Müslüman Kadının Çığlığı!
Mayıs ayı içinde Filistin’de yaşananlar, kimi yorumculara göre III. İntifada’dır. Filistinliler ise bu cihada Seyfü’l-Kudüs (Kudüs’ün Kılıcı) adını verdiler.
Cihadda bulunanlar Filistinler olduğunu göre onların verdiği adı kabul etmek en doğrusudur.
Mücadelede bulunmak gibi, mücadeleyi anlatmak da önemlidir. İki kanat, birlikte çırpındığında uçuşa vesile olur. Müslümanların ise cihadda mühim sorunlarından biri, farklı sebeplerle, cihadlarını anlatamamalarıdır, bu konuda biraz da çekimser olmalarıdır. Cihadın pek çok safhası, iyi anlatılmama yüzünden anlaşılmamış, eksik anlaşılmış ve daha sonraki kuşaklarca unutulma ile yüz yüze kalmıştır.
Herhâlde dikkatleri çekmiştir. Seyfü’l-Kudüs’te cihadı duyurma konusunda Müslümanlar, çok önemli bir aşamaya geldiklerini gösterdiler. Dünyanın dikkatlerini Filistin’e çektiler. Çoğu zaman gücünü kamuoyunu yanıltmaktan alan zalimleri kamuoyunun çığlıklarına boğdular.
Yine dikkatleri çekmiştir. Seyfü’l-Kudüs’te cihadın hikmetini anlatan, Müslüman Filistinli kadının çığlıklarıydı. O çığlıklara dünyanın sair yerlerinde başka kadın ve erkeklerin çığlıkları eşlik etti.
Filistin’in Müslüman kadınları, evlatlarının neden direndiğini çok berrak bir dille anlatırken dünya Müslümanlarına âdeta şuur ve gayret mektupları gönderdiler. Çığlıklarıyla sadece acılarını ifade etmediler, aynı zamanda Müslüman olmanın neyi gerektirdiğini de tebliğ ettiler. Evlatları, İsrail’in silahlarına karşı savaşırken onlar, dev medya güçlerine tahakküm eden Siyonistlerin algı savaşına karşı tarihi bir savaş verdiler ve o savaşı kazandılar.
Söz konusu Kudüs olunca Müslüman kadının rolü elbette ilk kez ortaya çıkmıyordu. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer radiyallahü anhüm’ün hilafetlerinin geçiş noktasında gerçekleşen ve Kudüs’ün fethinin önünü açan Yermük Savaşı’nda Müslüman kadın, sıhhiye çadırlarından çıkıp bizzat savaştı.
Selâhaddîn günlerinde Eyyûbî mücahidleri savaştan savaşa geçerken büyük komutanın ablası Sittü’ş-Şam bint el-Eyyûb gibi alime kadınlar, vakıflar kurdular, alim ve mücahit yetiştirdiler. Erkekleri cihada teşvik ettiler, onların gözlerinin arkada kalmasına yol açacak hâllerden uzak durmakla kalmadılar. Cephenin gerisinde onlar için daima motivasyon kaynağı olacak işler yaptılar. Kimi zaman ise protestolarıyla Kudüs davasının sürmesini sağladılar.
Devrin tarihçilerinden Sıbt İbnü’l-Cevzî’den öğreniyoruz:
Melikü’l-Âdil günleriydi. Ordu yorgundu ve kuzeyde Gürcü sorunu da Eyyûbîleri uğraştırıyordu. Müslüman kadınlar, bir an için Kudüs’ün ihmal edildiğini düşündüler. Kudüs’ün yanı başındaki Nablus kadınları, bir kampanya düzenlediler. Erkeklerin duyarsızlığına karşı saçlarını kestiler ki kadının saçını kesmesi bizde, hüzün ve protestonun bütünleşmiş doruk hâlidir.
Ama Nablus kadınları, bununla kalmadılar. O saçları üç yüz gürz hâlinde Şam’ın başşehri Dımaşk’a, Dımaşk’ın merkez camisi el-Emevîye Camisi’ne gönderdiler. Sıbt İbnü’l-Cevzî tam da vaaz ederken saç gürzlerini omuzlarında taşıyanlar, peş peşe camiye girdi ve cemaatin hayret verici bakışları altında tam üç yüz saç gürzünü peş peşe minberin önüne attılar.
Büyük saç gürzlerini gören Dımaşklılar, çığlık çığlığa ağladılar, figan edip dizlerini, göğüslerini dövdüler. Camide büyük bir galeyan oluştu. İbnü’l-Cevzî, izdiham içinde kendisi için yol açılınca doğrudan kapıya yöneldi, atına bindi, Haçlılarla cihad etmek üzere Nablus’a gideceğini söyledi.
Kampanya tutmuş, o güne kadar hantallık gösterenler, figanlar içinde cihad kervanına katılmışlardı, yaşlılar ve çocuklar bile sefere çıkmışlardı.
Aynı hâl Nablus Camisi’nde de tekrarlandı, orada da on binlerce kişi mücahidlere katıldı ve ardından yaşanan savaşta, Haçlılara tarihî bir ders verildi. Ordu kuzeydeki sorunlarla meşgul iken Müslüman kadınların gayreti Kudüs’ün istilasını engelledi.
Filistin kadınları Seyfü’l-Kudüs’te, elbette saçlarını kesip minberlerimizin önüne atmadılar. Ama çığlıklarını sadece minberlerimize değil, evlerimize dahi ulaştırdılar.
Hakkı haykırdılar ve bir kez daha iş başa düşünce Müslüman kadının nasıl da inisiyatif alıp zaferin yolunu açtığını gösterdiler.
Gazaları mübarek olsun…