• DOLAR 34.602
  • EURO 36.66
  • ALTIN 2902.084
  • ...

Rahman olanın adıyla

Yayınlandığı zamanlarda en çok okunan romanlardan biriydi. Okuyucular üzerinde olumlu etkiler bırakmıştı. Hatırlıyorum da o zamanlar romandan etkilenerek örtünen genç bayanlar olmuştu. Tesiri altında kalanlardan bazıları da yeni doğan çocuklarına romanın başkarakterleri olan Bilal ve Feyza isimlerini vermişlerdi.

Şule Yüksel Şenler`in romanından bahsediyorum. Yeni yayın döneminin program akışı reklamını yapıyordu ulusal bir tv kanalı. Yeni dizinin fragmanını  görünce hayret ettim. Bu yeni başlayacak olan dizi Şule Yüksel Şenler`in “Huzur Sokağı” romanından uyarlanmaktaydı. İslam`la uzaktan yakından ilgisi olmayan bu tv kanalında dizi yapılıyordu. Ne güzel dedim ve hoşnut oldum. Zira ben de gençlik yıllarımda bu romanı büyük bir lezzet alarak okuyanlardan biriydim. Bu hissiyatıma binaen izlemek istedim diziyi…

Gördük ki dizide ki Şükran karakterinin üzerindeki başörtüyü alıp çıkarırsak din adına hiçbir olgu kalmıyor bu dizide. Romanın birebir işlenmesini İslami bir kaygısı olmayan tv kanalından elbette ummuyordum. Mamafih yazarın dini hassasiyetine halel getirilmesine müsaade etmeyeceğine dair bir kanaat taşımaktaydım. Dizinin ilk bölümüne bakınca her izleyen gibi ben de yanıldığımı anladım. Ve büyük hayal kırıklığına uğradım. Meğerse bizim Huzur Sokağı`mız olmuş “Muzur Sokağı”

 

Geçenlerde bir haber programında Şule Yüksel Şenler Hanım`ın konuşmasına şahit oldum. Başbakanın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi ve efradı, Şule Yüksel Şenler adına bir yurt inşa ettirmişler. Tekerlekli sandalyesi ile katılmıştı Yazar Şule Yüksel Şenler. Acaba diziden bahsedecek mi diye teveccüh ettim. Sanki ekran başındaki beni duyar gibi konuyu hemen ulusal kanalda yayınlanan Huzur Sokağı adlı diziye getirdi muhtereme yazarımız. Çok mutlu olduğunu, ölmeden evvel böyle güzellikleri de Rabbinin ona gösterdiğini, bunun için çokça şükrettiğini, romanının çok izlenen saygın bir ulusal kanalda dizi olarak gösterime girdiğine binaen duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dizideki teşhircilik diğer gayri İslami dizilerde bile bulunmuyordu. Bizim okuduğumuz romandaki Bilal karakterinin  bir Müslüman erkek profili ile uzaktan yakından alakası yok. Hadi alakası olmamasından da geçtik.  Bayanlarla olan muhataplığındaki rahatlık belki de birçok İslam dışı dizilerdeki baylardan ziyade.

Dizinin ilk bölümünü izlediğimde acaba Şule Yüksel Şenler Hanım da şu an izliyor mudur diye geçirdim içimden. Elbette izlemiş olmalıydı. Memnun mudur dizideki Huzur Sokağından diye sordum kendi kendime. Ve ekran başında gördüğüm muhtereme yazarımız sorumun yanıtını bizzat verdi. Meğer çok memnunmuş ve dizinin bu hali ile yayınlanması ziyadesi ile onu çok mutlu etmiş.

Şule Yüksel Şenler Hanım romanını bu ulusal kanala verirken hangi gayesi vardı, hedefleri neydi bilemiyorum; ama sorgulamaktan da geri duramıyorum. Nitekim verdiği tv kanalı belli, yayın ahlakı belli, misyonu belli.

... Bizim de İslami değer yargılardan zerre miskal ödün vermeyen bir tv kanalımız var. Onu bize lütfeden Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun. Ve bu tv`ye maddi beklenti taşımadan emek verenlerden, gece gündüz demeden gayret sarf edenlerden Rahman hoşnut kalsın. Tv kanalımızda İslami hassasiyetlerimizden ödün vermeden, mütedeyyin aile olgusunun işlendiği ve izleyiciyi cezbedici filmler de görmek temennilerimle.