• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

CHP zihniyeti, zaman zaman algılarımıza yönelik operasyonel tavırlar sergileyip, değiştiğini ima etmeye çalışsa da zihniyet aynı zihniyet.

İlkelerinden ne bir adım ileri, ne bir adım geri...

Ne sağa ne de sola!

Geriye kalan sadece bir tiyatro...

Bilirsiniz tiyatro biter, sahne perdeyle kapanır. Ve herkes dağılır, gider.

CHP erkanı da ne kadar milletin değerlerine düşman olmaktan vazgeçme, helalleşme tiyatroları çevirse de perdenin kapanmasıyla her şeyin bir düzmeceden ibaret olduğu gün gibi ortaya çıkar.

Ne demişti Kemal Atatürk "Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar. Onun için önce din ve namus telakkisini ortadan kaldırmalıyız"

İşte bu...

Ulu önderlerinin izinden uygun adım giden CHP kadrosunun tüm idealleri bundan ibaret.

Tabi bu toplumu zenginleştirme gibi bir dertlerinin de olmadığını es geçmeyelim...

İçlerinde yaşanan tecavüzlerin, tacizlerin altında yatan nedeni de Ulu Önderlerinin sözünden anlamak lazım. Önderlerinin vasiyeti gereği insan için en asil duygulardan biri olan 'namus' duygusu onlar için en birinci düşman. "Aileniz batsın" söylemini içselleştiren bu zihniyet, gayri meşru yaşam biçimini, gerektiğinde orman kanunlarını devreye katacak kadar vahşileşebiliyor...

Hani "Namus da neymiş? Biz kimsenin namusu değiliz!" pankartlarını hatırlarsınız... Bu pankartları boy boy açan zihniyet, namus kelimesini yaşanan bir kadın cinayetini kınarken kullanıp her fırsatta boşuna yerden yere vurmuyor. Kadına yönelik tüm haksızlıkların namus gibi asil bir duygudan ileri geldiği algısı yürütmeye çalışıyor. Ama asıl gaye namusu ortadan kaldırmaya çalışmak.

Ancak bu şekilde Ulu önderlerinin izinden uygun adım yürüyebilecekler.

Her fırsatta dine, dini sembolize eden ne varsa saldıran CHP zihniyetin temsilcilerinden Özel, geçenlerde akıllara ziyan bir açıklamada bulundu. Kafatasının içinde ne var bilmiyorum ama, olması gereken şeyden yoksun kalmış gibi. Hangi Ülkede yaşadığını henüz kanıksamamış.

Burası binlerce yıllık İslam Medeniyetinin beşiği olan, halkı Müslüman bir Ülke. Halkı Müslüman olan bu Ülkenin çocukları için açılan Kur’an Kurslarından bahsederken gözleri yerinden çıkacakmış gibi oluyor, gürlüyor, ağzına geleni savuruyor. Kızarıyor bozarıyor. Hele bir dur, bi nefes al. Sen hangi Ülkede yaşıyorsun, nereden sesleniyorsun, kim adına konuşuyorsun? Bu kurslara kolundan tutup da zorla Hristiyanların çocuklarını mı getiriyorlar? Ya da kanunen sizin gibi beynini Batıya kiralayanların çocuklarının bu kurslara gitme gibi bir zorunluluğu mu var? Kendi rızasıyla çocuğunu gönderenler için ne zaman geçerli olacak o 'din ve vicdan özgürlüğü' söylemleriniz?

Aymazlığa bakın! Mesele İslam ve Müslümanlar olunca tüm insani kavramların içini boşaltıyorlar.

Onların en büyük dertleri İslam'la.

Hani Ulu önderleri demişti ya dinin ortadan kalkmasıyla ilerleme olacağını...

Ezanın Türkçe okutulmasıyla, Kur’an Kurslarının kapatılmasıyla, Latin alfabesinin Kur’an alfabesinin yerine geçirilmesiyle, Kur'an'ların toplatılmasıyla, camilerin ahıra çevrilmesiyle fabrikalar açıldı, üretim yapıldı, ihracat yapıldı, uzaya çıkıldı da bu millet mi görmedi?

Üstelik özel, 4-6 yaş arası çocuklar için Kur’an Kursunun açılmasına Ortaçağ girişimi demiş. Kur’an kurslarında okuyan çocuklar Üniversiteye gidince Bilimin B'sini, Matematiğin M'sini bilmiyormuş. Pes doğrusu. Kemalist zihniyet okulları Laikliğin kalesi haline getirirken, kurduğu eğitim sistemiyle bu kalelerde yetişenlerin tüm değerlerine düşman olup, Kemalizm’i kutsayacaklarını sanıyordu. Dinin yerine ikame edilen Bilimin tüm eğitim sisteminden geçenlerin zihin kodlarını değiştireceği umuluyordu. Planları alt üst oldu elhamdülillah. Her meslekten ve akademi çevresinden dindar insanlar var bu Ülkede...

Marksistler bile Müslümanların Ortaçağ'larının olmadığını bilirken, bizim CHP'li Özel bilmiyor.

Hristiyan Batı'nın tecrübe ettiği Ortaçağ döneminde İslam toplumları en aydınlık çağını yaşıyordu. Medeniyetin merkezi İslam beldeleriydi. O beldeler ticarette, üretimde, bilimde, sanatta ve edebiyatta hiçbir milletin ulaşamadığı bir zirvedeydi. Hristiyan Batı ise acizliği, geri kalmışlığı içinde kıvranıyor, insani değerlerden yoksun bir halde yaşıyordu. Böyle bir dönemden geçen Batının bu Ülkedeki temsilcisi olarak Özel'in Müslümanları da aynı dönemin sahipleri gibi hissetmesini anlamak gerekir. Çünkü zihniyeti buraya ait değil, beslendiği topraklara ait. Onların sözcülüğünü yapıyor. Onlar adına konuşuyor. Ulu önderinin yolunu takip ediyor.

Toplumlar çağ atlıyor, süreç içerisinde ideolojiler bile çözülmeler yaşıyor, eriyor, ideolojiler arasında geçişler yaşanıyor. Ama Kemalizm olduğu gibi kaskatı yerinde duruyor. Kemalist zihniyetliler, çağı ne doğru okuyabiliyor, ne anlayabiliyor. Korkuları İslami değerlerin bir gün yeniden yürürlüğe geçmesi.