Kur’an’da İnsan, İnsanlık ve İnsaniyet -3-
Bu son merhale olan insaniyet, genel itibari ile dünya ve içindekiler üzerinden gaybi/metafizik bir okumanın yapılabildiği, insanın terakkiyata ulaşabildiği hayatın en kıymetli merhalesidir. Bu, “Emri Bil-maruf ve Nehyi Anil-Münker.”dir. Kainat ve içindekilerin bir sahibi olduğunun kabul edildiği düşünce tasavvurunun kemalidir. Bu konudaki ayetler daha çok kişinin kulluk bilinci, akidevi ve ahlaki kurallara uymayı sağlam bir zemine oturtmak istenmektedir. Mesela: “ يا ايها الناس اعبدوا “ ayetinde insanlar Allah’ın kulluğuna davet edilmiştir. İnanan insanlar ibadetlere, inanmayanların ise İmana davet edilmesi şeklinde bir manaya tekabül eder.
Bu merhalede Müslümanlara salih amel, sair insanlara inanma hususunda uyarıdır. “ ... يا ايها الناس التقوا veya “ يا ايها الذين امنوا التقوا الله” Yüce Allah’ın, kullarından kendi rahmetinin himayesine girmeleri istenerek, itikatta tevhidi, ibadetlerde ihlası ve ahlaki kurallarda kemalatın zirvesine insani değerlerin İslami ölçüler içinde değerine değer verildiği bir merhaledir.
Bu safhada, genel manada hayata, özelde her bir nesneye, hak ettiği değeri verme vardır. Burada tüm peygamberler kardeş kabul edilir. Kalp, Nefs ve Ruh uyumu esas alınır.
Peygamberlerin öğretisinde buna “zarureti hamse” denilir ki; inancın, neslin/namusun, aklın, malın ve canın korunması temel alınmıştır.
Burada uygarlık yerine medeniyet vardır. İslam medeniyetinin en üst değeri yüce Allah’ın varlığına inanmaktır. Bir tarafta kendisi gibi inanmayanların yüce Allah’ı inkar etme özgürlüğünü verirken, öbür yandan da puta tapanların putlarına dahi dil uzatmayı yasaklayan sistemin adı; insaniyettir, medeniyetidir.
Kısaca bu merhaleyi izah ve idare eden ayetlerde tekamüle doğru dengeyi sağlamak, için yapılan uyarılar daha çok Müslümana yapılmıştır. Mesela: “ يا ايها الذين امنوا امنوا “ Ey iman edenler iman ediniz gibi…” Nisa/136. “ يا ايها الذين امنوا التقوا الله حق تقاته ولا تموتن الا وانتم مسلمون” Ey iman edenler! Allah’tan gereği gibi sakının ve ancak Müslüman olarak can veriniz.” Ali imran/ 102 ان الصلاة تنهي عن الفحشاء والمنكر “...şüphesiz ki namaz insanı kötülüklerden ve her türlü aşırılıklardan korur…” Ankebut/45.
Bu merhalede beni Adem’in derece bakımından insan, insanlık gibi dar kalıplardan, kulları, melekleri dahi önünde secdeye vardıran bir yere yükselten en olgun bir merhaledir.
Çağdaş dünyanın en ciddi problemlerinden biri, bireyselleşen ferdin içine düştüğü yalnızlık halidir. Bunun ilacı ancak, yeniden ümmetin ihya ve inşası ile mümkündür. Medeniyet; insan, uygarlık eşya merkezli bir toplumsal yapıdır.
Bunları anlamak için hayat, yeniden tecrübe imkanı vermeyecek kadar kısa, tarih buna gerek bırakmayacak kadar zengin malzeme bulundurmaktadır. Beşeri sistemlerin en büyük yatırım payı, insanları topluca imha eden kitle imha silahlara ayrılmıştır.
Aşınan değerleri yeniden fark etmekle, kadim medeniyete ulaşmak mümkündür. Buna asrın diliyle hayatın içinden, pragmatist bir kolaycılığa gitmeden, tam bir içtenlikle asli değerlerimiz üzerinden bir ıslahatı başlatacak bir ruhu yakalamamız mümkündür. Bu yol dünyanın tüm sıkıntıları ile boğuştuğu günümüz şartlarında dahi en çok kendinden bahsettirmektedir. Bu küresel güçlerin hedefinde bu medeniyetin çocuklarının diriliş korkusu bulunmaktadır. Çünkü, Batı ve Doğu uygarlığında insanın kalbi ve ruhu alınmış, geriye nefsin süfli günübirlik tasavvurlarının hakim olduğu bir ütopik toplum yönü kalmıştır.
İnsanın yalnızlığa itildiği bu uygarlıklar, en büyük düşmanı ve birinci derecede yok edilmesi gereken varlık olarak insanı görecek kadar bitmiş ve körelmiştir. Daha fazla dünyaya yarar sağlayacak bir tarafı kalmayan bu uygarlıklara İslam medeniyetinin çocukları olan ve insaniyeti temsil ruhunu dipdiri taşıyan bizler buna dur demeliyiz. Batı ve Doğu küresel güçler, “sanayide gelişen seviyede düşen” bir toplulukturlar. Buna bizler müdahale etmeliyiz. Eğer geç kalırsak bu toplumsal yapı kendi kendine infilak edecektir. Ama onların kendi kendini infilak etmesinden kendileri zarar gördükleri gibi bütün bir dünya da ciddi manada zarar görecektir. Küresel güçler serseri mayın gibi kontrol edilmezse çok kötü bir tahribata sebep olacaktır. Bu manada şu ayete bakalım: واتقوا فتنة الذي لا تصيبن الذين ظلموامنكم خاصة “Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet edip hepsini perişan eder).”Enfal/25
Çünkü insan canlılar içinde öyle bir varlık ki, ne hayatı ne de ölümü yalnız gerçekleşmez. Dünya geldiğinde de öldüğünde de yine birilerini alakadar eder.
Devam edecek...