Namaz Kılmayan Arkadaş!

Sen ki, Rabbini tanıyor, seviyor ve O’nun gazabından korkup, rahmetine sığınıyorsun..

Sen ki, merhamet ve şefkatinden dolayı, yoksula, yetime yediğinden yediriyor, giydiğinden giydiriyorsun..

Sen ki, orucunu tutup, zekâtını itinayla veriyorsun..

Peki ya namaz?

Tüm bu iyilik ve güzelliklerinin içinde kocaman bir eksiklik var farkında mısın?

Yeri doldurulamayacak koca bir boşluk...

Muhakkak ki namaza karşı değilsin ve hatta günün birinde mutlaka kılmayı hayâl ediyorsun...

Peki ama ne zaman?

İşlerini yoluna koyup, hayat telaşın azıcık dinginleştiği zaman mı?

Oğlun büyüyüp, kızın evlendiği zaman mı?

Sınav maratonun bitip, iyi bir iş ve geleceğini garantilediğin zaman mı!?

Daha rahat bir eve geçip, daha rahat yaşam şartlarına kavuşunca mı?

Yoksa vücut kemiklerin gıcırdayıp, tüm bedenine ihtiyarlık hakim olduğu zaman mı?

Bir saniye sonrasının bile, senin için bilinmezlik olduğu şu fani dünyada, ya sen namazını kılmadan kendini musallada bulursan?

Sen daha namazla buluşmadan eşin, dostun senin cenaze namazında buluşursa?

Sahi sürekli ertelediğin, bir kılıp, bir bıraktığın şu namazın ne olacak hiç düşündün mü?

En fazla altmış, yetmiş hadi bilemedin seksen yıl yaşa şu fani dünyada. Fani bir dünya için kurduğun hayallerinin arasında, hem bu dünyanı bereketlendirecek hem baki alemde kurtuluş vesilen olacak namaza da yer var mı?

Özlemini duyduğun, kavuşmak için çırpındığın dünyalıklara oranla, namaza olan özlemin ne durumda?

Hani şu, Rabbinle günde beş vakit belirlenmiş ulvi randevuya..

Kul ile Rabbinin en yakın olduğu o eşsiz lezzetteki secde anına..

Maddi, manevi kirlerden arınıp, huzurun zirve yaptığı, münacatların Rahman’a ulaştığı, dertlerin, kederlerin aracısız bizzat yüce Rahman’ a arz edildiği namaza...

Sen geçici hazlar peşinde hızla koşup sayılı nefeslerini tüketirken, en büyük huzuru kaçırdığını ne zaman göreceksin?

Türlü zararlı gıdalardan bedenini koruyup, en faydalı ve sağlıklı besinlerle vücudunu beslerken, namazdan mahrum bıraktığın faydasız ve sağlıksız manevi gıdalarla tahrip ettiğin ruhunun açlığını ne zaman anlayacaksın?

Bak Rabbimiz namaz hakkında ne buyuruyor:

Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor." (Ankebût,  45)

Ha.. Aklına şöyle bir soru takılabilir; “peki  namaz kıldıkları halde neden hâlâ hayasızlıktan ve kötülükten arınamayanlar var!?”.

Sakın bu gibi insanlar seni namazdan soğutmasın!

Şeytan namaz kılmaman için sana  bir bahane olarak sunmasın..

Çünkü kusur onlardadır, namazda değil...

Rabbimiz onlar için şöyle buyuruyor:

Yazıklar olsun şöyle namaz kılanlara,
Ki onlar, kıldıkları namazdan gâfildirler.(Özünden uzaktırlar)
Onlar, gösteriş için ibadet yaparlar.(Maun,5,6,7)

Fakat hakkıyla kılan için sonuç net:

"Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer." (A’lâ, 14-15)

Namazını kılmayan içinse akıbet çok acı!

Kur-an’da geçen cehennem sahnelerine göre, cennet ehli cehennem ehline soruyor :

"Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?"

 Onlar şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik..(Muddesir,42,43)

Namazla ilgili iki cihan güneşi Hz.Muhammed ﷺ şöyle buyuruyor:

“Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır” (Müslim, İman 134)

“Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i:

– Kulumun nafile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Tirmizî, Mevâkît 188)

Evet.. Namaz kılmayan arkadaş!

Uğurlarına namazlarını kaçırdığın çocukların, arkadaşların, akrabaların, dünya telaşların, bitmeyen koşuşturmacaların bir gün bitecek.

Öyle bir gün gelecek ki sen, Rabbinin rahmetiyle baş başa kalacaksın. O gün gelmeden, başın mezar taşına değmeden gel namazı hakkıyla ikame etmeye başla, istikrarla devam et..

Ta ki, Hak Teâlâ katında cennetlik olan has kullardan yazılıp, iki dünyanın da huzur, bereket ve selamet anahtarlarının sahibi olasın...