• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Geçenlerde Yasin Börü ve diğer şehit arkadaşlarının evlerini ziyaret ettik. Her şehidin hayatını dinlediğimizde içimizde büyük bir hayranlık oluştu. Çünkü onlar Rablerine hayrandılar. Yasin`in acısı bir başka yaktı içimizi. Yaşının küçüklüğü,  kendisine reva görülen ölüm şekli, parçalanan bedeninin tanınmayacak hale getirilmesi yüreğimizde silinmeyecek bir acı olarak kaldı. Bu nasıl bir merhametsizlik, canilik, Müslüman kanına susamışlık ki Yasin ve arkadaşlarına bir ölüm yeterli görülmemiş, defalarca ve işkenceyle katledilmişlerdi. O da yüreklerini soğutmamış; bedenlerinin üzerinden arabalarla geçmiş, molotofla yakmışlardı.

Yasin şehit olmadan önce günlüğüne şunları yazmıştı;

“Merhamet, acımak, bağışlamak, şefkat göstermek, iyilikte bulunmaktır. Hz. Muhammed (sav) canlılara karşı şefkatli ve merhametliydi. Akrabalarını ve komşularını ziyaret eder, onlara şefkat gösterir, yetimi, düşkünü, mazlumu gözetirdi. Hz. Muhammed (sav) hastaları ziyaret eder, köle ve fakirlerle oturur, onlarla yemek yerdi.”

İşte bu inandığı değerleri uğruna yaşadığı ve gençliğini bu yola adadığı için katledildi Yasin. Merhameti, iyilik etmeyi, yetimi gözetmeyi, hastaları ziyaret etmeyi menfaatin, çıkarın önüne aldığı için merhametsizlerin ellerinde parçalandı nazik bedeni.

Üstelik İslam merhameti yalnızca insanlara değil; içinde can taşıyan her şeye karşı yapmayı öğütler.

Allah Resulü(sav) bir gün sahabelere şu olayı anlatır: “Şiddetle susamış bir adam kuyu görünce inip su içer. Tam kuyudan çıkarken tıpkı kendisi gibi bir köpeğin susadığını ve su aradığını görür. Tekrar kuyuya inerek ayakkabısına su doldurur, ağzıyla çıkartarak köpeğe içirir. Bu davranışından dolayı Allah o kulundan razı olur. Sahabeler, Resulullah`a “Hayvandan dolayı sevap var mıdır?” deyince O da “İçinde can olan her şeye merhamet edilmelidir.” buyurur.

İşte İslam tüm yaratılmışlara merhamet eden vicdanlı bir toplum oluşturmayı gaye edinmiştir. Onun için ahlakla inşa ettiği vicdanı insan için gözetleyici bir memur kılar. İnsan üretimi olan hiçbir hukuk kuralının, yasanın insan üzerinde vicdan kadar yaptırım gücü yoktur.

 “İnsan insanın kurdudur” anlayışıyla dünya ilahlığı iddiasında bulunan, yeryüzünün tüm kaynaklarını sömüren Küresel Firavunlar kendi ürettikleri ideolojileri pompalayıp maşası haline getirdikleri insanlardan vicdansız birer köle çıkartıyorlar. Ahlaksızlık onların saltanatını büyüten ekonomik bir güç oluşturduğundan ahlaklı ve merhametli bir toplum oluşturma gayesinde olan Müslümanlar onlar için bir tehdit unsuru haline geliyor. Dünya ilahlıklarının önünde engel olarak gördükleri İslam`ı yok etmek için sadık kölelerini Müslüman avcısı haline getiriyorlar.

İşte Yasin`i öldürüp parçalayanlar uluslararası firavunlara olan sadakatlerini, canilikleriyle ispatladılar. O canilerden biri de etlerini lime lime yapmaya programlanmış bir öğretmen. Tam da İdeolojik değirmende öğütülüp istenilen kıvama gelmiş bir insan bozması. Ya o çocuklarıyla vahşeti yapan kadın! Onlar ahlaksız, dolayısıyla merhametsiz bir toplum hedefleyen; ailenin ve namusun olmadığı, eşcinselliğin arttığı bir dünya için çalışan Küresel firavunların hedeflerine adanmış zavallı köleler.

 Onlar Uluslararası firavunların tapınağı olan ideolojileri uğruna İslam`ı yok etmek için çalışırlarken; Okullardaki eğitimin dönüştüremediği ve sistemin yaydığı modern günahlar karşısında ahlaklı bir toplum için çalışan bir İslam gençliği var. İşte Firavunların en büyük korkusu ve dünya ilahlıklarının önünde eğilmeden dimdik duran bu gençlik; çıkarsız, menfaatsiz, hazlarına esir olmayacak kadar şecaatle yetişen, Allah`tan başka kimseden korkmayan bir gençliktir.

Ahlaksızlığın çağdaş olmanın gerekliliği sayıldığı; ahlakın ise özgürlükleri kısıtlayan bir saçmalık olarak zihinlere dayatıldığı bu dönemde insanlığın yeniden fıtratına dönüşünde en büyük rolü bu gençlik oynayacaktır. Mustazaflar Cemiyeti`nin yetiştirdiği, Peygamber sevdalısı bu gençlik toplum için uzanan bir rahmet elidir.

Hazcılık, çıkarcılık üzerine bina edildiğinden insanı içgüdülerin boşluğuna salan ve bilgiyi Allah`a savaş açmak üzerine bina eden Eğitim değirmeninde necis bilgilerle vicdanı arasında bocalayan gençlerin onlara ihtiyacı vardır.

Zihni, kendi medeniyetini aşağılayan bilgilerle kirlendiğinden değersizlik duygularıyla bocalayan;

Heyecanı, merakı, hayreti çalınıp; futbol, müzik, şehvet putlarına kurban sunulan;

İmanı bir tarafa, ameli başka tarafa kaydırılan; masum duyguları, hayalleri, hedefleri çalındığından kederli, yorgun ve mutsuz olan gençlerin yeniden fıtratlarına dönmek için Peygamber Sevdalısı gençlere ihtiyaçları vardır. Peygamber Sevdalısı gençler İslam`ın sesini en gür şekilde o gençlere duyurup; sorumluluk odaklı çalışmaya devam ettikçe sonuçları yaratan Allah uluslararası Firavunların saltanatlarını devirecektir inşallah.