• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

               Müslümanların içtimai yapısına muhalefetin girmesinden sonra İslam alemi rahat yüzü görmedi. İhtilaf ve Muhalefetin ihtiva ettikleri manalar üzerinden toplumsal yönetim tasavvurunu anlamaya çalışacağız. Müslümanlar arasında ihtilaf rahmet, muhalefet ise azap getirmiştir.

             اختلاف ve مخالفة Kelimelerin babları üzerinden konuyu anlamaya çalışacağız. İhtilaf ve Muhalefet; aslı  ” خ-ل-ف”, sülasi olan bu kelimelerden muhalefet; sülasi mezidlerinden birinci nevin üçüncü babındandır. Mazisi “halefe, mastarı” - مفاعلة - مخالفة -  şeklinde gelir. Bu babın binası müşareke içindir. Yani iki kişi arasında vuku bulan bir meseleyi dile getirmek için kullanılan bir bab ve karşılıklı yapılan bir iş içindir.   -افتعال  - اختلاف - Bu bab da; sülasi mezidlerin, ikinci nevin ikinci babıdır. Mutava’et(مطاواعة) içindir. Yani, geçişli (muteaddi) bir Fiil’in eşyada tesir bırakması için kullanılan bir babdır.

Muhalefet iki kişi arasında meydana gelen bir hususta birinin iddia ettiğinin aynısı ile diğerinin de karşılık vermesidir. Birinin olur dediğine diğerinin hayır demesidir. Düşmanlık ve galip olmak için karşılıklı yapılan ataklarda kullanılması mümkün ve caiz olan bu kelime, iki Müslüman veya iki İslam partisi arasında yapılması bu yönü ile mümkün ve caiz görülmemektedir. İhtilaf ise, herhangi bir meseleyi anlamada birbirinden farklı delil ve yollarla sonuca varabilmek için izlenilen farklı yol ve yordama ihtilaf denir. Bir konunun anlaşılması için farklı görüş beyan ederek bir inovasyon yapmak bazen rahmet olabilir. Yani; “Müsademe-i Efkardan Barika-i Hakikat Doğar” İhtilafın rahmet olarak kalması için eleştirel bir yaklaşım olmaksızın doğruyu ya da daha doğruyu bulabilmek için farklı yollarla bir hakikatın tüm delillerine ulaşma gayretidir. 

Bu bağlamda, toplumsal yönetimde birden fazla İslami partinin olmasını tahayyül edelim. Bu partiler birbirine karşı ihtilafa düşebilir. Ama muhalefet edemeyeceği kanaatindeyim. Yani, yönetimde İslam’a hizmet eden İslami partilerin iyilikte birbirine yardım etmeleri gerekir. “ وتعاونوا علي البر واتقوي ولا تعاونوا علي اثم والعدوان” Maide/2 Doğrularda yardım, yanlışlarında ise uyarı yapmak lazım. Doğrularda yanında olanın yanlışlarda da karşı durmada hakkı olur. Doğruları ile yanında yanlışlarına karşı sessiz kalmak günahta ortak olmaktır. Yanlışlarını dillendirip, doğrularında sessiz kalmak da düşmana yarar. Bu durum Maide/2’deki Ayeti kerimeyle de bağdaşmaz.

Düşmanın iştahını kabartan her bir amel, düşmana verilmiş bir destek, karşısında susulmuş her bir yanlış amel, dine vurulmuş bir darbedir. 

Bu manada İslam aleminin bugün İnzar-İrşad, Terğib-Terhib ilişkilerinde zihinsel bir bunalım yaşadığı kanaatindeyim. Düşmana bile söylenilen sözün kibarlığına dikkat etmeyi(Taha/44) emreden bir kitaba inananların birbirinin iyiliklerine muhalefet etmeleri mümkün değildir. Bu arada bir şeyin daha karıştırıldığı kanaatindeyim. Tebliğ ve davetin tatlı ve yumuşak söylenmesi ile dolaylı ve net olmayan, hatta İslami olmayan kelimelerle anlatmada da hata edildiği kanaatindeyim. Evet, davet ve tebliğin tatlı, ama net olması şarttır. (Hud/112) Bugün İslam aleminin en büyük handikaplarından biri de, siyasi çalışmalarda bazen İslami değerleri batı sisteminin dayattığı kavramlar ile tarif edilmesidir.

Sistemden kaldırılıp yasaklanmış bir dinin anlatımı da üstü kapalı olunca o din sağlıklı anlaşılmaz. Mesela; İslam’ı demokrasi, sosyalizm ve laiklikle tarif etmek gibi. Bundan daha kötüsü, Batılı ve batı değerlerine karşı insancıl ve toleranslı, ama İslam’a ve Müslüman’a ise muhalefette katı davranmak. İslam alemini perişan eden durumların başında bu zaaf noktalarının geldiği kanaatindeyim.

Demem o ki; Müslümanlar, ihtilafı kendi aralarında, muhalefeti ise, İslam beldelerini kirleten gayri İslami ideolojiler ve sistemlere karşı yapmalılar. İhtilaf, hakkın anlaşılması için yapılır ve büyük bir nimettir. Muhalefet ise düşmanlık için yapılır. Müslümana yapılması asla caiz değildir. İhtilaf rahmet, muhalefet azap getirir.