• DOLAR 34.469
  • EURO 36.323
  • ALTIN 2936.539
  • ...

Yaz mevsimi denince akla gelen şeyler belli; sıcaklar, tatiller, gezmeler, memleket ziyaretleri vs.

Allah Azze ve Celle'nin arzında tüm bunları helâl dairesi içinde  yapmak mümkün. Allah’ın arzı geniş ve helâl dairesi keyfe kâfi elhamdülillah.

Her Müslüman aile, kendi imkân ve şartlarına göre, yine kendilerine uygun bir program çerçevesinde gezebilir, ‘tatil' yapabilir, sılayı rahim ziyaretlerini, memleket seyahatlerini yapabilir elbette.

Hatta yapmalıdır da. Neticesinde, fizyolojik, psikolojik ve manevi açıdan sıhhat getiren seyahatlerin fert, aile ve toplum üzerinde olumlu etkilerinin olduğu aşikâr.

Fakat tüm bunlar, İslam’ın ölçülerine uygun yapılmalıdır.

Bu minvalde bilhassa yaz mevsiminde dikkat ve rikkatlerden kaçan bazı hususları kısaca zikredelim...

Tatil mevzusu

Arapça عطل atl kökünden gelen kelime “yoksun olma, atalet- atıl kalma, başı boş bırakma, ihmal etme, hasara uğrama” gibi anlamlara geliyor. Maalesef ki, istisnalar hariç çoğunlukla bu anlamlara uygun paralellikte de geçiyor tatil maceraları.

Bu şekilde ‘tatil' yapanlar arzda gezerken, seküler dünyanın öğrenilmiş  duyguları da sinelerinde, düşüncelerinde arzı endam ediyor fütursuzca.

Oysa eğer tatilden maksat, yeryüzünde vakarla dolaşmak, helâlince gezmek, görmek, tanımak, Rabbin güzel nimetlerinden faydalanmak, tefekkür etmek, bedeni ve ruhi dinginliği yakalamaksa yukarıda zikredilen ‘tatil’ kelimesi asla bunu karşılayacak bir kelime değildir.

Peki çok mu önemlidir bir kelime-önemli olan niyet değil midir?

Kelimeler üzerinden oluşturulan algoritmaları ve insanların bu şekilde algı oyunlarıyla nasıl yönetildiğini, yönlendirildiğini göz önünde bulundurursak ne kadar önemli olduğunu da hatırlamış oluruz.

Ancak şunu belirtelim, Müslüman ‘tatil' yapmaz diyerek, eşini, çocuğunu, kendini bir apartman dairesine kapatmak ve İslam'a uygun alternatifler oluşturamamakta ayrı bir yanlıştır.

Zaten doğrular konması gereken yere konmadığından oluşan boşluklardan mütevellit, yanlışlarla dolar hayatlarımız...

İslam Medeniyetini hakkıyla tanıyıp yaşantımıza geçirsek, helâlinden, fıtratın ihtiyaçlarına göre gezmeyi, dinlenmeyi, seyrüsefer etmeyi de öğrenmiş olsak, böylece birçok tezat da silinmiş olur hayatlarımızdan.

Kapitalist sistemin öğrenilmiş duygularından da korunmuş oluruz biiznillah!

Ayrıca tatil görüntülerinin teşhir ve röntgen döngülü nispetizm prodüksiyonlarından da kurtulmuş oluruz.

Yaz gafleti

Yaz gelince yeni bir din gelmiyor haşa. İlahi ölçüler değişmiyor yani. Helâl aynı, haram aynı. Mevsimin yaz olması haramı helâl, helâli haram, mekruhu mübah yapmıyor.

Gitmeyen gitmez fakat, eğer gitmeyi tercih ediyorsak, gideceğimiz mekânlar (Otel, sahil, deniz, restaurant, mesire alanları, evler vs.) hassasiyetlerimize uygun olmalı. Biz oralara uyalım diye, sürü psikolojisine kapılarak hassasiyetlerimizden vazgeçemeyiz!

Yaz geldi diye azıcık şuradan, birazcık buradan diyerek erkek ve kadın tesettüründen, çocuklarımızın ve gençlerimizin  giyimlerinden taviz veremeyiz!

Sılayı rahim yaparken kadın erkek ihtilatı konusunda da dikkatli olmak gerekir. Bilhassa gençler konusunda.

Ayrıca tesettürüyle bu asrın en büyük cihadını yapan mümine bacıların ve kızların tesettüründen ödün vermeden, takva ve vakarına uygun ortamlar oluşturmak, kaliteli zaman, kaliteli oksijen, kaliteli seyahat konusunda imkânlar oluşturulmalı. Böyle bir desteğin hele şu zamanda ne büyük bir kıymet ifade ettiğini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Unutmayalım!

Rabbimizin arzı geniştir, onu daraltan, yeryüzünün halifesi insanı bunaltan yine fani olan insanların koyduğu insafsızca, fıtrata aykırı kurallardır.

 Zor olan tesettür/ hicab değildir.

Meseleyi zorlaştıran, hicabı yok sayarak oluşturulan nakıs yaşam standartlarıdır.

Yaz rehaveti

Yaz gelince şer güçleri, ifsat çeteleri durmuyor. Harıl harıl çalışıyor. Nedense yaz gelince horul horul uyuma fikri empoze ediliyor Müslümanlara.

Oysa yaz mevsimi birçok açıdan insani ilişkiler noktasında, güzel temellerin atılabileceği bir fırsat mevsimi.

Yaz kampları, ilmi kurslar, çok boyutlu geliştirici aktiviteler için muazzam bir zaman dilimi. Bu fırsatı kaçırmamak gerekir.

Rabbimiz bu yaz, amel defterlerimizi hayr ve bereketle doldurmayı nasip etsin...