• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

7 Ekim Aksa Tufanı dünya için bir fırsattı.

Burnu yere sürtünen kin ve kibir abidesi siyonistler büyük bir yara almıştı. Dahası Gazze'nin Ortadoğu devletleri için öncü birlikleri olduğunu net bir şekilde fark etmişken...

Kendi dışındakileri goyim (börtü, böcek, köle, hizmetçi) olarak tanımlayan siyonist vahşiler ebedi yok oluş sendromuna girmişken...

Yüz yıllardır acımasızca sömürülen dünya halkları ve özellikle Müslümanlar için gerçek manada özgürleşmenin yolu açılmışken...

 Dünya tarihine yeniden, yepyeni bir sayfa aralama fırsatı doğmuşken...

  Sadece izlemekte olanlar siz ne olmasını bekliyordunuz?

  Siyonistlerin size zeytin dalı uzatmasını mı? Bir yerde durup pişman olacaklarını mı? Arz-ı Mev'ud ihtiraslarından vazgeçmelerini mi?

  Çok beklersiniz.

  Bir yıldır işlenen cürümler, katliamlar, canavarlıklar karşısında hareketsiz, gayretsiz, cesaretsiz goyimler sıra size geliyor. Yapmanız gerekenleri yapmamanın hesabını verme zamanınız yaklaşıyor.

  Siyonist vahşileri durduracak, engelleyecek, kaygılandıracak tek bir adım atmayan sizler...

   Bir yıldır işlenen kan dondurucu katliamlara rağmen, siyonist vahşilerle diplomatik ilişkilerini durduran bir İslam ülkesi oldu mu? Hayır.

   Ticari faaliyetler askıya alındı mı? Hayır.

   Hukuksal her hangi bir yaptırım oldu mu? Hayır.

   Elçilikleri kapatıldı mı? Hayır.

   Gıda, silah, çelik sevkiyatları ertelendi mi?  Hayır.

   Gaz, yakıt hatları kesildi mi? Hayır.

   Bir yıldır tarımdan, üretimden, ekonomiden tamamen yoksun kalan terör devletinin tüm ihtiyaçlarını ayaklarına kadar götürenler siz değil misiniz?

   Canavarı beslemekle canavardan emin olacağınızı mı düşünüyordunuz?

   Onur kırıcı tüm hakaret ve tehditlere rağmen, kim ne yapmış şu ana kadar?

Hiç bir şey.

  Peki zombileşmiş siyonistler neden dursun? Niye saldırmasın? Neden artarak vahşileşmesin? Neden?

   Gayretsizlere şunu sormak gerekmez mi?

   Azıcık gayret edip siyonyaratıkları yakıtsız bıraksaydınız...

   Ayaklarına kadar gıdalarını götürmeseydiniz...

   Denizaşırı sevkiyatlarınızı durdursaydınız...

   UCM kararları gereği iç hukukunuzda onları mahkum etseydiniz...

Elçiliklerini kapatıp, diplomatik ambargo uygulasaydınız...

El altından direnişi destekleseydiniz, ihanızı, sihanızı, teknolojik diğer  silahlarınızı direnişe ulaştırsaydınız...

Ne mi olurdu?

Goyim olmadığınız dahası özgür insan olduğunuzu ispatlamış olmaz mıydınız?

Belki ekonominiz çökerdi ancak ülkeleriniz, özgürlüğünüz, insanlığınız dimdik ayakta dururdu.

Hatta, biz şimdi Lübnan işgal ediliyor diye konuşmazdık. İsrail terör rejimi çoktan tırsıp, inine çekilmiş size yalvarıyor olurdu?

Ellinizi toplasak Yemen kadar olamadınız?

Peki kaçırdığınız bu fırsat, bir daha geri gelir mi?

Dilerseniz gelebilir. Hatta iki gece önce İran sayesinde geldi. Ama fırsatları değerlendirmek için yürek gerek. Yürek için iman, iman için ise fedakârlık...

Aynen, boyunuzu aşan özellikler...

İyisi mi siz sıranızı bekleyin.

  Nasıl olsa siyonistvahşiler eninde sonunda  size de uğrar. Kim bilir belki o zaman anlar, birden aslınıza rücu edersiniz. Cesur ve fedakârane mücadele edersiniz! Bekleyip görmek gerek.