• DOLAR 34.666
  • EURO 36.362
  • ALTIN 2933.344
  • ...

Batı, İslam toplumlarının birleşmesi ve kendilerini temsil edebilecek güçlü kurumlar oluşturabilecek düzeye gelmemesi için tüm tedbirleri almış ve almaya devam ediyor.

 Bizler bu uğurda çalışalım da Kadir-i Mutlak olan Allah elbet nasip eder bir gün.

Hem kim derdi ki israilin demir kubbesini bir avuç Filistinli paramparça edecek bunca istihbaratına rağmen. Ve dünyanın süper güçlerine parmak ısırtacak.

Batı, Osmanlıyı yıktıktan sonra parçalayıp, aralarına sınırlar çizdiği İslam diyarlarında kukla rejimler kurdu. Rejimlerini koruyacak insanlar yetiştirdi. Ticari, ekonomik ve siyasi çıkarlarını daimi kılacak yasalar oluşturarak İslam toplumlarını tahakküm altına aldı.

Bu tahakkümden dolayı İslam coğrafyalarına yağdırılan bombalara, öldürülen kadınlara, çocuklara, çiğnenen ırzlara, çalınan zenginliklere karşı Müslüman halklar sadece dua, protesto ve maddi yardım gibi seferberliklerde bulunabiliyor. Bir araya gelerek zulümlere karşı durabilecek bir temsil gücü oluşturamıyor. Müslümanların yöneticileri ise Batıya rest çekemeyecek kadar kukla ve Batı dostu.

Filistin’de 10 günden fazladır yaşanan Yahudi soykırımı karşısında ciğerlerimiz kanıyor, evlerimiz yas yerine döndü. Her gün acı ve keder içinde bombardıman altında bedenleri parçalanmış annelerin, çocukların halini izliyor, çoluk çocuğumuzla gözyaşlarına boğuluyoruz.

İslam âleminin her bir parçası, kendi yöneticilerinden bir şeyler yapmasını, israille ilişkilerini kesmesini istiyor. Vicdanı olan her Müslüman sınırların açılmasını ve canını Filistin için ortaya atmayı istiyor. Fakat Yöneticilerimiz ağzını açıp ya arabuluculuktan, müzakereden, ateşkesten bahsediyor ya da israile tehdit yağdırıyor, kınıyor.

Savaşa ve dünya barışına yönelik tehditleri önleme amaçlı kurulan BM ise, sadece Gazze'deki durumu analiz etmekle yetiniyor. Ukrayna savaşı başladığında oradaki halk için güvenlik koridoru açan, halkı güvenli bölgelere bizzat yerleştiren BM, mesele Gazze olunca üç maymunu oynuyor.

Avrupa Birliği Ülkelerinden israili destekleyici açıklamalar yapılıyor. Asker ve mühimmat gönderiliyor.

 Gazzeliler dört bir taraftan kuşatılmış ve dünyanın seyirciliği eşliğinde kendilerine soykırım uygulanıyor. İsrail elektrik ve suları kesti. İnsani yardımların ulaşmasını engelliyor. Siviller, camiler, hastaneler ve okullar bombalanıyor, sivil halka Fosfor bombaları atılıyor. BMGK, Uluslararası hukuku çiğneyen, savaş suçu işleyen israili yargılamak ve yaptırım uygulamak için harekete geçmiyor.

Daha ne zaman anlayacağız Batının kurduğu tüm Uluslararası kurumların, İslam aleyhine konuşlandığını.

Onlar İslam dünyasından çalarak sentezledikleri insan hakları, çoğulculuk, katılımcılık (demokrasi), hümanizma gibi kavramlara sadece kendi çıkarlarına uyduğu zaman sahip çıkarlar. Ve onlar hiçbir zaman Ortaçağ barbarlığından çıkıp da bize pazarladıkları gibi medeni olmadılar.

Filistin direnişi, Batılı halkları bile Batının ikiyüzlülüğüne karşı uyandırdı, ayağa kaldırdı. Kuzeyinden güneyine tüm Batılı Ülkelerde vicdanını kaybetmemiş insanlar kendi yöneticilerinin ve Uluslararası kurumların İslam dünyasına karşı gerçekleştirdiği zulümleri konuşuyor, kınıyor.

Bu durum aklıma İslam öncesi Mekke'de haksızlığa uğrayan kesimlerin haklarını savunmak için bir araya gelen Hilful Fudul Hareketini getiriyor. Acaba diyorum Batı Ülkeleri içinde Batının sömürü ve zulmüne karşı duran kesimler bir araya gelip bir Erdemliler hareketi oluştururlar mı? Ben bir gün bunun gerçekleşeceğine inananlardanım.

Bunu bir kenara not ettikten sonra tüm dünyaya ordularıyla, istihbaratıyla korku salan, dünya krallığına hazırlanan israili hezimete uğratan HAMAS’ı selamlıyorum. Onlar şu anda tüm dünyaya ve bizlere iman, ihlas ve teslimiyetin dersini veriyorlar.

İşgalci israil korkudan tüm Batılı dostlarını bu bir avuç mücahidi yenmek için toplasa da zaferi bu korkusuz mücahidler kazanmıştır.

HAMAS'ı yetiştiren anneler kazanmıştır.

Çocuklarının parçalanmış cesetleri karşında Aksa’ya feda olsun diyen annelerin mübarek ayaklarından öpüyorum. Aksa davasına ruh veren onların bu teslimiyetlerinde ve canlarını verecek evlatlar yetiştirmelerinde saklıdır.