• DOLAR 34.603
  • EURO 36.235
  • ALTIN 2922.507
  • ...

İslam, toplumsal olduğu kadar dünyaya bakan yönüyle de finansal ruha sahip bir dindir. İslam iktisadının finansal ruhu üzerinden bir toplumun diri veya ölü olduğu anlaşılabilir. Bu ruh olmadan mali imkân olsa bile bir kıymet ifade etmez. Nitekim parası kıymetli ve bol olan Suud gibi bazı İslam ülkelerinde bu ruh olmadığı için yine güçsüzdürler. Asrımızda dünya ölçeğinde alınan kararlar ve İslam âleminin etkisiz ve yetkisizliğinin temelinde yatan sebep, finansal ruh yokluğudur. Gazze hadisesinde İslam ülkeleri yöneticilerinin bu sessizliğinin temelinde yatan nedenlerden biri yine finansal ruh krizidir.

            İslam iktisadı açısından finansal güç oluşturmada ulema, akademisyenler ve güvenilir iş insanlarının el ele vererek bu manada bir çalışma yapmaları gerekir. İslam iktisadının finansal stratejisini bu üç kesimin beraber yapacakları bir çalışma ile toplumsal bir ruh oluşur. Ulemanın bu işin mensubiyet ve mesuliyetini, akademi camiasının işin mefkuresini ve iş adamlarının da işin pratik bölümüyle ilgilenmeleri gerekir. Medreselerin ise okul ve hayır kurumlarında bir iktisat stratejisi bölümü/birimi açmaları gerektiği kanaatindeyim.

Ümmetin tüm unsurlarının bu üç kesimle koordineli olarak çalışmaları gerekir. Ümmetin finansal ruhunu diriltmek için bir seferberlik başlatılmalı. Finansal kurumlar olan İslami bankacılığın yanında İslam iktisadını ayakta tutacak birçok meşru yola başvurulabilir. Finansal hisse senetleri bunlardan biri. İslam tevhid düşüncesinin istikametine mebni, ümmetin kendi İslami değerler sistemi ve bilinci içinde bir kalkınma hamlesi oluşturulmalı. Bu iktisadi tekevvüne, her bir mümin kendi toplumsal sorumluluğu gözüyle bakmalı. Herkes aile geçimini dert edindiği gibi, ümmeti bu manada ihya edecek bir sorumluluğu da tasavvur etmelidir. Bu uyarıda asıl iş ulemaya düşer.

İş adamlarımız, birikimlerinin fazlasıyla, yani ailevi finansal bir krize yol açmayacak miktarını mudarebe, muraba’a ve müşareke usulüyle bir havuzda biriktirebilirler. Burada biriken sermayeyi normal şer’i yollarla bir akar’a çevirmek mümkündür. Bu işin şahsa bırakılmadan, sağlam ve ehil bir heyet ile yürütülmesi gerekir. Dünyanın dijital ortamı bu gibi çalışmaları çok kolay hale getirmiştir. Dünya malını kişisel bazda yerebiliriz. Ancak bu bize ümmet olarak dünyanın iktisadi imkânını din düşmanlarına bıraktırma seviyesine gelmemeli. Çünkü peygamberimiz ‘fakirlikten Allah’a sığınmış’tır. Bu anlayışla Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) bu duasının zihin dünyamızda bir yöntem oluşturması gerekir.

Bir ferdin finansal krizi ile ümmetin finans krizi aynı değildir. Finansal sorunu finans yokluğu ve finansal gücü yönetememe krizi olarak ikiye ayırmak mümkündür.

Mal edinme mülkiyetiyle idari mülkiyet kelimesinin kök harfleri aynıdır. Bu manada biz Müslümanlar, mülkiyet ile malikiyet ilişkisini iyi tasavvur etmeliyiz.

Ümmetin bu finansal ruhunun diri tutulması için ulemamıza büyük iş düşmektedir. Ulema İslam toplumunu gıda, silah ve maden işletme bilinci gibi bir iktisadi kalkınmayı anın vacibi olarak davet programlarına almalılar.

Hisse senetleri, İslami finans muhayyilesi helal bir alandır. Hisse senedi şer’i izleme sistemiyle sektör olarak ciddi bir gelir kaynağıdır. Bu adım siyasi, askeri ve teknik boyutuyla şer’i izleme sistemi, günümüz İslam iktisadı açısından bir umudu yeşertecektir.

Kısaca, ümmetin bağımsız mikro finansdan başlayarak makro finansal güce ulaşması gerekir.