Modern İslamcıların fay kırıkları
İktidarın nimetlerini paylaşma hususunda meydana gelen kaos, iktidarı elinde bulunduran erkin muktedir olma çabası ile hizmeti demokrasi üzerinden paydaş edinmeye çalışan muktedir heveslisi iktidar destekçileri arasında geçmektedir. Bu arada filler çarpışırken çimenlerin ezilmesi bir nev`i demokrasi teamülü haline gelmiştir. Eğitimi halen hür düşünce mektebi disiplinine sokamayan modern muhafazakâr erk ve ortakları, öğretimi parası olanlara nasıl tahvil edecekleri üzerinde mutabakata varamamaktadırlar. Maariflikten azade olan Milli Eğitim ise her iki tarafın elbirliği ile parasızların tahmil ve tahliyesi hususunda adeta fikir birliği etmişlerdir.
12 Eylül darbesinin üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen mevcut kanun ve tüzüklerin onların icadı oluşu ayrı bir garabettir. Yeni bir Anayasa yapmaya müştak olmayanların yeşil kuşak hizmeti hususunda yarışları hem iç hem de dış meselelerde vatandaşın cambaza bakmasına sebebiyet veren illüzyona tabii tutulmasına sebep vermektedir. Cambaza bak cambaza tuluatı seyr-u temaşa eylenirken vatandaşın ayağının altından hangi toprakların kaydığı yakın bir zamanda gün yüzüne çıkar gibi…
Asgari ücretle geçinmeye çalışan bunca insan, erkek egemen zihniyet ile kadına şiddeti töreleştiren bunca şiddet yanlısı kaba kuvvet, dini Allah`a değil devlete hasreden bunca sahte ulema, militarizmi egale ederken kurulan polis devleti ve şürekâsı, iktidarın nimetlerinden faydalanmak için yaşadığı gibi inanan fasıklar güruhu, kerim olma sıfatını cahiliye Araplarından tevarüs etmiş bunca vur patlasın çal oynasıncı ebleh, vb. durumlar gözlerden başka türlü gizlenemezdi. ‘Devlet asıl, din feridir` diyen modern İslamcıların jakoben tutumlarının halk tarafından göz ardı edilişi bu topraklarda devlet-i ebed müddet anlayışının tarihen zihinlere enjekte edilişi ile garipsenmeyecek. Ve gözler önünde seyreden bu kayıkçı kavgası erdem adına kâr edeyim anlayışına dönüşmüş olarak gelenek içinde yerini İslamcı modernlerin keşfi olarak devlet anlayışında yepyeni karanlık ufuklar açacaktır yetişen nesil üzerinde. Bunca feveran, yeşil Kemalizm`in dünkü gri Kemalizm`den ayrı olmadığına cümleyi ayıltamamak içindir.
Dün beyaz olanlar siyahi olan muhafazakâr kesimi ötekileştirmek için nasıl çaba sarf etti ise bugün de iktidarın beyaz modern İslamcıları aynı mantalite ile ‘onlar bilmez, onlar sadece idare edilir` repliğini bu arenada tirat etmektedirler. Hem kel hem de fodul olanların kavgada söyledikleri Koca Ragıp Paşa`nın veciz sözünü hatırlatmaktadır;
“Şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler.” Durum ve ahvâl bu minval üzere fecaat arz etmektedir.
Hasılı, Medine`yi Atina`dan, Risalet Mescidini Platon`un Akademiya`sından, Ashab-ı Suffeyi Nizamiye bilginlerinden ayırmadan varılan her iktidara talip olma ameliyesi bizatihi yöneten ve yönetilenleri İslamcı aksiyoza ram edecektir. Bize düşen istikbaldeki zelzeleye sebep verecek bu fay kırıkları üzerinde yürek devletimizi inşa etmeye kalkmamaktır.