Mahrum ve Mağdur Bırakılan Tesettürün Kahramanları
Sene 2023 ve hâlâ, bazı örümcek beyinliler tesettürlü kadınlara cahilce sataşıp, cüretkârca saldırıyorlar..
Dünyanın her yerinde yaşanabiliyor ancak, Müslümanlıkla yoğrulmuş bu coğrafyada bile tesettürlü kadınları aşağılayarak, “Peçeni de al git, başka ülkede yaşa” diyebiliyorlar.
Bu ve benzeri olayları değerlendirince, genelde bu gibi saldırgan tavırları konuşuyoruz, yanlışlığı üzerinde duruyoruz. Olmaması gerektiğine dair görüş ve fikirler beyan ediyoruz.
Peki, genel olarak dünyada ve özelde ülkemizde tesettürlü kadınların tek sıkıntısı bu mudur?
Yani kimsecikler laf atmasa, her yere özgürce rahat bir şekilde girip çıksalar, ötekileştirilmeden, kınanmadan, aşağılanmadan, toplum içinde hür birer birey olarak yaşayıp gitseler hiçbir sorunları kalmayacak mı?
Hayır, hayır asla öyle değil!
Geçmiş dönem ve dünya geneli bir tarafa, Cumhuriyet döneminden bu yana, ülkemizde tesettürlü kadınlar hep bir defansif pozisyona sıkıştırılıp kalmıştır.
Savunma psikolojisi, aşağılanma psikolojisi nedeniyle, en insani haklarını dahi elde ederken, sanki birilerinin lütfuyla elde etmişler gibi, minnet altında bırakılmışlardır.
Her kesimden insanın bulunduğu pek çok sosyal ortamda tesettürleriyle bulunabilmişlerse, kabul görmüşlerse (!) bu durumu, sanki bir üst mertebeye kabul edilmişler gibi algılatan- mevcut sistem nedeniyle bir şükür vesilesi saymışlardır.
Oysa tesettürlü kadınlar olarak artık defansif bir pozisyonda bırakılmaya isyan ediyoruz!
Hep birileri saldıracak ve biz de bu saldırılara, aşağılanmalara cevap yetiştirmekle uğraşmayacağız!
Elini vicdanına koyan tüm beyefendiler ve hanımefendiler!
Bugün ülkemizde hakkıyla tesettür emrini yerini getirip, yaşamaya azmeden bir kadın, bir genç kız ne gibi engeller ve sorunlarla karşılaşıyor haberiniz var mı?
Hakeza Rabbimizin helâl kıldığı pek çok nimetten istifade edemiyor farkında mısınız acaba?
Ortama göre şekil değiştiren, bukalemun gibi renk değiştiren sözde tesettürlülerden bahsetmiyoruz..
Zikr’e/ El-Kitaba tabi olan ve görmediği halde Rahman’dan haşyet duyarak, tesettürü bir yaşam biçimi haline getirerek yaşayan, tesettür kahramanlarından bahsediyoruz..
Allah’ın arzında, akvaryumda yaşayan balık misali , dar bir alanda yüzmekle yetinen, tesettürleri nedeniyle sistemin, insanların, kuralların, konjonktürün mahrum ve mağdur bıraktığı mazlumlardan bahsediyoruz..
Bir mekâna girse ilkelerine uygun oturacak yer bulamayan..
Bir restorana girse, yemek yiyecek yer bulamayan..
Mahremiyete uygun bir yerde, özgürce oksijen almaktan, güneşten istifade etmekten mahrum kalanlardan..
İnanıyor ve iman ediyoruz ki, tesettür emri haktır, büyük bir nimet ve mertebedir. Rabbimiz tesettürü emrederek, tesettürlü kullarını bunca nimetten mahrum bırakarak asla zulmedecek değildir.
Asıl zulmeden, tesettürlü kadınlara engel bırakan, en insani yaşam hakkını dahi ellerinden alan, istediği gibi olmaya zorlayan sistemdir!
Dikey mimariden, kapital tabulara, acilen inkılâba ihtiyaç duyan eğitim sisteminden, reformize edilmesi gereken sağlık alanına kadar her alanda..
Müslüman eşlere, babalara, kardeşlere ve abilere de çok iş düşüyor elbette..
Eşlerini, kızlarını tesettüre bürümekle vazife bitmiyor. Bilakis asıl destek ve çaba o zaman başlıyor...