Gazze’de Anne Olmak
Bütün dünyanın gözleri önünde Gazze çocuğuyla, kadınıyla, kundaktaki bebeğiyle bombaların altında can veriyor.
Ve bizler bu durumu acılar içinde seyrediyoruz. Elimizden duadan, mitinglere katılmaktan, maddi olarak yardım etmekten başka bir şey gelmiyor.
Bu zulmü seyreden dünya düzenine lanetler yağdırıyoruz.
Siyonizme ve onun kuklalarına lanetler yağdırıyoruz.
İslam Ülkelerinin yöneticilerine olan ahımız katlandıkça katlanıyor.
Bir Sivil toplum kuruluşu gibi davranan İslam toplumu yöneticilerinin bir şeyler yapmasını beklemekten yüreğimiz tükendi.
Nutkumuz kurudu.
Gecemiz gündüzümüz bir oldu.
Her gün oradaki çocukların ahvali ile alakalı haberleri izlemeye dayanacak yüreğimiz kalmadı.
Çocuklarımız Gazze’deki görüntüler karşısında isyan ediyor hiçbir şeyin yapılmayışına.
Küçük kızım bile Gazzeli çocukların halini görünce feryad ederek "Anne halen neden bir şey yapılmıyor? Neden Cumhurbaşkanımız asker göndermiyor?" Diyor.
Ben de ona sen Fetih Suresini okumaya ve HAMAS’ın bu savaşı kazanması için dua etmeye, harçlıklarını göndermek için biriktirmeye devam et diyorum.
Diyorum demesine ama içim paramparça edilen, narkozsuz ameliyat edilen, annesini kaybettiği için feryad eden çocukların ve annelerin acılarıyla kaynıyor.
Bir annenin çocuğunun acısı karşısında hissettiği şeyleri ancak başka bir anne hissedebilir.
Ancak bir anne, başka anneyle empati yapabilir.
Bir annenin yürek yangınını ancak başka bir anne duyabilir.
Yarattığı yüz merhametin doksan dokuzunu kendisine alan Yüce Allah, birini annenin kalbine indirmiştir.
Evladını bütün ruhuyla sarıp sarmalasın, korusun, yetiştirsin diye.
Ruhunla sarıp sarmaladığın, canından öte, kendi bedeninden bir parça, uğrunda bin bir türlü fedakarlığa katlanabilecek kadar hayatının öznesi olan evladının acısı bir anne için başka bir şeyin acısıyla asla kıyaslanamaz.
Tarif de edilemez.
Gazze’deki anneler bu kadar büyük bir acının üstesinden dahi gelebilecek kadar yüce bir kahramanlık sergiliyorlar Mescid-i Aksa uğruna.
Bizim izlerken dayanamadığımız acıları onlar yaşıyor, bağrına basıyorlar.
Hazırlıklı bir şekilde ölümleri bekliyorlar, ayrılıkları, kederleri, hüzünleri.
Mescid-i Aksanın özgürlüğü uğruna.
Onlar Mescid-i Aksa’ya annelik yapacak kadar yüksek bir ruhu benliklerinde taşıyorlar.
Ve o ruhu nesilden nesile evlatlarına aktarıyorlar.
O anneler sayesinde 75 yıldır zulüm altında inleyen Filistinliler direnmeye devam ediyor.
Şu yeryüzünde Filistinli anneler kadar anneliği en yüce duygularla, en yüce hedeflerle mayalayan, çocuklarını yaşamaya değil, Allah yolunda ölüme adayan ve adanan anneler var mıdır acaba?
Selam olsun o mukaddes topraklarda Mescid-i Aksa’ya annelik yapan annelere!
Ey kudreti sonsuz olan Rabbim!
Nusretini gönder Filistinli mazlumlara. Onların sayesinde bizleri de uyandır. Birlik ve beraberlik nasip eyle İslam alemine. Zalim israili helak eyle. Amin.