• DOLAR 34.585
  • EURO 36.372
  • ALTIN 2911.394
  • ...

Sivrisinekleri ortadan kaldırıp etkisiz hale getirmek, ortada halâ bir bataklık varsa, hiçbir işe yaramaz. Er veya geç başladığımız noktaya geri döneriz.

Ülkemizde ve Dünyada, söz konusu suç ve suçlular olunca, izlenilen strateji tam olarak budur. Bu nedenle suça götüren, suça meylettiren ve ortam hazırlayan sebepler ortadan kalkmadan bu asla değişmeyecektir.

Malum, memleketimizde de, ‘asla işlenmemeliydi’ diyebileceğimiz, ne dinimize, ne örfe, ne genel geçer kurallara yakıştıramayacağımız türden suçlar işlenmekte. Hem de her geçen gün artış göstererek...

Birileri ısrarla kadın cinayetlerini belli maksatlarla ön planda tutmaya çalışsa da maalesef ki her kesime karşı bu işlenen vahşi cinayetler artıyor, eksilmiyor... 

Kurbanlar; yaşlı-genç, çocuk-yetişkin, anne-baba, kardeş-bacı, kadın-erkek...

Toplum olarak soruyoruz, ne oldu da bu vakaları neredeyse her gün duyar olduk?

Aslında cevabı bulmak için, her suç ve cinayette bırakılan kriminal delillerin, ahlâkî analizini yapmak yeterli gibi. Gerçi kriminal ekipler kendilerince farklı analizler yapıyorlar. Ancak, davranış biçimi ve kişilik analizi de dahil, faili daha çabuk bulmak için elbette.

Oysa bu analizlerin sonucunda ortaya çıkan her bulgunun farklı bir boyutu daha vardır. Zira suçlu, olay yerinde,  özel ışıklar ve maddeler yardımıyla bulunan DNA, parmak izi vs. dışında başka deliller de bırakır.

Fakat bunu görmek için, metafizik ışıklara ihtiyaç vardır; basiret, feraset, hikmet gibi mesela... Basiret ışığıyla, olay buraya kadar nasıl gelmiş, feraset ışığıyla, nasıl olmuş ve neden böyle sonuçlanmış, hikmet ışığıyla da, bu gibi suçlar nasıl ortadan kalkar, suçlular nasıl tedavi edilir şeklindeki sorular cevap bulur.

Böylece suç, suçlu ve kurbana dair, önce-şimdi ve sonraya dair, sebep ve sonuçlar detaylıca değerlendirilerek toplumsal olarak içine düştüğümüz tüm bataklıkları teşhis etmiş oluruz. Geriye bataklığı kurutmak için etkili ve yetkili kişilerce atılması gereken, adımlar kalır.

Oysa birçok acı olaydan sonra ortada, atılmış doğru adımlar göremiyoruz. Bilhassa kadın cinayetlerinden sonra görebildiğimiz; etkili ve yetkili kişilerin ‘6284’ başlıklı nutuklar atmaları oluyor. Denize düşen yılana sarılır misali, kadınlara kurtuluş olarak gösterilen çareye bakın, tam bir hüsran...

Peki ‘6284’ ne gibi haklar(!) veriyor kadınlara?

  1. Sığınak talep etme.
  2. Şiddet gören ya da tehdit altında olan kadınlar geçici koruma (yakın koruma) talep edebilirler.
  3. Şiddete uğrayan ya da tehlikede olan kadın; şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını, kendisine yaklaşmasının engellenmesini, adresinin gizlenmesini, kimlik ve ilgili diğer bilgilerin değiştirilmesini isteyebilir.
  4. Şiddet uygulayanın silahını polise teslim etmesini, geçici velayet ve tedbir nafakası, geçici maddi yardım, oturduğu eve aile konutu şerhi konulmasını talep edilebilir.
  5. Herhangi birinin şiddete maruz kaldığını tanık olursanız 6284 sayılı Kanun’a göre, durumu 155’i arayarak şikayet ya da ihbar edebilirsiniz.

Yani bunların arasından hangisi, mevcut sorunları çözmeye namzet bir madde?

İnsaf ve izan sahibi biri çıkıp söylesin!

Mevcut sorunlar çözülmeden, anlaşmazlıklara adilane teşhis koymadan, ahlaki sıkıntılar tedavi edilmeden, hak-hukuk ihlâli izale edilmeden, ‘6284’ türküsünü çığırmanın kime ne faydası var? Gündem edildiği günden beri, suç da arttı, suçlu da kurban da...

Meselenin sonundan tutup polisiye tedbirlerle, kadınları koruduklarını sananlar, gafletin zirvelerinde dolaşıyorlar, haberleri yok. Sivrisinekleri besleyen bataklık yerinde dursun, zarar görene korunaklı barınak, sineklik takma, sinekleri yaklaştırmama, çare olmazsa, Belediyeyi ara ilaçlasın gibi bir şey mi sanıyorlar bu sorunu?

Çoğu vaka için, canavarca hisle işlenen cinayet deniyor. Önce eşrefi mahlûkat olan insanı canavara dönüştüren sistem sorgulansın!

İnsanlara keyfi ve nefsi davranmayı telkin eden ahlâkî bataklıklar sorgulansın!

Ülke’nin Eğitimi, ekonomisi, ticareti, siyaseti, TV’leri, beslenme alışkanlıkları dahi sorgulansın!

Müslüman bir ülkede bu kadar merhametsiz ve firavunca,  kendi hevasını adeta ilah edinen zalim cani nasıl çıkıyor sorgulansın!

Kısacası canavar hisli insanlar ve onlara kurban üreten sistem sorgulansın!

Ama artık, Batı'dan ithal edilen narsizm ve onun ürettiği; kendine hastalıklı bir hayranlık duyan ve hatta kendine tapan, başka insanların kendine hizmet etmek için var olduğuna inanan, eleştirilmeyi kabul etmeyen, mükemmel ve kusursuz olduğuna inanan, başarı, güç, güzellik gibi olumlu kavramları sonsuz şekilde kendilerinde toplamayı isteyen, kendini önceleyen, muhatabını yok sayan, nefsi hazları için gözü hiç bir şeyi görmeyen narsist insanların müsebbibi olduğu cürümler için,  yine Batı'dan ithal ‘6284’ çare olarak sunulmasın, haykırılmasın!