23 Haziran sonrası dindarlık anketleri
Son yerel seçimlerde sol partiler, kendimizden olan birilerini değil, dindarlarımızı aday yapıyoruz, diye nutuk attılar.
İftara gittiler, sahura kalktılar… Bir iftarda otuz evde göründüler… Cami önlerinde pozlar verdiler… Bir Cuma saatinde iki camide bulunmak için koşuşturdular!
Din üzerinden oy topladılar, dindarları aldatarak kazandılar…
Ama sakladıkları yüzü göstermek için yılları, ayları beklemediler. 23 Haziran’ın üzerinden henüz bir ay geçmişken sözde anketçiliğe başladılar ve sonucunu önceden tayin ettikleri anketlerini sevinç çığlıkları içinde de duyurdular.
Neymiş, efendim!
Türkiye’de dindarlık geriliyormuş, halk eskisine göre kendisini daha çok laik olarak tanımlıyormuş…
Hadi oradan, deyip geçmek geliyor insanın içinden.
Ama olmuyor.
Çünkü toplum üzerinde etkileri vardır. Onların çirkefliklerine sessiz kalmak vebale yol açar.
Öncelikle herkes elini vicdanına koysun…
Anayasa, kanunlar, eğitim müfredatı hâlâ en katı şekilde, Fransızlara çok gelecek bir kesinlikle laik değil midir?
Bu anayasa, kanunlar ve eğitim müfredatı, 24 saat seküler yayın yapan televizyonlarla desteklenmiyor mu?
Onlarca TV’nin yanında yüzlerce internet sitesi her gün İslamî değerlere dilediği gibi hücum etmiyor mu? İftiranın her türünü serbestçe dillendirmiyor mu?
Geriye ne kalıyor? Kadrolar…
Namazı için bir şehirlerarası otobüsü dahi durduramayan İslamcılar idarenin neresinde acaba?
Böyle bir ortamda, siz kalkıp halkı aldatarak,
Cami yapılmış, küfretmişsiniz, yol yapılmış hakaret etmişsiniz… Ama nerede bir kötülük varsa, bunu ekranlara taşıyıp ondan dini ve dindarları sorumlu tutup bu halkın aklıyla oynamışsınız…
O kadar dibe düşmüşsünüz ki bazı Roman kadınların hâlleri, dindarlara mal olsun diye onları programlara çıkarırken başlarına bir örtü geçirmişsiniz…
Masa arkadaşınız kokmuş sağcıları dindar gibi ekranlara taşımışsınız…
Şimdi kalkıp dindarlık geriliyor, diyorsunuz…
Bazı Müslümanlar, ellerindeki imkânları doğru kullanmamaktan yıpranabilirler. Ama hiç heveslenmeyin… İslam, dimdik ayakta… Hem de hâlâ seçim kazanmak için muhtaç olacağınız kadar ayakta…
Hiç heveslenmeyin: Önümüzdeki seçimlerde de ağız tadıyla devrim marşları çalamayacak, halkın değerlerine küfür edemeyeceksiniz. Meyhaneden çıkarken ağzınızı bir değil, birkaç kez yıkadıktan sonra halkın karşısına çıkmak zorunda kalacaksınız… Yoksa yüzde otuzlarda sürünüp gidersiniz…
Ha şu, dindarlık vicdanı adına, şu veya bu kişinin yaptığından rahatsız olup sola oy verenler…
Anadolu’da “Yatacak yeriniz yok!” derler… Mesele o kadar vahim sizin açınızdan… Bu anketleri okudukça hangi yola çalıştığınızı akıl ediyorsunuzdur herhâlde…
Senin ne adına oy verdiğin değil, kime oy verdiğin önemlidir… Öyle bir yere oy verdin ki bugün İslam aleyhinde kullanılıyor.
Hiç kusura bakma… Bu senin de eserindir…