Babalar ve oğullar
Bülent Arınç`ın oğlu Ahmet Mücahit Arınç, üniversiteden mezun olduktan bir ay sonra “siyaset danışmanı” olarak iş bulalı 4 yıl,
Kadir Topbaş`ın oğlu “Tabutta Rövaşata”nın çekildiği boğaz manzaralı Ali Baba kahvesini “basit onarım” ruhsatıyla baştan oluşturarak “Lokma” ismiyle hizmete açalı 4 yıl,
Burak Erdoğan, “MB denizcilik şirketini kurduktan 18 gün sonra ilk gemisi Safran I`yı 2 milyon 350 bin dolara satın alalı 6 yıl, (6. gemiyi alalı 1 ay)
16 yaşındayken e-ticaret işine giren Mehmet Emre Gül, iki sene sonra bardakta mısır işine gireli 6 yıl,
Mehmet Emre Gül`ün başarısından etkilenen Bayındırlık Bakanı Faruk Özak`ın oğlu Mehmet Akif Özak, bardak mısır işine gireli 6 yıl,
Mehmet Emre Gül ve Mehmet Akif Özak`ın başarıları üzerine Kadir Topbaş`ın oğulları da bardakta mısır işine gireli 6 yıl,
Kemal Unakıtan`ın oğlu Abdullah Unakıtan, likit yumurta işine girince yüzde 18 olan KDV oranı ufak bir kararname ile yüzde 8`e indireli 7 yıl
Abdullah Unakıtan, mısırda yüzde 20 olan gümrük vergisi yüzde 45`e çıkmadan dört gün önce 4 bin ton mısır ithal ederek ucuz kurtulalı 10 yıl,
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım`ın oğlu Erkan Yıldırım, gemi işine girmesinin ardından Ankara feribotunu Devlet Denizcilik İşletmelerinden ihalesiz almayı başaralı 10 yıl,
Tayyip Erdoğan, “Yolsuzluğu babam yapsa cezalandırırım” diyeli 19 yıl olmuş.”
Tüm iyi niyetim ile masumiyet karinesini esas alarak bu kadar kabiliyetli çocukları olan iktidar odaklı babaların bu ülke için bulunmaz bir fırsat olduğunu ve bu düzenin adil olup olmadığını; yürütmenin muhafazakâr kanadının ne kadar öğünseler bu çocuklar ile haklarının yenmemesinin vicdan gereği olduğunu beyan ederim. Öyle ki bu çocuklar “ Yetenek Sizsiniz “ yarışmasına dâhil olsalar bırakın jüriyi tüm seyirciler tarafından direkt finalde ödüle layık görüleceği kesin bir kanıdır nezdimizde.
Yazımızın başlığını Turgenyev`in meşhur eserinden mülhem olarak aldığımızı söyleyerek okuyucularımıza benzerliklerin bire bir aynı olduğunu, ilkeler, liberalizm, ahlak ve muhafazakârlık açısından benzer duyguları çağrıştırdığını söyleyelim. O gün cedel toprak aristokrasisi ile nihilizmi seçen oğullar arasında geçerken, bugün iktidar aristokrasisi ile popülist İslamcılar arasında geçmektedir.
Romandaki baba ve oğul karakterleri iki Rus jenerasyonu arasındaki artan bölünmüşlüğü, Yevgeniy Bazarov ise nihilist görüşleri ve eski düzen karşıtlığı ile “ilk Bolşevik” leri temsil eder.
Turgenyev, Babalar ve Oğullar`ı 1830`ların liberalleri ile güçlenen nihilist hareket arasında artış gösteren kültürel hizipçiliğe tepki olarak yazdı. Her iki akım da Rusya`da Batı kökenli sosyal değişimin arayışı içeresindeydi. Ayrıca, bu iki düşünce tarzı Rusya`nın istikbalinin kilise etkisindeki geleneksel yörüngede devam etmekte olduğuna inanan Rus-Ortodoks görüş ile çelişmekteydi.
Yanlış anlaşılan bugün itibari ile inkılap ile inkılabın her ne kadar benzeşmesi olsa da mânâ bakımından keşmekeşe sevk etmesidir insanları. İnkılap sosyal düzenin değiştirilmesi hayra ve iyiye evrilmesi iken, inkılabın soysuzlaşmaya tekabül edişidir. Kelp olma derekesine düşmedir. Biri derece iken diğeri dereke hükmündedir. İnkılabın nihai hedefi iktidardakileri ve devletin organizasyonunu değiştirmek olduğu kadar, sosyal kuvvetlerin ilişkilerini değiştirmek ve ihtiyaçlara göre hukuk kuralları koymaktır. İnkılap ise bu hassasiyeti ret ile sosyal adaleti bireysel adaletsizliğe tercih etmedir.
Hadiselere algılar üzerinden mi olgular üzerinden mi bakılacağı, oy verenlerin ilk düşünüp analiz yapacağı eylem olmalıdır. Yoksulluk bu ülkenin kaderi ise yolsuzluk üzerinden kederlenmek bir tür cebriyecilik itikadıdır. Her cebriyeci anlayış yönetenlerin manipülasyonundan ziyade, yönetilenlerin acziyet ve güce tapınma ritüelidir.
Hâsılı neye müstahak isek öyle yönetildiğimiz bariz ve sarih bir hükümdür. Bunun dışında kayıkçı kavgasının tarafı olmak bizatihi bertaraf olmayı ve hükümsüzlüğe delalet eder. Hükümsüzlük ise dalalet ehli kılar bizi.