması…
Keşke imkân olsa da dindar ailelerin çocuklarına yönelik “devşirme” çalışması içinde olan kaç kişinin dışarıdaki kurumlardan aylık aldığı tespit edilse…
Özellikle gelecek vaat eden İmam Hatip öğrencilerinin başları “örfî muamele”de inat eden bazı samimi ama çağın ötesinde kalan hocalarla belada … Öte yandan salt bir iş bulmak için mesleğe girenler var… Geçmişin “Camide talebe olmasa da keyfimize baksak!” diyen bazı hocalarından pek farkları yok.
Ne yazık ki onlar gençliği ittikçe karşı cenahta pusuda bekleyen ve pek eğitilmiş bir yapı da avını beklemekte.
Zihnimiz burayla o kadar meşgul ki her daim savunmada kalıyor, diğer cenahın gençliğinin ne kadar özgür olduğunu merak bile etmiyoruz.
Kendimize odaklanma bencilliğini aşıp başkalarının derdiyle dertlenmeyince merhametin geniş kapıları yüzümüze kapanıyor.
Halbuki ne gençler var ki İslam’ı duymak istiyorlar da onların düşünceleri ile Kur’an arasında, vicdanları ile İslam arasında kalınca bir baskı duvarı var.
Şu kelli felli ve mühim bir kısmının başında dindar kimselerin bulunduğu anket şirketleri, “namaz kılma oranları” üzerine sürekli “muazzam tespitler” yapar da aralarından biri bile çıkıp çocuk ve gençlere yönelik seküler baskı anketleri yapmaz.
Bir düşünün ki bir anket şirketi bırakın Şişli, Beşiktaş’ı; Sarıyer’in orta düzey seküler çevrelerinde “Kızınız başını örterse ona karşı nasıl bir tutum takınırsınız?” diye bir çalışma yapıyor. Karşınıza nasıl bir sonuç çıkar acaba?
Ya da …
“On sekiz yaşını geçmiş oğlunuz düzenli olarak camiye gitmek isterse tutumunuz ne olur?” diye bir sorunun sorulduğunu düşünün…
Özgürlükten yana cevap vermek bir yana söz konusu anket şirketini “Topumu bölüyor!” diye manşetlere taşır, pek demokrat muhafazakârları buna inandırır, şirket iflas edinceye kadar da onunla uğraşmazlar mı?
O cenahta özgürlük işte bu kadar! Her anne baba, babaanne – dede söz konusu İslam olunca diktatörleri aratmıyor ve “özgür gençlik” dedikleri gençliğin iradesi işte o kadar mahkum …
Öte yandan çocuklarımızı, hem denek olarak kullanıyorlar hem sahte tespitlerini destekleyecek bin bir programlar yapıyorlar.
Gençliği bu sınırsız saldırılardan korumanın bir yolu varsa o da İslam’ı bütün cenahlara cesaretle anlatmak ve özgürlük noktasında bu memlekette oluşturulan ortamın sahteliğini daha gür bir sesle teşhir etmektir.
Putların cahiliye dönemi insanını işittiği ne kadar aldatma ise modern beşeri sistemlerin özgürlük ve baskı anlatımları o ölçüde aldatmadır.
O gün putların ardından saklanan gerçeği teşhir etmek ne kadar mukaddes ise bu çağda modern beşeri sistemlerinin özgürlük-baskı anlatımlarının aldatıcılığını teşhir etmek o ölçüde mukaddes bir vazifedir.
Cahiliyenin bugünkü boyutu, görünümü, sırrı budur.
Onu teşhir, sadece Müslüman gençliği bunalımdan kurtarmayacak, aynı zamanda dünya gençliğine de geniş bir özgür düşünce ve sağlıklı vicdan kapısı aralayacaktır. Asıl özgür gençlik o zaman oluşacak ve çağın Musab’ları da işte o zaman yetişecektir.