• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Yürürlüğe girdiğinden bu yana aileleri parçalıyor.

Yuvaları yıkıyor.

Art niyetliler tarafından istismar ediliyor.

İftira ve şantaj malzemesi olarak kullanılıyor.

Kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri bizzat arttırıyor.

Fakat bu kanuna bir türlü dokunulamıyor.

Her aile Bakanı değiştiğinde bu kanun tekrar tekrar gündeme geliyor.

 Yaşattığı mağduriyetler kamuoyunda yankı uyandırıyor.

 Fakat gelinen nokta: "Biz bu kanuna dokunamayız" oluyor.

Bırakın dokunmayı, enine boyuna ele alınamıyor bile.

Bu kanuna itiraz edenler hangi gerekçelerle itiraz ediyor, dertleri nedir diye bir bakılmıyor.

Hadi bunu da bir kenara bırakalım. Hangi mağduriyetler yaşattığını da duymak, dinlemek, öğrenmek istemiyorlar. Kör, sağır ve dilsiz kesiliyorlar. Konusu açıldığında direk dokunamayız diyorlar. Aynı şeyi yeni Aile Bakanımız da söyledi.

Sormak lazım, acaba muhalefetin kırmızıçizgisi de onları kızdırmamak adına mı bu kanunu dokunulamaz ilan etti. Yoksa o da mı aile ve kadın meselesine feministçe bakıyor. Bizim inanç ve değerlerimizi referans almak istemiyor.

Kendisi Brüksel Parlamentosunda kadın erkek eşitliği, kadına yönelik şiddet gibi konularda birçok çalışma yapmış.

Tamam ama burası Bürüksel değil. Hele Vatikan’la yönetilen bir Ülke değil. Binlerce yıl İslam medeniyetine beşiklik yapmış, kendine has değerleri olan halkı Müslüman bir Ülke. Çiçeği burnunda olan Bakanımızın bu ayrımı iyi yapması gerekiyor.

Üstelik kendi inanç ve değerleriyle uyumlu yasalarla yönetilme hakkı yüzlerce yıldır elinden alınmış bu Ülke insanı Batının çakma yasalarından ve bu yasalara uyumlu olarak çıkartılan kanunlardan kurtulmanın sancısını çekiyor.

Ve bunu her fırsatta HÜDA PAR başta olmak üzere, milletini seven, ülkesinin gelişmesini, huzur ve barış ortamının sağlanmasını isteyen kesimler, partiler dile getiriyor.

O halde Sayın Bakanımız neyin derdinde sormak lazım. Kime göre, neye göre hareket etmesi gerekiyor?

 Brüksel’e göre mi, bu Ülkenin inanç ve değerlerine göre mi?

Öyle görünüyor ki bu dönem AK Partinin belki de son iktidar dönemi. Müslüman halkın büyük bir kısmı sırf dinine, inancına saldıran, yasakçı zihniyet başa geçmesin diye istemeye istemeye oyunu AK Parti’ye verdi. Kimse onları öylesine yeniden iktidara taşımadı.

 Özellikle, manevi, ahlaki, ailevi erozyon, dört bir taraftan sapkınlıkların, ahlaksızlıkların, çıplaklığın gözümüzün içine sokulurcasına teşhir edilme serbestliği, festivaller, konserler yoluyla heder edilen gençliğin geldiği nokta, cinsel sapkınlıkların normalleşmesi artık bu Müslüman halka gına getirdi.

Bu gidişat yirmi yıldır Ülkeyi kimin yönettiği sorusunu akla getiriyor.

Bu dönemde, artık dayatmacı yasalardan bir özgürleşme hamlesi gerçekleşmek zorunda. İktidar, ya kendine son bir şans veren Müslüman halkın nabzını iyi tutar. Küreselcilerin ve içimizdeki ayaklarının dayattığı yasalardan, çalışmalardan, programlardan bu toplumu kurtarır ya da toplum gemisi batar ve bir daha iflah olmayız.

Ne demek "Biz bu yasayı iptal edemeyiz, düzenleme de yapamayız. Uygulamada sorunlar varsa onları ele alırız".

Hayır efendim!

Sadece uygulamada değil, bizzat yasanın kendisinde sorunlar var. Yasanın kendisi baştan aşağıya revize edilmeli ya da iptal edilip yeni bir düzenleme yapılmalı.

Eşler arasındaki sorunları çözmenin birçok yolu var. Her sorun kendi bağlamında, kendi bileşenleriyle değerlendirilmeli. Her sorun yaşayana ahlaki ve hukuki bir dayanağı olmayan evden uzaklaştırma cezasını uygulamak Küreselcilerin aileyi bitirme planının gönüllü taşeronu olmak değil de nedir?

 Hele ki şiddeti kategorilere ayırarak çeşitlendirmek, çoğaltmak, her davranışı şiddet kalıbı içinde kabul etmek, sonra da "Ey kadınlar! Kocanız size kaşını dahi çatarsa bizi arayın, çünkü bu bile şiddettir" demek nasıl bir tuzaktır. Gündüz kuşakları akşama kadar programlarda bu Ülkenin Müslüman kadınlarının algılarını bu yasa üzerinden yönetiyor. Toplum mühendisliği yapıyor. Kocanız size harcadığınızın hesabını vermiyorsa şiddettir. Hadi isyan çıkartın, bu şiddetle savaşın, hakkınızı arayın, ne giydiğinize karışırsa cıngar çıkartın polisi arayın diyor.

Ve siz çıkmış bu kanuna dokunamayız diyorsunuz. Kim adına, ne adına konuşuyor olursanız olun, bu yasanın aileleri dağıtmasına, kadın cinayetlerini ve şiddeti arttırmasına göz yummayacağız. Bu konuda HÜDA PAR olarak elimizden geleni yapacağız.